03. Süper Gelin Özlem: Evlilik mi? Ne kariyerden geçerim, ne mahalle baskısına gelirim
LIFESTYLE

03. Süper Gelin Özlem: Evlilik mi? Ne kariyerden geçerim, ne mahalle baskısına gelirim

Evlilikten uzun uzadıya uzak durmak için birçok önyargımız varken...

GÜNCELLEME TARİHİ: 25 Mart 2011

Nunu, benim mor kızlardan biri. Hem de en eskilerinden. Ancak maviye oranla kırmızısı baskın olduğundan hepimizden önce aşık olmuş, aşık olmakla kalmamış evlilik kararını en önce vermiş olanlarından. Aynı sene çocuk yapmış, çocuğu uğruna, dereceyle bitirdiği muhteşem okullar ardından edindiği kariyerini bile bırakabilecek kadar kırmızısı baskın mor kızlardan.

Yalnız en son gördüğümde, kızının at arabası üzerine oturmuş, yerliler gibi bağırıyordu. Kızımı kendim yetiştireceğim, birkaç yıl sonra da kariyerime kaldığım yerden devam edeceğim dese de, Nunu'nun o zamana kadar iyice delireceğini düşünüyorum. Evlilik beni iyice korkutmaya başlasa da aşık olduğu adamla evlenmiş bir anneyle empati yapmaya çalışıyorum. Bu konuda başarılı olduğumu düşünüyorum, ama yine de o duyguyu bir türlü anlayamıyorum. Ve yine 2,5 numaralı gözlüklerimle tiyatroyu sadece izliyor, rol almayı reddediyorum.

İstanbul gibi bir metropolde doğan, büyüyen ve son yıllarda kariyeri için çalışan mavi yakalılardanım. Bu metropol bana dar gelirken, ailem için koskocaman bir şehir. Tek çocuk olmanın verdiği dezavantajları da üzerime mıknatıs gibi çekerken, eve giriş çıkış saatleri gibi belli kurallara sahip geleneksel bir aile yapım var. Üniversite yıllarında motorsiklet grubuyla gezen, kızlı erkekli arkadaş grubuyla her yaz tatil yapan, dönemin hippie gençlerinden olan geleneksel babamın, aradan geçen neredeyse 30 yılı, aksi yöne sayarcasına "Sakın küpe takan bir damat getirme" sözüne sadece gülerek geçiyor, sandığından çıkardığım üniversite fotoğraflarıyla cevap veriyorum. Annemin ise, "Kızım artık evlensen diyorum, ne zaman torun seveceğiz biz?" gibi sorularına "bu yıl söz anneciğim" diyerek geçiştiriyorum. Ortada fol yok, damat yok! Seneye sorduğunda yine aynı numarayı yapıyor olacağımdan eminim. Aslında ben hiç evlenmeyeceğim :).

Evlilik kolay iş. Küpesi olmayan birini buluyorsun, evleniyorsun, hemen bir çocuk yapıyorsun. Ve mahalle baskısından kurtuluyorsun. Tabii bir müddet. Ardından, "2.'yi ne zaman yapıyorsun" sorusu hiçbirimize yabancı gelmiyor. Haksız mıyım?

Evlilik zor iş. Gündüz kariyer yapıyor, akşam yemek yapıyorsun, çocuk bakıyorsun, kocaya ilgi gösteriyorsun gün sonunda bayılıyorsun. Ve yine, beep beep! Saat 07:00, yarış başlasın!

Ay sonu geldi faturalar birikti
Ama şu siyah elbiseye de aklım gitti
Eve geldim temizlik saati
Çamaşır suyu ojelerimi mahvetti
Cuma vizyona beklediğim film girdi
Evdeki misafir hevesimi bitirdi

Ve ayrıca evlilik zor iş. Bunca büyük aşkların sonunu evlilikle bağlayan, ancak bağını hiç sıkamayan, 8 yıllık ilişki ardından 8 ay evli kalamayan… Aldatma hikayeleri, anlaşamıyoruz bahaneleri, evlilik aşkı öldürür sloganları… Hiç yabancı gelmiyor, öyle değil mi?

Evlilikten uzun uzadıya uzak durmak için birçok önyargımız var. Bu mantıklı karardan caydırabilecek bir süper kahraman yoksa ve tabii rahat batmıyorsa, "Ev'lilik" kelimesi, kelime kökünden daha ileri gidemiyor benim için. O da zaten sahip olduğum bir şey.

Ne kariyerden geçerim, ne de mahalle baskısına gelirim. Ama süper kahramana şans veririm diyorum içten içe... Sevgili hemcinslerim, düşüncelerimle ilgili kendi kendime kavga edeceğime işin uzmanı, Cafe RUJ ilişki yazarlarından Pınar Özel'e telefon açıyorum… Buluşmaya karar veriyoruz. Bir cup kahve eşliğinde biraz dertleşiyor, fikir alıyor, biraz da kavga ediyoruz… Bir sonraki yazımda konuşmamızdan da bahsediyor olacağım… En doğrusunu uzmanlar bilir diyor ve şimdilik size veda ediyorum…

supergelinozlem@caferuj.com.tr

Diğer yazılar için TIKLAYIN

Twitter'dan takip et: