07. Süper Gelin Özlem: 2 kadın 1 adam bir de süper kahraman
LIFESTYLE

07. Süper Gelin Özlem: 2 kadın 1 adam bir de süper kahraman

Mor kızların testlerinden geçerek, sevgili adayı olmaya hak kazanan aday adayı…

GÜNCELLEME TARİHİ: 8 Nisan 2011

07:00'da çalan alarmla gözlerimi açıyor, saati ertelemeye alıyor ve nedenini hala çözemediğim bir gel gitten dolayı, günü pazar zannedip tekrar uyku moduna geçiyorum. Pazartesi olduğunu hatırlandığım an yataktan zıplıyorum: Kahretsin! Geç kaldım! Patron beni öldürecek!

Her pazartesi aynı sendrom, var mı çözümü olan?

Yaklaşık beş dakikada hazırlanılıyor, ancak on dakika bugün hangisini giysem düşüncesiyle ayakkabılarımı izliyorum. Ancak tercihimi her zamanki gibi düz ve rahat olanlarından yana yapıyor, yüksek topukluları ertesi gün izlemek üzere yerlerinden hiç oynatmıyorum. Günün en güzel bölümüdür ayakkabılarımı izlemek. Ayakkabı tutkusu hepinizde var bilirim, ancak sanırım bende biraz fazlası…

Kazandığım parayı taksi, ayakkabı ve mor kızlarla iş çıkışı yediğimiz yemeklere yatıran ben, biraz otokontrol yapabilseydim, şimdi minik bir servet sahibi olmuştum. Bilmem, belki de çok geç değildir…

Hey taksi! Çok hızlı, Balmumcu!

Yolculuk esnasında hızlıca baktığım e-maillerime cevap vermeye başlıyorum. Arada benim mor kızlardan Bilge'nin e-mail'i gözüme çarpıyor. "İş çıkışı buluşalım mı?". Ozlem to Bilge: "ok". Mor kızlardan biriyle buluşulacaksa, işle ilgili bir program yoksa, tüm planlar ertelenir ya da mor kız plana dahil olur.

Kazasız belasız kapattığımız günden sonra ve eve gitmeden önce kendimize ayırdığımız iki saat dünyaya bedeldir. Sorun varsa konuşulur, fikir alınır, beyin fırtınası yapılır, sigara - kahve içilir, fal bakılır, mutlaka eğlenilir, eve günün yorgunluğundan arınmış ve stressiz gidilir.

2 kadın 1 adam

Kahvelerimizi yudumlarken, Bilge'nin gözleri dolmaya başlıyor. Yanlış anlaşılmasın, Bilge'nin gözleri üzüldüğünde değil, heyecanlandığında dolar. Enteresandır, ancak bu da onun normal olmayan özelliklerinden biridir işte. Mor kızlar normal olamıyor sevgili hemcinslerim. Ara ara onlardan bahsederken, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız :). Yeni tanıştığı adamdan etkilenmiş, kapsama alanına girmiş Bilge, çok heyecanlı. Ancak, adamın uzun süreli bir sevgilisi var. Şöyle de bir durum var ki, Bilge'yi de sık sık arıyor. Bilge'ye ne dersem deyim, beni dinlemiyor ama ne yapacağını da bilmiyor. Hani çok duyduk evli adamlar-sevgilileri kombinasyonunu ve uzak durduk. Ancak böylesini ilk kez duyuyorum. Çok da üstüne gitmiyorum, Bilge'nin bu sıralar kafa dağıtmaya ihtiyacı var, eski sevgilisini (artık!) unutması gerekiyor. Ve bunu en çok da ben istiyorum!

Eski sevgilisi tarafından aldatılmış ve hemcinsi tarafından haberdar olunan Bilge, bilinçaltına yerleştirdiği intikam alma duygusuyla bu adamın aramalarına, bu içgüdüsünden kurtulmak, kendini rahatlatmak için izin verdiğini düşünüyorum. Yoksa böyle bir durumda, taviz vermeyeceğinden eminim… Akıllı kızdır Bilge, aynı zamanda gazetecidir, çok da tatlıdır. Yalnız biraz uyuzdur, direkt söyler lafını, adamı tak diye oturtur yerine. Böyle bir adamı ise, kalkamamak üzere oturtacağından şüphem yok :). Böyle adamlara taviz yok!

Atik ve dakik süper kahraman

Konuşma esnasında telefonum çalıyor… Diğer mor kız Nunu! "Öz, kocamın arkadaşı fsm vardı ya, dün bayağı sohbet etmiştiniz, ayıp olur mu düşüncesiyle telefonunu isteyememiş. Soruyor, vereyim mi? N'olur hayır deme, çok severim fsm'yi, hatta senden daha çok, güven bana!"

