2000'lerin modasını belirleyen kadın
LIFESTYLE

2000'lerin modasını belirleyen kadın

Stilist Patricia Field için önümüzdeki günlerde vizyona girecek olan ve önemli kısmı Ortadoğu'da geçen Sex and the City 2'nin yeri çok ayrı. Babası İstanbullu olan Field, "Göbek atarak büyüdüm ben. Bu film moda birikimimin yanı sıra kültürel mirasımın da

GÜNCELLEME TARİHİ: 24 Mayıs 2010

Film sektörünün en ünlü stilistlerinden Patricia Field, yıllardır bu piyasada çok iyi bilinen bir isim. Bizim onu tanımamız ise önce Sex and the City, ardından da Bir Alışverişkoliğin Maceraları ve Şeytan Marka Giyer filmleri ve Ugly Betty dizisiyle oldu. 2000'li yıllar modasını şekillendiren dizinin uzantısı olan Sex and the City'nin ikinci filmi, bu perşembe ABD'de, 4 Haziran'da ise Türkiye'de seyirciyle buluşuyor.

Film vizyona girmeden, bütün dünya basınından önce davranıp, Sex and the City 2'nin o çok konuşulan gardırobuyla ilgili detayları öğrenmek üzere Field'ın kapısını çaldık. Patricia Field'ın evi, Manhattan'ın ünlü sokaklarının birinin üzerinde. Ama dışardan ev demeye bin şahit istiyor. Demir kapılı ve parmaklıklı girişiyle bir gece kulübü sanabilirsiniz rahatlıkla. Adresin doğru olduğunu bildiğim halde bir süre tereddüt edip zile basıyorum. İçerden çılgınca köpek havlamaları geliyor. Field'ın finoları Sultana ve Putana ile ilgili uyarılarımı almıştım: Eve gelenlere çok havlıyor, ama saldırmıyorlar... Evin içi de bir gece kulübünü andırıyor. Üst katın biraz daha ofis gibi kullanıldığını tahmin ediyorum; köşedeki bölümde styling için bekleyen onlarca elbise ve aksesuar duruyor. Field'ın zevklerini çok iyi yansıtan alt kattaki açık salona iniySex and the City2or, mutfak masasına kuruluyoruz. Sultana ve Putana da iki saat süren röportajımız boyunca yanımızdan ayrılmıyor. İlgi arsızı köpekler sohbetimizi bölmesin diye söyleşi boyunca bir onu, bir öbürünü okşamak zorunda kalıyorum! Trendler yaratan dizi ve filmlere imza atan Field'ın üzerinde bir eşfoman altı ve ince bir atlet var. Stilini orijinal ve eğlenceli olarak tanımlasa da, günlük hayatta çok Amerikanvari bir tarzı olduğunu anlatıyor: "Kendimi bildim bileli jean-tişört kızıyım. Ama özel bir yere gideceksem, keyfim de yerindeyse süslenmeyi severim." İlerlemiş yaşına rağmen oldukça fit görünüyor, Field. "67 yaşımdayım. Ama 67'nin tarifine uymuyorum. Çünkü yaşı yıllarla ölçmüyorum," diyor, yakınlarının seslendiği ismiyle 'Pat'. İnsanların yaşlarına göre giyinmeleri gerektiği fikrine katılıyor ama "Yaş, kalbinizde ve ruhunuzdadır," diye de ekliyor hemen: "Birkaç rakam yüzünden bir yaşa gelince şort giymeyecek misiniz yani? Eğer bacaklarınız güzelse, yaşlı da olsanız açmalısınız!"

Sex and The City 2 filminin setinden kareler için TIKLAYINIZ

ORTADOĞU SAHNELERİ BENİ ÇOK HEYECANLANDIRDI
- Carrie, Samantha, Charlotte ve Miranda 40'larını geçti artık. Bu filmle beraber kızların stillerinde bir olgunlaşma görecek miyiz?
- Genel olarak konuşamam ama artık hepsini o kadar iyi tanıyoruz ki, mesela Samantha'nın hiç değişmeyeceğini biliyoruz. Sadece daha abartılı olabilir. Miranda, işinde istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Biraz daha sofistike tabii. Charlotte evlendi ve hayalini kurduğu hayatı yaşıyor. Hayatı Madison Avenue'da geçiyor. O da çok değişmiyor, yalnızca daha pahalı şeylere maddi gücü yetiyor.

- Carrie'nin stili nasıl peki?
- Sarah Jessica Parker dizinin sonlarından beri ünlü markaların kıyafetlerini giymek istiyor. Bunda Carrie'nin 40'larını geçmesinin de etkisi var elbette. Ben kendi eğlenceli kombinlerimi bir şekilde araya sıkıştırıyorum ama oyuncuların isteklerini göz ardı edemezsiniz. Sarah Jessica ile benim özel bir ilişkim var. Birbirimize çok saygı duyar ve çok güveniriz. Onun istemeyeceği bir şey yapsam da, mutlaka dener.

- Filmde sizi en çok heyecanlandıran sahne hangisi oldu?
- Senaryoda Ortadoğu sahnelerini okuduğumda çok heyecanlandım. Çünkü ben göbek atarak büyüdüm. Kültürel mirasım, yaratıcılığım, çocukluğum ve moda birikimimin Hollywood yansıması oldu bu film. Kostümler için uzun araştırmalara gerek kalmadı.

- Dubai izin vermeyince çekimler Fas'a alındı. Kostümlerde bir sıkıntı yarattı mı bu?
- Dubai'ye gidip yerel kıyafetleri araştırmış, kıyafet de toplamıştık. Politikaya girmek istemiyorum. İsmi yüzünden mi filmi Dubai'de istemediler, bilmiyorum. Ama sonuçta başka bir emirlikte; Abu Dhabi'de geçti film. Mekân olarak da Fas'ta çekildi.

- Favori bir kostümünüz var mı?
- Filmdeki bütün kıyafetleri çok sevdim. Çünkü hepsi ben gibi. Bütün yaratıcılığımı ve tecrübemi kullandım bu filmde. Çok şatafatlı, çok renkli, çok eğlenceli; gerçek bir moda şöleni oldu. Abu Dhabi çekimlerindeki kıyafetleri de Müslüman kültürüne saygıda kusur etmeden seçtim. Uzun ama çok zarif elbiseler kullandım. Başörtüleri de çok hoş oldu.

SAMANTHA'NIN GELİNLİĞİYLE BASINI KANDIRDIK

- Filmdeki uyarlamalarınız İslami giyime de ilham verir mi dersiniz?
- Keşke! Ortadoğu ülkelerinin kraliyet ailelerinden tanıdıklarım var. Hepsi modayla yakından ilgileniyor. Özellikle Batı kültürüne aşina olanların çok beğeneceğine eminim.

- Filmde 80'lere de bir geri dönüş var. O dönemi yeniden yaratırken eğlendiniz mi?
- Pek emin değilim. 80'ler kılıkları yapıyoruz ama bu kadınların hepsi 40'larını geçmiş. Filmin en zorlandığım sahneleri onlar oldu. İlk sahneleri olduğu ve dış mekânda çekildiği için de herkes gördü ve çok konuşuldu.
- Çekimler boyunca basında sürekli haberler çıktı. Birkaç kez senaryonun değiştiği bile yazıldı. Sizi nasıl etkiledi paparazzi ilgisi?
- Kostüm departmanını çok etkilemedi. Yalnız bir kez yapımcıların isteği üzerine Kim Cattrall'a gelinlik giydirdik. Gazeteciler fotoğraflarını çekince 'Samantha evleniyor,' diye haberler çıktı. Ama bunların hepsi kandırmacaydı tabii.

- Dünya sizi filmlerdeki kostümlerinizle tanıdı ama mağazanızla New York moda camiasınca biliniyordunuz zaten...
- Tüccar bir aileden geliyorum. Üniversiteyi bitirdikten sonra birkaç yıl perakende sektöründe çalıştım. Tecrübe edindikten sonra 25 yaşımdayken kendi mağazamı açtım. Mağazamın ünlenmesi 80'lerin ortasında oldu. Önce mağazacıydım; işe stilist olarak başlamadım yani.

-Filmlere styling yapmaya nasıl başladınız?
- Arkadaşım Candy Price, Diane Lane'in başrolünde oynadığı Lady Beware (1987) adlı filmde görevliydi. Filmin yönetmeni kıyafetleri yapabilecek birini sormuş. O da beni önermiş. İlk profesyonel film tecrübem o oldu. Çok da sevdim. Çünkü hem çok kolaydı hem de mağazadakinden kat kat fazlasını kazanıyordum. Mağazamı açtıktan 25 yıl sonra geçtim styling'e.

- Sex and the City'le yolunuz nasıl kesişti?
- Dizinin ilk bölümünün styling'ini başkası yapmış ama yapımcılar memnun kalmamış. Sarah Jessica ile daha önce bir filmde çalışmıştık; beni iyi tanıyordu. O tavsiye etmiş.

- Sex and the City dizisi için '2000'lerin stilini şekillendirdi,' diyebir miyiz?
- Kesinlikle. Çok acayip bir dönemdi. Kimse bunu planlamamıştı tabii ki ama yaptık, insanlar sevdi ve çok tuttu..
- Dizideki kostümler arasında favorileriniz var mıydı?
- Dizinin son bölümünde Carrie'nin giydiği yeşil Versace elbise, aklımda yer etti. Sihirli bir diziydi Sex and the City.

Sex and The City 2 filminin setinden kareler için TIKLAYINIZ

İSİM KOLYELERİ HÂLÂ ÇOK SATIYOR

- Nasıl hazırlanıyorsunuz?
- Senaryo elbette fikir veriyor ama 'Ve içeri kahverengi kıyafetli bir kadın girer,' yazmıyor. Önce karakteri anlarsın. Sonra aktörü tanırsın. Çünkü insandan karaktere geçeceği yaratıcı bir evre söz konusu. Benim metodum, aktörle karakter arasındaki paralellikleri bulmak ve o sınırların içinde kalmak. Neticede aktörün işi karakteri canlandırmak. İstemediğini giyerse, kıyafeti rahatsızsa, verim alınamaz.
- Mağazanızda Sex and the City'nin ürünlerini hâlâ satıyorsunuz, değil mi? - Evet. İsim kolyeleri, şimdiye kadar en çok sattığımız ve halen de çok satan bir ürün. Gladyatör sandaletler de ilk filmden sonra moda oldu.

Yaprak Aras Şahinbaş