Sorumlu Modanın Öncüsü: Zeynep Tosun
MODA

Sorumlu Modanın Öncüsü: Zeynep Tosun

Türkiye'en başarılı tasarımcılarından Zeynep Tosun ile sürdürülebilir moda hakkında konuştuk.

GÜNCELLEME TARİHİ: 20 Nisan 2020

Moda Editörü Tuğçe Kılınçlı
Fotoğraflar Fırat Meriç
Röportaj Bade Çakar

Yarattığınız tasarımın özellikleri neler?
Çekimde giydiğimiz tasarımlar, farklı şekilde sürdürülebilir modaya uygun. Benim giydiğim, antika bir masa örtüsünün parçaları. Yaka ve kollara işlemeli tarafları koyduk, masa örtüsünün kumaşını da ana kumaş olarak kullandık; bir çeşit şile bezi. Her şeyi orijinal tutup, ne nereye yerleşir diye düşünüp, ona göre kalıpladık. Modelin giydiği, yeni projemizin ilk denemelerinden. Üretimimizi Anadolu'da yapıyoruz ve orada sürdürülebilir bir iş bölümü bırakmaya çalışıyoruz, oldukça detaylı bir proje bu.

Tasarımınızın arkasında yatan ilham nedir?
Şu anki kıyafetlerde göremeyeceğimiz bir el işi var burada. El yapımı kanaviçe, tel sarma kullandık. Bu ikisinin birleşimi çok eski tekniklere dayanıyor, ilhamı Anadolu'dan alıyor.

Sürdürülebilir bir tasarımı hayata geçirmenin zorlukları neler?
Kumaşı, ipliği, nelerden ve nasıl yapıldığı çok önemli. Bunların hepsi uzun, yapmak istediklerinizi kısıtlayan bir süreç. Pazar daha yeni yeni oluşuyor. Sürdürülebilir bir kumaş bulmak istediğinizde ulaşmanız zor oluyor. Renk seçeneği az. Biraz kıtlık var ama tüm dünya üzerine eğildikçe seçenekler de genişlemeye başladı.

Çevre dostu tasarım yaratırken trendlere bağlı kalmak zor mu?
Zor olmuyor çünkü sadece çalıştığınız materyal farklı. Bu materyali denemeniz gerekiyor ve evet, bu bir zorluk ama aynı zamanda bir öğreti, o yüzden ben buna bağlı kalmayı zor görmüyorum. Sadece materyal eksikliği var ama bir tasarımcıysanız her şeyi yapabilirsiniz. Zaten işiniz problem çözmek ve yaratmak; elinize 3 şey verseler, 33'lük bir şey yaratabilirsiniz.

Sürdürülebilir moda tam olarak ne demek?
Kullanılan materyallerin ve üretim şeklinin sürdürülebilir olması. Ama asıl önemli olan sistemin sürdürülebilir olması. Yaratılan sistemin uzun ömürlü olması, modanın sürdürülebilirliği için önemli. Biz de bunun için tüketimi azaltmaya yönelik bir proje üzerinde çalışıyoruz.

Sürdürülebilir tasarımların olmazsa olmazları neler?
İplikten kumaşa tüm materyallerin üretim şekli ve kullanım alanı. Hepsi bir bütün olmalı. Konuya 365 dereceden bakmak lazım.

Sürdürülebilir moda algısını ilk ne zaman ve nasıl edindiniz?
İlk vintage ile başladığımı düşünüyorum. Sonuç olarak başkasının giydiği bir şeyi satın alıyorsunuz, yeni üretilmiş olanı değil. Annemden, ailemden de birçok şey kaldı. Bütün bunlar bende farkındalık yarattı. Sürdürülebilir kumaş, üretim, algı yayılınca geldi ama benim ilk öğrendiğim şey uzun ömürlü giyimdi. Bir parçayı defalarca giyerim, değiştirir yine giyerim. İnsanlar 10 yıldır benimle olan bir şey gördüklerinde, nereden aldığımı sorarlar. Çabuk tüketmemek lazım; ne duyguyu ne davranışı ne de modayı...

Bu algıyı gündelik yaşamınıza nasıl dahil ediyorsunuz?
İşyerimde ve evimde geri dönüşüm yapıyorum çok uzun zamandır. Sahip olduklarımı saklıyorum ve dönüştürüyorum. Tabii, dönüştürme kısmında tasarım gözü gerekiyor ama kıyafetleri atmadan zamana uyarlayabilirsiniz, ben yaşamıma böyle dahil ediyorum.

Bu alanda beğendiğiniz tasarımcılar kimler?
Tabii ki Stella McCartney. Bence en önemlisi vegan üretim yapması. Bana çok ilham oldu birçok konuda. İnşallah biz de çok güzel projeler yapacağız ve o beğendiğimiz tasarımcılar arasına gireceğiz. Ben küçük tasarımcıları daha çok seviyorum. Biri sepet yapıyor, biri başka bir şey... Büyük tasarımcılarda ise neredeyse Stella McCartney dışında isim yok.

Modanın bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sektörün bugünkü durumunu yazsak sayfalarca bitmez. Dünya değişiyor, güncellenmesi lazım birçok konunun. Tüketim konusunda duyarlı olmak lazım. Moda sektörü hiç böyle değil, aşırı dip bir noktada. Bence onu ayağa kaldırması gerekenler yeni beyinler. Sistem yanlış, sistem kendi kendini düzeltemiyor. Bu konuda artık kutunun dışında düşünmek gerekiyor.

Sürdürülebilirlik algısı sizce nasıl yaygınlaştırılabilir?
İnsanlara dünyanın kötü bir sona doğru gittiğini, gelecek nesillere bırakmamız için eski zenginliklerin kalmadığını, iklim değişikliğini, çevresel faktörleri çok iyi anlatmak lazım.

Hızlı modanın en büyük zararı ne?
Tüketim toplumuyuz. Moda çok büyük bir endüstri ve dünyayı yönetenlerden biri. Giy, çıkar, at mantığı ciddi boyutta atıklar oluşturuyor, artık bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. Bu kapitalist sistemin sunduğu; "Al, al, al!" Sizi sürekli tüketmeye odaklıyor. Oysa sadece bir tişört için harcanan su bile o kadar fazla ki... İnsanların 1000 tane şeye ihtiyacı yok, bu kadar çok şeye sahip olmamalı. Moda akımlarının sürekli değişmesine gerek yok. Gelecek için bunlardan artık vazgeçmeliyiz.