11. Süper Gelin Özlem: İstenmeyen sevgili
LIFESTYLE

11. Süper Gelin Özlem: İstenmeyen sevgili

Sevgilinizi testlerden geçirerek evlilik kararınızı vermişsinizdir. Ama ya aile “Hayır” derse ne yapacağınızı biliyor musunuz?

GÜNCELLEME TARİHİ: 3 Mayıs 2011

Süper Gelin Fsm'nin evlenme teklifine "EVET" dedi. Ama iş bu kadarla bitmiyor ki… Geleneksel aile modeliniz varsa, damat adayını aileye de sevdirmek zorundasınızdır.

Size önceki yazılarımdan biri olan "Evlilik mi? Ne kariyerden geçerim, ne de mahalle baskısına gelirim" başlıklı yazımda ailemden şu cümlelerimle bahsetmiştim:

"Üniversite yıllarında motosiklet grubuyla gezen, kızlı erkekli arkadaş grubuyla her yaz tatil yapan, dönemin hippie gençlerinden olan geleneksel babamın, aradan geçen neredeyse 30 yılı, aksi yöne sayarcasına "Sakın küpe takan bir damat getirme" sözüne sadece gülerek geçiyor, sandığından çıkardığım üniversite fotoğraflarıyla cevap veriyorum. Annemin ise, "Kızım artık evlensen diyorum, ne zaman torun seveceğiz biz?" gibi sorularına "Bu yıl söz anneciğim" diyerek geçiştiriyorum. Ortada fol yok, damat yok. Seneye sorduğunda yine aynı numarayı yapıyor olacağımdan eminim. Aslında ben hiç evlenmeyeceğim :)."

Evliliği düşünmezken ailenin sözlerine kulak asmıyor, gülüp geçiyordum. Peki ya şimdi ne yapacağım? Geleneksel ailem "Durdun durdun damat diye kulağında küpesi olan bir adam mı getirdin!" demeyecek mi? Bir de evlenme teklifini, kendi kulağından çıkardığı tek taş küpeyi kulağıma takarak yaptığını bilseler. Kel olması da cabası! Ah bir de düşük bel yırtık pantolonunu görseler. Hele ki uzun yıllardır bir chopper kullanıcısı olduğunu duysalar! Ya da kızlarına "Evlendikten sonra Ağrı'ya gidip tırmanış yapalım mı?" gibi, bana çok romantik ancak onlara bir o kadar korkutucu gelecek sorular sorduğunu bilseler. Fsm'nin küpesi ona çok yakışıyor, kel kafası ve derin mavi gözleriyle bana hem çok karizmatik hem de seksi geliyor. Yaşam tarzı da aslen benimle uyuşuyor. Ki onun da geleneksel bir ailesi var. Ah sevgili hemcinslerim, ah! Ailenin onaylamayacağını bildiğiniz bir damat nasıl kabullendirilir? Hiç düşündünüz mü? Ben artık düşünmek durumundayım ve güzel bir plan yaptım. Çok da basit :). Yani yine "Simple is the best" diyorum :).

Ailemle tanıştığında kesinlikle küpe takmamasını ve chopper kullandığından bahsetmemesini istedim. Zaten birkaç aydır araba kullanmak için zorluyor kendini. Ayrıca Fsm, koyu bir Fenerbahçe taraftarı, babam da öyle ve babamın bir sözü vardır: "Fenerbahçeli'den kötü adam çıkmaz!". Zayıf noktalar mutlaka bulunur. İnanın bu babamın en zayıf noktalarından biridir :). Tabii bir de memleket davası var. Aynı şehirli olduklarını duyunca eminim çok hoşuna gidecek. Bir türlü anlamamışımdır, Türkiye genelindeki bu memleket takıntısını ya neyse. Önyargılarından onları yavaş yavaş kurtarırsam, zaten kızlarının bu adamı neden sevdiğini onlar da çok iyi anlayacaklar. Ve eminim ki babam da kızının aşkına aşık olacak :).

Bu arada, "EVET" dedim demesine ama aradan geçen bir hafta kendi kendime, aşkıma karşı koyamayarak bir anda verdiğim kararı teyidlemek için bir sürü soru sordum, cevaplar verdim. Okudum, araştırdım ve fikirlerine güvendiğim kişileri dinledim. Ama en sonunda kendi kararımı verdim. Cevaplarımın çoğunluğu "-" yönde olsaydı her ne pahasına olursa olsun kararı erteleyecek, ne onun duygularıyla oynayacak ne de kendi kararımdan pişmanlık duyacağım bir ortam yaratacaktım. Ancak artılar büyük farkla öndeydi sevgili hemcinslerim. Hiç eksisiz de olmaz ki :).

Eğer hayatınıza giren adama "EVET" diyorsanız, sadece gözlerinizin aşkınızdan kör olmasından ötürü değil, birçok yandaş nedenlerinin de olması gerekiyor. Aile kurmak için birinin gözlerinde kaybolmak yeterli olmuyor sevgili hemcinslerim. Şimdi birçok bahaneniz olsa da, biliyorum ki, sevdiğiniz adamla iyi bir aile kurmak hepinizin hayali. Ancak doğru kararı vermek o kadar da kolay değil. Bu nedenle, bu yazımda karar alma esnasından öğrendiklerimle kendimle olan hesaplaşmalarımdan bahsedeceğim size. Umarım aklınızda küçük de olsa bir şablon oluşturabilirim.

Öncelikle "Bu kişi sizin için doğru kişi mi?" sorusu kafanızı kemirmeli.

Evlenmeyi düşündüğünüz kişinin sadece içinde bulunduğu dönemdeki rolü ile değil, farklı rolleri olarak, nasıl bir baba olabilir, nasıl bir koca olabilir gibi soruları ilk olarak kendiniz cevaplamalı, sonra da birlikte konuşmalısınız derim. Özellikle de evlilikle ilgili gerçekdışı ve aşırı iyimser beklentileriniz varsa, vay halinize!

İlk günlere dikkat

İlişkinin başladığı ilk an ve ilk günler, daha sonra yaşanacak ilişkinin tarzını belirlemede büyük bir yol gösterici oluyor. İlerleyen zamanlarda sorunlar çıktığında, "Zaten ilk tanıştığımızda onun bu özelliğini görmüştüm, değişir diye düşünmüş ve önemsememiştim" denilir ya, aslında roller ilk anlarda belli oluyormuş. Bu nedenle ilk tanışma anınızı ve gözlemlerinizi düşünün. Sizi neler etkilemiş, neler hoşunuza gitmiş, neler gitmemişti? Bunları belirlemeniz size ilişkide yol gösteriyor.

İlişkiniz ne kadar süredir devam ediyor? Onun nelerden hoşlandığını ya da en çok neye kızdığını bildiğinizden emin misiniz sevgili hemcinslerim? İlişkinizin süresinin evlenmek için yeterli olup olmadığı kesinlikle sizin kişisel kararınıza bağlı. Bu nedenle sizin için neyin doğru olduğuna sadece kendiniz karar verebilirsiniz. Evliliğiniz boyunca birbiriniz hakkında her gün yeni şeyler keşfetmek size eğlenceli gelebilir, ancak evlenmeden önce evleneceğiniz kişiyle ilgili ne kadar çok şey bilirseniz, evlendikten sonra katlanamayacağınız davranışlarla karşılaşma riskini o kadar azaltmış oluyorsunuz.

Örneğin, sevgilimizin beş özelliği çok hoşumuza gidiyor, ama üç özelliğini sevmiyoruz. Peki bu yüzden sevdiğimiz adamı bırakacak mıyız? Tabii ki hayır! Olay, bizi rahatsız edebilecek o üç özelliğe karşı hazırlıklı olmaktan geçiyormuş. Çeşitli konularda ters düşmemiz, sorunlar yaşanacak anlamına gelmiyor. Ama bu ters düşmeler ileride ayağımıza takılabilir. Belki düşmemize neden olmuyor, ama burada bilinçli olmamız gerekiyormuş.

Farkında ol

Evliliklerde eşler arasında farklılıklar ve sorunlar yaşanması kaçınılmaz oluyormuş. Ancak birliktelikleri yürüten özellik, esneklikmiş. İşte bu esnekliği gösterebilmek için 'farkında olmak' zorundaymışız. Kendimizin ve sevgilimizin iyi, kötü yönlerini farkında olmamız sağlıklı bir birliktelik kurabilmemiz için gerekliymiş. Bu farkındalığı kazanmak da ancak profesyonel bir 'üçüncü göz'ün yardımıyla mümkünmüş. Aslında burada bir evlilik danışmanıyla kontakt halinde olmak sağlıklısı. Bence en sağlıklısı ise, tüm hayatımızı profesyonel bir üçüncü gözün yardımıyla istediğimiz gibi yaşamak. Türkiye'de son yıllarda yaygınlaşan Yaşam Koçu kavramını bilirsiniz. Aslında kendimiz için yapacağımız en iyi ve en büyük yatırım bir Yaşam Koçu'yla çalışmak.

Detaydan bütüne ulaşmak

Bu konuda Hakan Arabacıoğlu'nu öneririm. Kendisi ayrıca Cafe RUJ yazarlarından ve Türkiye'nin onaylı Yaşam Koçları'ndan. Kendisinden profesyonel olarak yardım almadım ancak, işine dair yapmış olduğumuz 1 saatlik sohbetimizde söylediği küçük birşey aklımda kalmıştı. Bilgisayarımın masaüstünün fazla karışık olduğunu söyledi. Sayamadığı kadar dosya ve iconlar. Buna bağlı olarak kafamın da çok karışık olduğunu ve tüm hayatımı kendi kendime karıştırıyor olduğumu söyledi. Çok yoğun ve kafamı kaşıyacak vaktim olmadığından bahsettim ben de. Kendi kendime sorular sordurdu ve sonunda kuyruklu bahaneler bulduğumu söyledi. Ancak ben böyle olmadığını çoktan kabullenmiştim ve direkt reddettim. Bir gün evde telefonla konuşurken farkında olmadan bilgisayarımı düzenlemeye başladım. Telefon konuşmam bitmeden herşeyi temizlemiştim. Ve sonrasında gelen rahatlamayı anlatamam. Bu önemsiz gibi görünen şey hayatımda kafamı karıştıran ve bir türlü çözemediğim bir çok şeye pozitif bakmama neden oldu. Hayatımda düzene soktuğum herşeyde kafam biraz daha rahatladı, daha sağlıklı kararlar verebilmeye başladım. Başkalarının bu tarzdaki anlatımları için "amaaan, masal bunlar" derdim. Ama öyle değilmiş sevgili hemcinslerim. Detaydan bütüne ulaşmak herşeyi kolaylaştırıyor. Bu minik örnek hayatıma kocaman bir yer açtı. Size Ayşegül'ün Yaşam Koçu'nu okumanızı öneririm. Gazeteci Ayşegül yaklaşık bir haftadır, Hakan Arabacıoğlu'yla çalışmaya başladı ve gün gün de neler yaptıklarını yazıyor... Pek bir faideli buluyorum :).

Yazılarımdan da anlayacağınız gibi evlilik hazırlığı aşamısında bulunan bir hemcinsinizim. Evet, çok mutluyum ancak emin olmasaydım evlenmeye asla karar vermezdim. Bireyiz ve bu hayatı sonuna kadar tek başımıza yaşayabiliriz. Belki ben de tek başıma yaşayacağım, buna bilemiyorum. Ancak şundan emin olmalıyız ki hayatımızdaki tüm dengeler birbiriyle ilişkili ve istediğimiz herşeyi, bir arada başarabiliriz. Kariyer, aşk, para. Huzur ve mutluluk. Hayatımızın güzelleşmesini sağlayan olmazsa olmazlar. Hepsini bir arada yaşayabiliriz. Tek bilmemiz gereken şey açık sözlülükle hayattan ne istediğimizi kendimize söyleyebilmek ve istediklerimiz için hangi yolu, nasıl izleyeceğimizi bilmek. Yol çok basit, engebesiz. Ne yapmanız gerektiğiniz bilirseniz...

supergelinozlem@caferuj.com.tr

Diğer yazılar için TIKLAYIN

Twitter'dan takip et: