Ekranların yeni yüzü: Ufuk Tan Altunkaya

Adını Feriha Koydum dizisinin aşk yüzünden gel gitler yaşayan karakteri Halil’i canlandıran Ufuk Tan Altunkaya, gerçek hayatta başarılı bir tiyatro oyuncusu. Halil karakterini oynarken çok keyif aldığını söyleyen ünlü oyuncuyla keyifli bir sohbet gerçekleştirdik…

Röportaj: Miray Uçar
Fotoğraflar: Emel Bayram
Styling:  Tuğçe Ülkümen /  Ufuk Onur Tapan
Make-up: Emine yıldırım - JeffHM

Herkes sizi Feriha’ya körkütük aşık Halil olarak tanıyor. Gerçek hayatta da aşkınız için her şeyi göze alır mısınız?

Aşk, insanı tamamen değiştiren, ödün verdiren, yapısını, karakterini değiştiren bir duygu. Kendi kişilik yapınızı tamamen yerle bir edebilir, gururunuzu , değerlerinizi hiçe sayabilirsiniz.. Ben Ufuk olarak şu an büyük şeyleri göze alamam gibi geliyor, ama aşk bu insana her şeyi yaptırabilir. O yüzden kesin bir yanıt vermem zor.

Kötü bir karaktere hayat vermenin zorlukları neler?

Aslında ben kötü bir karaktere hayat verdiğimi düşünmüyorum. Belki de dizideki Halil karakterini zaman içinde benimsediğim için öyle geliyordur. Baktığımız zaman asla kötü bir karakter değil çünkü. Halil, akli dengesini yitirmeden önce gayet akıllı, işinde gücünde, saf ve temiz biriydi.  Sonrasında aşk, geçmiş, çevre ve yaşanmışlıklar sonucu psikolojisi bozuldu. Akli dengesi bozulmuş biri için de kötü diyemeyiz. O yüzden hiç bir zaman kötü diye nitelendirmedim ben.  Ama elbette Feriha ve Emir aşkının arasına girdiği için sevilmeyen bir karakter oldu. Ama bunun da bana hiç bir zaman bir zorluk getirdiğine inanmıyorum. Sonuçta süren bir hikayenin parçasıyım. Bu da zorluk değil, aksine keyif veren bir şey oluyor.

Caddede sizi gördüklerinde tanıyıp tepki verenler oluyor mu?

Elbette dizinin hayranları hikaye açısından tepkilerini gösteriyorlar. Ama bu hiç bir zaman Erol Taş'a gösterilen tepki gibi bir tepki değil. Neyse ki beni sokakta dövmek isteyen birileri olmadı. Artık o zamanlarda değiliz sanırım. Artık oyunculara da başka gözle bakıyor insanlar. Bu nedenle nefret görmedim hiç, tam aksine çok güzel tepkiler aldım ve bu da beni çok mutlu etti.
 
Eğlenceli bir adam mısınız? Uçuk bir deneyiminizi duymak isteriz?

Aslında değişken bir adamım. Her gün farklı bir ruh haliyle uyanıyorum. Gün geliyor enerjik ve eğlenceli bir adam oluyorum, gün geliyor nemrut bir kişiliğe bürünüyorum. Sanırım herkes biraz böyle. Ama dengesiz bir tarafım olduğu doğru. Ama hayata genelde eğlenceli bakmaya çalışan, pozitif olmaya çabalayan biriyim. Klasik olacak ama; hayata bir kez geliyoruz sonuçta... Zehir etmenin bir anlamı yok.
Uçuk deneyim için bir şey diyemeyeceğim. Bana göre uçuk gelen kimine göre normal, bana normal gelen ise birilerine göre uçuk gelebilir.

Aşıkken nasıl bir adamsınız?

Romantik bir adam oluyorum sanırım. Küçük şeylerden oldukça mutlu olan tatlı bir adam oluyorum. Bir de biraz alıngan oluyorum sanırım, en ufak olumsuz bir davranış, içimde büyüyor, büyüyor ve  bir süre sonra da aşırı ilgi bekler bir hale geliyorum... 

Tiyatro kökenli olduğunu biliyoruz. Tiyatro mu sizi mutlu eden, beyaz ekran mı?

Tiyatro ilk göz ağrım. On dört yıldır iyi-kötü tiyatro yapıyorum. Ama son bir kaç senedir sahnede oyunculuğu bıraktım, artık sadece yazıp yönetiyorum. ve onun tadı başka tabii... Sahnede bir şeyler yaratmak, başlı başına bir eser koyabilmek, fikirlerini ve düşüncelerini; anlatmak istediklerini aktarmak muazzam bir şey. Bunun ötesine hiç bir şey geçemez. Dolayısıyla da sahne arkasında olmak bana hayatta en zevk veren şey. Hayatım el verdiğince de buna devam ederim diye düşünüyorum.

Televizyonu sevmediniz demek mi bu?

Televizyonda milyonlarla buluşmak ve kamera karşısında oynamak hayatıma yeni giren bir şey. Bunun zevkini inkar edemem. İkisi de hayatımda bambaşka bir noktalarda duruyor. İçinden bir tanesini seçmen gerekiyor deseler seçim yapamam diye düşünüyorum. İkisinin de büyüsü ve hazzı ayrı. Bambaşka deneyimler ve bambaşka hayatlar sunuyor.
 
Tiyatro sevdasına nasıl bulaştınız?

Açıkçası çok tesadüfi oldu. On dört yıl önce daha tiyatro oyunu bile izlememişken bir arkadaşım beni zorla, ama gerçekten zorla kolumdan sürükleyerek okul tiyatrosuna yazdırdı. Erkek oyuncuya ihtiyaç varmış. İtiraz ettim ama nafile... Sonrası klasik hikaye... Sahne tozunu yutunca bir daha da vazgeçemedim...

Bir de “Mekan Artı” var?

Mekan Artı, bizim tiyatrodan arkadaşlarımla 2010 yılında kurduğumuz bir tiyatro sahnesi. Sanatseverlerin destekleriyle, bir oto-yıkamayı dönüştürerek oluşturduk ve şimdi orada her gece farklı farklı tiyatrolar oyunlarını sahneleniyor. Kar amacı gütmeyen bir kurum ve orayı yaşatmaya çalışıyoruz. Benim oyunlarım da orada yer alıyor.

Sosyal Medyayla aranız nasıl?
 
Çok aktif bir kullanıcı değilim ama hesaplarım var sitelerde. Facebook ve Twitter sayfalarımı güncel tutmaya çalışıyorum.

Gelecekle ilgili planlarınız neler?

Uzun vadeli planlar yapan bir adam değilimdir. Anına göre yaşarım. Temiz kalpli ve inançlı olduğunuz taktirde doğru ve güzel olanın sizi bulacağına inanıyorum. Bu yüzden işlerimi hep en iyi şekilde yapmaya çalışıyor ve çabalıyorum. Bunun da sonucunu gelecekte bir şekilde alırım sanırım.