Ps: Fsm, size bahsettiğim o derin mavi gözlü, kel çocuk :)

"Benden daha çok ha? Öyle olsun Nunu Hanım! Aramızda kalsın ben de sevdim, aynı zamanda beğendim. Ama bilirsin, pimpirikliyim. Yani adam bana şimdi telefonda "nasılsın?" yerine "n'aber?" derse, direkt uzaklaşırım. E dün bir bugün iki" Nunu'nun açılan çenesini ben kapatamıyorsam, kimse kapatamaz. Onu susturmak için "ok, hallederiz" demekten başka çareniz yoktur. Yoksa telefonla tüm gün taciz eder, sizi bıktırır, dediğini de yaptırır! E hatun, işletmeyi Türkiye'nin en iyi okullarından birinde okudu ve dereceyle bitirdi. İşletir! İşlettirir! "Tamam, ver Nunu'm :)".

Bu arada Bilge'ye fsm'den bahsetmeye başlıyorum. On beş dakika sonra telefonum tekrar çalıyor, Tanımadığım bir numara, sanırım o :)

-Efendim
-Özlem Selam. Ben, f. Nasılsın?
-Selam, teşekkürler. Ya sen?

Sanırım sadece konuşuyor olmak için, bana saçma sapan bir şey soruyor. Açıkçası bana çok şirin geliyor. Arkasından da hemen "Neler yapıyorsun, neredesin?" şeklinde bir soru geliyor. Bilge'yle birlikte olduğumu ve bulunduğumuz yeri söylüyorum. Yakınlarda olduğunu, kahve içmemizin bir sakıncası olup olmadığını soruyor. Bilge'ye kaş göz yapıyorum, "gelsin, gelsin" deyip gülüyor. Bilindik bir cafe ismi söylüyorum buluşmak için, ancak berbat görünüyorum. Makyaj çantam da ofiste kalmış. Hemen bir kozmetik mağazasına girip, test ediyoruz numarası yaparak ruj ve allık sürüyor, bir de kullanmış olduğum parfümden bulup, sıkınıp çıkıyoruz. Supergirl is ready! :) Tabii bu işlemler Superman'in telefon kulübesine girip üzerini değiştirmesinden daha hızlı sürüyor.

Bilge, fsm ve ben… Sohbet ilerledikçe mantığını ve yaşam tarzını biraz daha iyi anlıyorum. Bilge'nin çok masum görünen zekice sorularına beklenenin üzerinde cevaplar veriyor, espiriler patlatıyor arada ciddileşiyor. Sohbet esnasında gözlemleme vaktini fazlasıyla buluyorum. Görünüşünden ve tavırlarından etkilenmiş olduğum fsm'ye bunu çok belli etmiyor, onu sadece anlamaya çalışıyorum. Tabii bu arada da eve geç kalınıyor.

-Saat 21:00. Benim kalkmam lazım, haydi evlere dağılma vakti!
-Olmaz ben bırakayım.
Bilge'yle bakışıyoruz ve
- İyi, peki ?
-Zahmet olmasın?
(klasik soru)
-Ne zahmeti, zevkle!

Yürürken Bilge işaret edip, "Ben çok tuttum" gibi bir şey söylüyor. Hemfikir olduğum, çocukluk arkadaşım Bilge'nin fikri hoşuma gidiyor. Çünkü dediğim gibi Bilge uyuzdur, her şeyi beğenmez. Beğenmediğini de söyler, hatta aSüper Gelin Özlemdamı rezil eder!

Mor kızlar şeklinde adlandırdığım dostlarımla hayatımızda ne olursa olsun paylaşıyoruz. İyi, kötü günde birbirimizin yanında oluyor, aynı zamanda erkek arkadaş adaylarımızı öncelikle birbirimizin testlerinden geçiriyoruz. Geçemeyen adaylarla, ne olursa olsun tekrar buluşmuyor, bahaneler uydurarak uzaklaşıyoruz. Fsm, ise Nunu'nun testinden çoktan geçmiş, ertesi gün de Bilge'nin testinden geçme fırsatını yakalıyor. Tabii testler bu kadarla kalmayacak olsa da, farkında olmadan büyük bir başarı kazanmış oluyor, ama bunu bilmiyor :).

Bir daha ki buluşmamızda görüşmek üzere :)

Ps: Sevgili hemcinslerim, bahsetmiş olduğum yakın geçmişten günümüze gelmek için sonrasını biraz daha özet şekliyle anlatıyor olacağım. Bugüne gelmek için sabırsızlanıyorum…
Diğer yazılar için TIKLAYIN

Twitter'dan takip et: