Adler'in Diwali’den ilham alan yeni koleksiyonu
GÜZELLİK

Adler'in Diwali’den ilham alan yeni koleksiyonu

Temelleri 132 yıl önce İstanbul’da atılan Adler’in yeni koleksiyonu, Hindu Işık Festivali Diwali’den ilham alıyor. Ve ardındaki hikaye onu daha da değerli kılıyor.

GÜNCELLEME TARİHİ: 29 Mart 2018

Yazı: Çimen Uzsoy Gümüşel

Her ne kadar aksesuarın temel odağı estetik olsa da, sadece göze hitap etmesi gerçek mücevher tutkunlarına yetmiyor. İstiyoruz ki, sahip olduğumuz eşyanın bir anlamı, hikayesi olsun. "Kolyen çok güzel" iltifatı, ardından gelen, "Bir anlamı var mı?" sorusuyla sadece nezaketen söylenmiş bir söz olmanın ötesine geçiyor, sohbetler açıyor, umulmadık bir anda kendini mitolojiden ya da dünyanın diğer ucundaki bir kültürden söz ederken bulduruyor. 132 yıldır usta zanaatkarlığı ve güçlü tasarımlarıyla Haute Joaillerie arenasında özel bir yere sahip olan Adler'in tasarımları, arkalarındaki ilham kaynaklarıyla işte tam da en güzel diyalogları başlatan cinsten. Her tasarımın ardında farklı bir duygu, efsane, kültür, coğrafya, hikaye var. Düşünün; boynunuzdaki beyaz altın kolye 64.71 karat 70 adet damla pırlanta ve 24.25 karat 1027 adet pırlantayla tıpkı Hindistan'da festival zamanı asılan parlak kandiller gibi, içinizdeki ışığı çevrenize yansıtıyor.

Adler'in kolye ve küpeden oluşan yeni koleksiyonu, adını Hindistan'ın en büyük festivali olan ve Sanskritçe 'ışık zinciri' anlamına gelen Diwali'den alıyor. Beş gün süren festival boyunca evler ışıklarla süsleniyor. Tabii, bu ışıklar sembolik çünkü asıl kutlanan, insanı manevi karanlıktan koruyan içsel ışık. Hikayesinin kaynağı ise Kral Rama'nın Ravana'yı bir dizi kandil yakarak alt ettikten sonra Ayodhya'ya dönmesine dayanıyor. Yani iyiliğin kötülüğü, ışığın karanlığı yenmesi kutlanıyor temelde. Hindular'ın işte bu zaferi anmak için her yıl pencerelerine astıkları ışık zincirlerinden hareketle tasarlanan kolye ve küpeler, gecenin karanlığında parlayan yıldızlar gibi ışıldıyor. 2.89 karat 579 adet pırlantanın çevrelediği 7.75 karat damla kesim pırlanta ile süslü Brocéliande yüzük ise onları ideal bir uyumla tamamlıyor. Markanın temellerinin 19. yüzyıl sonlarında Viyanalı Jacques Adler tarafından İstanbul'da atılmış olması da pekâlâ yeni bir sohbetin konusu olabilir.