Sanat bilinci
Arnavutköy’ün taş döşeli yokuşlarından birinde karşınıza çıkan tarihi bir beyaz köşk dikkatinizi çekebilir; burası, Artkolik’in yeni mekânı. Sanatla sınırlı kalmadan farklı alanlardaki eğitim ve atölyelere ev sahipliği yapan platformu, kurucusu Nazlı Keçi
GÜNCELLEME TARİHİ: 2 Ocak 2019
Çimen Uzsoy G.
Fotoğraflar Serkan Eldeleklioğlu
Artkolik bahar itibariyle Arnavutköy'deki yeni mekânına taşındı. Mekânla birlikte neler değişti?
Mekânımızın büyümesiyle hizmetlerimiz çeşitlenerek arttı. Daha önceleri çağdaş sanat eğitimleri ağırlıklıyken bugün sanat tarihinden çağdaş sanata, resimden heykele, felsefeden edebiyata, psikolojiden arkeolojiye, yaratıcı dramadan dansa, permakültürden konstelasyona bir çok dalda eğitimler sunuyoruz. Bunlar tek seferlik seminerler, 8-12 haftalık dersler ya da yurt içi ve yurt dışı sanat merkezlerine geziler şeklinde düzenleniyorlar.
Bu sezonki programda hangi atölye, seminer ve geziler yer alıyor?
Az evvel bahsettiğim tüm bu programlar var. Bazıları tek günlük, bazıları 8-12 haftalık eğitimler şeklinde. Mesela önümüzdeki günlerde sanat ve siyaset, sanat tarihinde kadın, permakültür, 'elektronik dünya çocuğumu yuttu', Osman Hamdi, çocuklar için hikâye atölyesi gibi tek seferlik eğitimlerimiz olacak, ayrıca devam etmekte olan ve yeni senede de tekrar açılacak olan bir çok eğitimimiz var.
Arnavutköy'deki bu ahşap köşkte yer alan Artkolik, moda, yoga, felsefe, psikoloji ve arkeoloji gibi pek çok konuya değinen seminerlerin yeni adresi
En çok hangi atölye ve seminerler talep görüyor?
Tek seferlik eğitimler daha fazla talep görebiliyor. Tabii konu ile de çok alâkalı. Mesela çağdaş sanat eğitimlerimiz sekiz haftalık oluyor ancak belli konuları ele aldığımız sanat ve siyaset, sanat tarihinde kadın, moda ve sanat konu başlıkları altında tek seferde, belli konuları işlediğimiz seminerler çok popüler. Zaman herkes için çok önemli. İnsanlar kendilerini belli zaman süresince bir şeylere bağlamayı pek tercih etmiyorlar maalesef. Halbuki eğitim, hayatımızda öncelikli olması gereken konulardan. Maalesef her konuda olduğu gibi eğitimde de kısa zamanda bir şeyler öğrenmek isteniyor. Bu kimi konularda mümkün olsa da, bazı konularda istikrar ve devamlılık çok önemli.
Artkolik'i hayata geçirdiğiniz 2012'den bu yana sektörde nasıl değişimlere tanık oldunuz?
Verdiğimiz hizmetleri göz önünde bulundurarak hem sanat, hem eğitim sektörü olarak değerlendirebilirim. Sanat sektörü son senelerde oldukça gelişme gösterdi; gerek yapılan fuarlar, bienaller, sergiler alanında, gerekse açılan müzeler, koleksiyon evleri ve galeriler alanında. Müthiş müze ve merkezler açıldı. Sadece İstanbul'da değil, tüm Türkiye'de. Ülkemiz zaten bir tarih merkezi. Aslında sanatın içinde yaşayan bir ülkeyiz. Ancak bunları tanıtma konusunda halen çok zayıfız. Şanlıurfa'da Türkiye'nin en büyük müzesi açıldı ve kimse bilmiyor maalesef. Eskiye göre tabii ki bienaller fuarlarla beraber sanata olan ilgi bugün oldukça büyümüş olsa da maalesef daha gidecek çok yolumuz var... Halkımıza sanatın ne olduğunu anlatmalı, yüzyıllardır yaşadığımız bu toprakların sanat, kültür ve tarih açısından önemini öğretmeli, sanat eserlerimizi göstermeliyiz. Onun için sanatın eğitimin içinde olması çok önemli bir nokta. Sanata ilginin genel anlamda artmış olduğu görülse de sanat faaliyetlerine olan ilgi ile kıyaslanınca daha çok yol katetmemiz gerektiği ortaya çıkıyor. Sanat herkesin hayatında olmalı. Mesleğinizin içinde bir bölüm olmasına hiç gerek yok onu sevmek için. Sanat mesleği ne olursa olsun herkesin hayatının içinde bulunması gereken bir kavram... Sanatı sevmek için sanatçı, koleksiyoner ya da akademisyen olmak zorunda değilsiniz ki... Ülkemizde maalesef 'Sanata karşı bir yeteneğiniz yoksa sanat ile bir alâkanız olamaz' düşüncesi, sanatı hayatımızın içine sokamamamızın ilk sebeplerinden biri bana göre. Bu arada eğitim alanında sektör hızla büyüyor. Okullar, üniversiteler açılıyor. Tabii, bu kadar genç bir nüfusta olması gereken de bu. Ancak içerik de çok önemli... Sağlıklı, içi dolu bir büyüme ihitiyacımız olan. Maalesef sanat eğitimine baktığımızda halen çok gerideyiz. Halen dünya standardında sanatçımız çok az. Burada görev sadece eğitimcilere, okullara, üniversitelere düşmüyor; aileler de çok bilinçli olmalı. Eğitim doğuştan başlayan bir konu. Çocuklarımızı araştırmacı, meraklı yetiştirmek zorundayız.
