06. Süper Gelin Özlem: Aşkta ilk gün

Aşk, yüreğime kaya inmiş gibi hissettirmeli, "hard rock" olmalı. Aşk, ağır ağır hissettirmeli ağırlığını, "Heavy Metal" olmalı. Aşk yavaş yavaş dokunmalı, "Soft Rock" olmalı...

5-4-3-2-1 ve nihavend Cumartesi! Geç saatte uyandığım, geç saatte uyuduğum tek gün, Cumartesi! En sevdiğim gün Cumartesi!

Tere yağ, reçel, nutella, bir de tavada yumurta
Sağlıklı beslenmek yok, bugün tatil bana!
Kolumda çanta, çıktım Bağdat yoluna, kahvemi de içtim en sevdiğim mor kızlarla
Kuzen arar, "Öz, akşam dvd partisi var! "
Hiç kaçırmam, sabaha kadar yolu var!

Pazar, sabah sanarak açtığım gözlerim öncelikle tavana sonra da telefona bakıyor. Saat 13:00 ve 3 cevapsız arama! Kahretsin! Nunu öldürecek beni… "Alo, Nunu 20 dakikaya oradayım!" Kotum ve t-shirt'um! Uyku sersemiyim, neredesiniz, bulun beni! Çabucak giyinip, saçlarımı toplamadan çıktığım bir gün daha. Neyse ki, alışığım bu sendroma.

Nunu, kocası, minik tatlı kızı ve arkadaşları. Uzunca bir masada oturmuş sohbetteler… Geç kalmışlığın ezik büzüklüğüyle oturduğum masada, tüm gözler üzerime çevriliyor. Saat 15:00'a geliyor ama ben hala uyanamamışlığın verdiği mahmurlukla günaydın demiş bulunuyorum. Tam açıklamamı yapmaya başladığım sırada bir çift gülümseyen gözün üzerimde olduğunu hissediyorum. Hala uyku halinde ve dağınık olsam da, yerinde olan reflekslerimle gülümseyen gözlere aniden bakmış bulunuyorum. Koyu mavi bir çift gözle göz göze geliyorum. Minik bir kilitlenme sahnesi yaşıyorum ama yine de "Selam" deyip kendimi tanıtabiliyorum. Nunu: "Öz, benim lise hazırlık sınıfından beri görüştüğüm, en sevdiğim arkadaşlarımdandır" şeklindeki açıklamalarıyla devam ediyor. Ben ise, mavi gözlü arkadaşa istem dışı ara ara dönüp göz atıyorum, hala baktığını ve gülümsediğini görüyorum, hızla kafamı çeviriyorum. Neden heyecanlandım ki şimdi? Bu tepkim niye? Neyse ki masada dikkatleri üzerinde toplayan genel bir sohbet başlıyor da bu komik hareket halimden kurtuluyorum.

Hemen betimleyeyim sevgili hemcinslerim. Sıfır numara kesilmiş saçları, sol kulağında tek taş küpesi, mavi gözleri olan bu adam oldukça derin bakıyor ya da bana öyle geliyor. Yakışıklı adam sınıfına değil de, tarzı ve bazı fiziksel özelliklerinden ötürü çekici adam sınıfına koyabileceğim, henüz bir çift kelam etmemiş olduğum bu adamdan, kendi kendime "etkiledin sen Öz" demek biraz fazla geliyor. Sıfır numara saç kesimli (yani kel) erkeklerden oldum olası etkilenmişimdir, evet. Ancak yeşil renkte gözlere sahip hemcinsiniz olan benim, karşı cinsteki renkli gözler hiçbir zaman dikkatimi çekmemiştir. Tabii, bu tercihimden caydırabilecek kadar etkileyen bir bakış yakalarsam en sevdiğim renk o bakışın göz rengi olabiliyor. Olabiliyormuş… :) Sohbet sırasında benimle ve diğer arkadaşlarla olan diyaloğu, kendine güvenli, ancak dikkat çekmeye çalışmayan duruşuyla, orada olduğunu göstermek için boş boş konuşmayan bu adam, edindiğim ilk izlenimlerle kısmen de olsa dikkatimi çekmeyi başarıyor…

Ayrıca bu adamın benim çok sevdiğim "rocker" bir havası var… İlerleyen saatlerde sohbet konserlere gelince zaten ne olduğunu hemen anlıyorum, mmm gerçekten hoş :).

Popçular dışarı!

Belki hatırlarsınız bu sloganı. "Popçular dışarı!!!" :) Evet, hayatımdaki tüm popülariteler dışarı! Popüler müzik, her hangi bir şeyin moda olması ve benim onu popüler olmasından ötürü kullanıyor olmam. Bu bir kelime, bir obje, bir kıyafet ya da bir mekan olabilir. Takip etmeyi ihmal etmediğim ancak genellikle de uymadığım popüler kavramı hiç bana göre değil sevgili hemcinslerim.

Benim bir stilim var. Şıklar arasında değişkenlik gösteren ama popüler olmayan. Seçimlerimde de pop olamıyorum. Pop bir adamdan hoşlanmıyor, pop mekanlara gitmiyor, pop müzik sevmiyor, pop giyinmiyor, pop bir hayat biçimi tercih etmiyor oluyorum. Bu nedenle ne bir kadınla pişti oluyor, ne bir ağızdan herkesle aynı şarkıyı söylüyor, ne de popüler sevgili bulup yarış içinde oluyorum.

Pop aşka hiç gelemiyorum! Aşk, yüreğime kaya inmiş gibi hissettirmeli, "hard rock" olmalı. Aşk, ağır ağır hissettirmeli ağırlığını, "Heavy Metal" olmalı. Aşk yavaş yavaş dokunmalı, "Soft Rock" olmalı... Neyse bırakalım şimdi aşkı meşki. Laf etmeyelim, ne de olsa aşk, tesadüfleri sever... :)

Sevgili hemcinslerim, öncelikli olarak etkileyen yüzeysel özellikler hiçbirinizi tamamen etkileyemeyeceği (etkilememesi gerektiği) gibi beni de etkilemiyor. Hepimiz yaşamışızdır, uzaktan beğeniyle yaklaştığımız herhangi biri yakınlaştıkça, uzaklaşabiliyor. Ya da fiziksel özellikleri ve tarzı kafamızdakinden tamamen farklı olan ve bizi bu anlamda çekmeyen bir erkek, karakteristik özelliklerinden ötürü süper kahramanımız olabiliyor. Tabii, aynı anda hem öyle hem de böyle olsa, hiç de fena olmaz dediğinizi duyar gibi oluyorum ?. Bu hem ve hem'lerimizden hiç vazgeçmeyeceğiz değil mi kızlar? :)

Ps: Adını FSM şeklinde kısalttığım bu kel ve mavi gözlü adam, şu anda evlenmek üzere olduğum kişidir. Ve aslında Süper Gelin Özlem'in hikayesi burada başlamaktadır :). Evlilik gününe kadar devam edecek olan hikayemde geçilen evreleri paylaşmaya başlıyor olacağım. Bir ata sözü vardır: "Gelin ata binmiş, ya kısmet! demiş". Bilinmez ki, belki de bu macera beklenen sonuçla sonuçlanmayabilir. Bunu hepbirlikte göreceğiz… :)
Ps: Bu arada size Türkiye'de, her halleriyle çok tatlı ve favori çiftlerim diyebileceğim çiftlerden bir kaçını sayasım geldi:

Seviyorum sizi…
Demir Demirkan – Sertap Erener
Serdar Erener – Nil Karaibrahimgil
Mazhar Alanson – Biricik Suden
Okan Bayülgen – Şirin Ediger

supergelinozlem@caferuj.com.tr

Diğer yazılar için TIKLAYIN!

Twitter'dan takip et: