Bir önceki "Sevgilim beni istiyor ama utanıyor" başlıklı yazımda "Kız isteme" gecesine ait giriş bölümünden bahsetmiştim. Sırada gelişme ve sonuç bölümleri var sevgili hemcinslerim. Biliyorsunuz, evlilik kararını almadan önce, evlilik aslen korkulu bir rüya, evlilik kararı ise aşk halinde olma ve sevgilinin olumlu düşünmemi sağlamasıyla vermiş olduğum bir karardı. Almış olduğum cesaret ve gelmiş olduğum aşk bir anda "Evet" dememe neden olmuş, gelişen olaylar ise kabusumu renkli bir rüya haline getirmeye başlamıştı. Ancak yine de olaylara her açıdan bakan ve analiz eden bir karakter olarak geleceğe şüpheyle yaklaşıyor olmam kaçınılmaz bir gerçek. Bu kararla günden güne yaklaşan evlilik tarihine kadar süren bu macerada siz, sevgili hemcinslerimin vereceği fikir ve öneriler, aynı zamanda sorularınıza vereceğim yanıtlarla sadece benim değil, İstanbul gibi bir metropolde yaşayan evli, bekar, sevgilisi olan, olmayan tüm hemcinslerimizin yoluna ışık tutuyor olacağız.
Sizler de hikayelerinizi, sorunlarınızı ve sorularınızı paylaşın yayınlayalım. Kızlar dayanışması içinde olalım diyorum :) ve yorumlarınızı bekliyorum…
Şimdi ise bir önceki yazımın devamı olarak, geceye ait bomba gibi dip not Fsm'nin babası (yani kayınpeder) Karadeniz'li. Çok da tatlı, esprili mizaç sahibi bir adam. Tabii bazen abartabileceğiyle ilgili Fsm'nin uyarılarını dikkate almıyor ve geceye attığı bombayla, mutfaktaki külkedisi sandalyemde gülsem mi ağlasam mı şaşırır pozisyonda buluyorum kendimi. Evin kalabalığında, tanıştırma sırasında kafası karışmış olan kayınpeder, isteme evresine geçeceği ana kadar dayımla babam diye sohbet etmiş ve beni dayımdan istemiş. Neyse ki bu olay herkesi eğlendiriyor da, evdeki hava daha bir samimileşiyor :).
Babam sorular soruyor sohbet esnasında, annem gözlemliyor. Babam, araştırma konusunda bir dehadır sevgili hemcinslerim. Herhangi bir konu hakkında edineceği bilgiler mutlaka doğruluğu kesin olan bilgilerdir. Annem ise araştırmanın yanı sıra iyi analiz etme özelliğiyle babamı sollayıp geçer. Kendi sektöründe başarılı bir iş kadını olan annemin gözünden hiçbir şey kaçmaz :). Ve Fsm ile ilgili anlattıklarımla asla yetinmezler. Kendi yöntemleriyle kızımızı kime veriyoruz, nedir, ne değildir doğru mudur, değil midir araştırma içine girmişlerdir daha bir hafta öncesinden. Tabii gözlerinde ben daha çok küçüğüm, anlayacak kapasitede değilim. Kırk yaşına da gelseniz ailenin gözündeki imajınız asla değişmiyor sevgili hemcinslerim. Birçok işin altına imza atmış olabilirsiniz, insanları sadece hal ve hareketleriyle doğru yorumlayabilme özelliğine sahip olabilirsiniz ya da aldığınız iyi-kötü elektrik sizi doğru yönlendiriyor olabilir. Ama ailenin gözünde siz henüz hiçbir şey bilmiyorsunuzdur. Belki de gerçekten öyledir, haklıdırlar. Ama bunu bu şekliyle düşünmek bile düşüncenin erdemliğini göstermez mi? Hiç kimse hiçbir zaman her şeyi bilemez, doğru yorumlama becerisi ise aslında %50'leri geçmez. Ve bence kimse her şeyi bilemeyeceği gibi, her şeyi bilir gibi davranmak da düşüncenin erdemsizliğini gösterir. Ama tecrübeler diyoruz… Ve bu konuda aile büyüklerine saygı gösteriyoruz :)
Bir varmışım bir yokmuş
Allah'ın Emri Peygamber'in Kavliyle diye bir cümle duyuyorum. Gerisini duymaya çalışıyorum ama ses biraz kısık geliyor. Babam hüzünlü bir konuşma yapıyor. Annemin ise, tek çocuğunun evden gitmesine yol veriyor olması sanırım tahmin ettiğinden daha zor bir şey ki, gözleri doluyor. Onu ilk kez böyle görüyorum, çok şaşırıyorum. Ev ahali duygusal bir atmosfer içine giriyor. Fsm'nin babası, annesiyle olan komik evlenme hikayesini anlatıyor da durumu biraz kurtarıyor. Her şey ben ne olduğunu anlamadan gerçekleşiyor. Kahve ikram ediyorum, hiç mütevazi değilim, güzel de yapıyorum :).
Geceye dair daha fazla detay vermek isterdim size, ancak gerçekten çok duygusal bir ruh haline büründüm şimdi… Sadece düşünebiliyorum, yazamıyorum. Empati yaparak anne, baba olmanın nasıl bir duygu olduğunu anlamaya çalışıyorum, ama maalesef beceremiyorum. Ancak şunu biliyorum ki, hayatta hiçbir şeyi fazla sahiplenmemek gerekiyor. Anneyi, babayı, çocuğu, eşi, işi, hatta vücudumuza ait herhangi bir şeyi. Bir gün olmayabilirler… Uzaklaşmış ya da tamamen kaybetmiş olabiliriz. Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak demek ki hiçbir şeyin sahibi değiliz. "Sahiplenmeyin, sahip olamazsınız" diyorum ve…
Makas kesiyor!
Fsm'nin abisi Murat Abi, okkalı bir konuşma yapmak için hazırlanıyor ama sanırım o da heyecanlanıyor ki konuşma okkalı olamıyor. Kelimeleri birbirine karıştırıyor. Söz vereceğimiz bugüne özel olarak incelerinden seçtiğimiz yüzükler bir anda kırmızı kurdelelerle bağlanmış bir şekilde kutusundan çıkıyor. Yüzükler takılıyor. Teyzem küçük kuzenim Hazal'a "Makas kesmiyor" diyeceksin diyor, ancak bizim ufaklık utanıyor ve söyleyemiyor. Makas kesiyor ve söz veriliyor! Ardından alkış kopuyor! :) Fotoğraf makineleri ve telefonlar crack, crack efektleriyle ortalığı yıkıyor. Kendimi Hollywood yıldızları gibi hissediyor ve kırmızı halıda poz verir edasında gülücükler saçıyorum. Fsm garip garip bana bakıyor, ifadeyi tam anlayamıyorum, başka yüzlerde de aynı ifadeyi görünce kendimi toparlıyorum. Zaten tüm fotoğraflarda kırmızı gözlü ve koca ağızlı çıktığımı fark ettiğimde kısa süreli girdiğim Hollywood'lu havamdan çıkıyor hayatıma kaldığım yerden devam ediyorum. Neyse, zaten hiç tarzım değil :). Fotoğraf çekiminden sonra, Fsm ile yüz ifademizde ise ne ararsanız var. Sevinç, heyecan, şaşkınlık, duruma yabancılık… Ve bende biraz da hüzün… Hüzün, çünkü aklım hala anne ve babamın ruh hallerinde. Ayrıca Fsm ile birbirimize sarılıp öpüşmek istiyoruz, ama ailelerin önünde yapamıyoruz! Hani, size "Evlenme teklifinde son trend" başlıklı yazımda "Öpüşmek dünyanın en güzel şeyidir. Otobüs, metrobüs, cadde, sokak gözetmeksizin birbirimizi öpmemiz lazım. Sevginin en güzel yansımasıdır öpüşmek, aşkın biriktiği yerdir. Bu duygunuzu hiçbir zaman bastırmayın derim, aşkınızı duygularınıza kilit koymadan yaşayın derim" şeklinde önerilerde bulunmuştum ya, açıkçası ben ailemin önünde Fsm ile öpüşemedim… Tam da zamanıydı ama olmadı işte… :)
Size daha neler anlatacağım, neler. Pişmiş tavuk hikayesini bilirsiniz. İşte ben pişmiş bir tavuğum ve tüm baharatları üzerime çekiyorum… Tatmak isterseniz, izlemeye devam edin :)
supergelinozlem@caferuj.com.tr