Nazlı Keçili ve Artkolik'in yeni proje ortağı Işın Görmüş
Artkolik nasıl yollardan geçerek bugüne ulaştı?
Artkolik bir sanat ve kültür platformu olarak kuruldu. Hem online, hem basılı yayınladığımız bir dergimiz vardı. Daha sonra eğitim bölümümüzü de ekledik. Son olarak eğitimlerimize çesitlilik katmak istediğimiz için daha büyük bir mekâna geçtik.
Artkolik dergisinin hazırlık sürecine ne kadar dahilsiniz?
Dergi işini çok sevdim. Ancak artık sadece online olarak devam ediyoruz. Üç ayda bir yayımladığımız, her sayıda bir tema seçtiğimiz, benim kapağından röportajına, mizanpajından ilanlarına birebir içinde olduğum bir dönemdi. Sanatı okuyucuya çok keyifli ve sıkılmadan öğrenecekleri şekilde sunmayı hedeflediğimiz bir dergiydi. Önümüzdeki dönemde dergiyi özel sayılar olarak altı ayda bir yayınlamayı hedefliyorum. Online platformumuz bugün haberler, röportajlar, yazılar ile yoğun bir şekilde yoluna devam ediyor. Kadınlardan oluşan, yaptığı işi çok seven enerjik bir ekibimiz var. Ama ben işin birebir içinde olmayı her zaman önemsiyorum. Haberler, konu başlıkları ve röportaj seçimlerine dahilim diyebiliriz.
Ailenizle başlayan bir reklamcılık geçmişiniz var. Reklam dünyası ile sanat dünyasının kesişim kümesinde neler var? Birinden diğerine geçmek radikal bir değişim miydi sizin için?
Evet, hem babam sebebiyle doğduğumdan beri içinde olduğum, hem de 15 sene birebir tecrübe ettiğim bir reklamcılık geçmişim var. Yaratıcılık reklamcılığın önemli bir alanını kapsıyor zaten, dolayısıyla sanat ile reklam çok iç içeler ve ben her zaman reklamın yaratıcı tarafını tercih ettim. Dolayısıyla hiç radikal bir değişiklik olmadı, aksine çok keyifli, 'iyi ki yapıyorum' dediğim bir hareket oldu.
Reklamın sanat ile kesişim kümesinde yaratıcılık ve bence her sektör için çok önemli olan iletişim var. İletişim her işin olmazsa olmazıdır.
Kişisel bir sanat koleksiyonunuz da var sanırım. En son kimin işini edindiniz?
Bir koleksiyon değilse de elimden geldiğince sahip olmaya çalıştığım belli başlı sanatçılar var.En son genç sanatçılardan İbrahim Ahmet Derindere'nin çok sevdiğim bir işini aldım.
Sanat üretmeyi siz de düşünüyor musunuz? Bu anlamda gelecek projeleriniz var mı?
Heykel seviyorum ve iki senedir ders alıyorum. Aslında çok geç başladığım bir alan. Çok keyif verici. En ince ayrıntısına kadar günlerce, aylarca üzerinde çalışıp bir şey yaratmak büyük bir haz. Sanata, emeğe saygının ne demek olduğunu idrak etmek açısından da çok yardımcı bir alan. Şu an sadece keyıf için yapabiliyorum ama. Bir de yazmayı seviyorum. Uzun vadede bir de kitap projem var.
