Aileler bir araya gelince adettendir gümüş tepside çikolata. Hem de kırmızı kalplisinden. Olmazsa olmazdır kocaman çiçekler, orkideler. Yahu, Fsm bana hiç çiçek almamıştır ki! Demek ki alabiliyormuş. Neymiş? Utanıyormuş elinde çiçek taşımaya. Don Juan olup, ağzına takıp gelecek sanki! Tamam, koca güllerle sokak ortasında bekleyen adam tiplemesi hiç hoş değil, bence de. Korkunç, bırakır kaçarım. Ama gün özel bir günse, insan ofise göndermez mi? Sürpriz yapmaz mı?
Hiç unutmam, doğum günümde tüm gün beklediğimi, hatta muhaberatı sekiz yüz kere arayıp, yokladığımı, en sonunda "Yok güzel kardeşim sana çiçek miçek yok" diyerek telefonu yüzüme kapatan yaşlı amcayı, küçük çaplı tramva geçirdiğimi… Halbuki haberi yok, yeni tanışmış olmamızın esnekliğine sığınarak kendisini affettim de bugünlere kadar geldik. Aslında bu çiçek böcek prosedürlerini takmam, tanımışsınızdır artık beni. Şekilciliğe son derece karşı bir karakter olduğumu biliyorsunuzdur artık. Ama diğer taraftan benim mor kızlar öğrenmişse Fsm ile sevgililik yolunda ilerlediğimi arayıp dururlar. Sen ne kadar şekilciliğe hayır desen de, şekilden şekle sokarlar adamı. "Muhaberattan haber var mı?" diye sormaları yeterlidir benim için. Aynı zamanda kaçınılmazdır. Sinir bozucudur. Ve bu nedenle doğum günüm her ne kadar üçüncü buluştuğumuz gün olsa da kızsal bir trip içine girip, çok da yüz vermediğimi bilirim.
Size ne anlatacaktım, yine nerelere gittim :). Unutamıyorum sevgili hemcinslerim. Bu adamın bana doğum günümde çiçek göndermemesini bir türlü unutamıyorum.
Neyse :)
Kocaman çiçekler ve çikolatalarla içeri giriyor Fsm, Matrix'deki kahin görünümlü kurabiye anne ve ailenin tüm fertleri. Benim, adetlere göre başlarda mutfakta durmam gerekiyor, bunun nedeni de sanırım çok iş yapar gibi görünmek ya da assolist olup ağırdan mı satıyor oluyorsun kendini, hala anlayamadım :). Ancak size geleneksel ailelerin adaletsiz adetlerine uyacağımı baştan söylemiştim :). Söylediğimden de geri dönmüyorum. Çıkıyorum ve merhaba, hoş geldiniz diyerek el öpüyorum. Ancak saçma sapan gülen bir yüz ifadesiyle. Zor tutuyorum kendimi, yoksa katılarak gülmeye başlayacağım. Neden mi? Kel ama karizmatik sevgilim Fsm, tam da spot ışıkların altına oturmuş parıl parıl parlarken, yüz ifadesi karakolda başına sarı ışık tutmuşsun da yüzünü kaldırmaz, hiç konuşmaz, neyse cezamızı çekeriz der gibi duran suçlulara benziyor. Biraz da utanıyor sanki. Hani nerede o karizmatik adam? Benim aşık olduğum adam bu mudur şimdi diyorum, ama çok da masum buluyorum. Utangaç sevgilimin bu halini de çok seviyor olduğumu anlıyorum :).
Sevgili hem cinslerim, size bu yazımdaki tek önerim, böyle bir gecede stresinizi ve heyecanınızı ne yaparsanız yapın bastırın. Çaktırmadan, ara ara dolaptan kafa yapan bir şeyler mi içersiniz (tabii naneli sakız çiğnemeyi ve fazla kaçırmamayı ihmal etmeden), yoksa camdan dışarı bol karbondiyoksit salgılayıp oksijen mi çekersiniz (ben bunu yaptım), ne yaparsanız yapın gecede sakin bir izleyici olun ki ev ahalini iyi gözlemleyin. Anneleri, babaları, sevgiliyi izleyin. Emin olun ömrünüz boyunca unutmayacağınız kareler girecek kadrajınıza. Ben bu gecede kadrajımı geniş açılı tuttum ve düşündükçe hala duygulanıyor ve de gülüyorum.
Arkası yarın :)
supergelinozlem@caferuj.com.tr
Süper Gelin Özlem'i Twitter'dan takip et:
Follow @supergelinozlem