Kızlarınızın sanatla nasıl ilişkileri var? Sizin bir zamanlar babanızla işe gittiğiniz gibi onlar da Artkolik'e geliyor mu sık sık?
Kızlarım ofisime gelmeyi çok seviyorlar. Evet, ben de babamla gitmeyi çok severdim. Tabii, reklam ajansı da bir çocuğu cezbedebilecek, renkli, hareketli bir ofis. Aynı şekilde Artkolik de öyle. Özellikle de resim-heykel stüdyomuz çok cazip geliyor onlara. Sanatla iç içeler... Piyano çalıyorlar, vokal dersleri alıyorlar. Büyük kızım resme oldukça yetenekli ve çok seviyor. Küçük kızım drama konusunda başarılı. Birlikte sergi çok gezeriz. Her gittiğimiz şehirde en az bir tane müze veya galeri ziyaretimiz olur. Geçen yaz Londra'da, West End'de de bir tiyatro okuluna gittiler. Babaları da çağdaş sanatla çok ilgili, dolayısıyla sanatın bir çok dalıyla iç içe büyüyorlar diyebilirim.
Moda da sanatla çok iç içe, ondan çok beslenen bir alan. Sizce ikisini bu kadar birbirine yaklaştıran nedir?
Yine tabii ki yaratıcılık ve iletişim diyebilirim. Sanat müthiş bir iletişim yolu ve çok güçlü bir ilham kaynağı. Moda varoluşundan itibaren sanattan hem yoğun olarak ilham almıştır, hem de tüketiciye ulaşmada kuvvetli bir iletişim aracı olarak kullanmıştır. Sanat da moda da ortak noktaları yaratıclık olan kavramlar. Gerek günümüzde, gerek tarihte modanın sanattan ilham aldığı bir çok moda akımı söz konusu. Bunun son örneklerinden biri mesela Gucci 2018 İlkbahar-Yaz koleksiyonu ve reklam kampanyası oldu. Moda evinin kreatif direktörü Alessandro Michele, bir Rönesans aşığı olmasının da etkisiyle bu imajlar ünlü sanatçılar Jan Van Eyck ve Hieronymus Bosch gibi isimlerden esinlenerek hazırlanmıştı. Bu ve benzer konuları Moda ve Sanat seminerimizde tüm detaylarıyla konuşuyoruz.
Sizin moda ile nasıl bir ilişkiniz var?
Ben modayı körü körüne takip eden biri değilim. Moda çok çabuk kabuk değiştiyor. Ben de tarzıma, alışkanlıklarıma sadık biriyim. Bazı olmazsa olmazlarım vardır; beyaz gömlek, uzun hırka ve ceketler, büyük takılar, spor ayakkabılar, şalvar pantolonlar ve botlar gibi. Bunlar bazen moda, bazen demode olabiliyor. Benim için önemli olan modayı takip etmekten ziyade yerine göre giyinmek ve kendine özgü bir tarz sahibi olmak. Herkese yakışan ayrıdır, sanırım onu bulmak ve kendinden detaylar katmak benim için şık giyinmeyi ifade ediyor.
Markaya özel kurgulanmış etkinlikler
Artkolik, yeni adresinde süregelen etkinlikler dışında farklı hizmetler de vermeye başlıyor. Nazlı Keçili ve arkadaşı yayıncı Işın Görmüş güç birliği yaparak, pazarlama sektörüne yeni bir soluk getirmek üzere kolları sıvamış durumdalar. Ana üs olarak kullanacakları Artkolik'teki organizasyonların yanısıra, İstanbul, Türkiye geneli ve yurt dışı olmak üzere farklı destinasyonlara yaymak istedikleri, markalara özel geliştirdikleri davet ve etkinlikler için yaratıcı fikirler geliştirmekteler. Markaların sıklıkla başvurdukları satış ve pazarlama davetlerini, daha eğlenceli hale getirmek isteyen ikili, bu etkinliklerin içine kapsül seminerler, eğitimler ve sanatsal faaliyetler entegre etmeyi planlıyor. Herhangi bir ürünün sırf hikâyesini dinlemektense, hikâyenin bir parçası haline getirmek istedikleri misafirleriyle, markalara da farklı bir hizmet sunuyorlar. Onları İstanbul'un eski semtlerinden birinde veya Türkiye'nin benzersiz güzellikteki, gizli kalmış adreslerinde, hiç beklenmedik isimleri bir araya getirmiş olarak görürseniz şaşırmayın.