LIFESTYLE
Aşkın dolambaçlı yolları
Vazgeçmeyin, ayrıldıktan hemen sonra mutluluğu yakalayan pek çok örnek var...
GÜNCELLEME TARİHİ: 27 Ağustos 2010
Mutsuz giden bir ilişkinin ardından sizin de aşka dair umutlarınız kırılmış ve güveniniz sarsılmış olabilir. Yine de vazgeçmeyin çünkü çevremizde ayrıldıktan hemen sonra mutluluğu yakalayan pek çok örnek var.
Bazen hayal kırıklıklarının hemen arkasından çok güzel şeyler gelir. Bu bazen bir terfi, bazen indirime giren bir çift ayakkabı, bazen de hiç ummadığınız bir anda karşınıza çıkan 'Aşk' olur. Merve'nin başına gelen de sonuncusuydu.
Merve, daha üniversitenin ikinci sınıfındayken onunla tanıştı. İlk dikkatini çeken, Murat'ın yakışıklılığı ve kendinden emin duruşuydu. Okulun bahçesinde ikisi de arkadaşlarıyla ders arasında zaman öldürürken,hayatlarının ne şekilde kesişeceğinden habersizdi. Merve, dönemin bitmesine yakın varlığını fark ettiği bu çocukla tanışmanın bir yolunu bulması gerektiğini düşündü ve hiç adeti olmadığı halde onu sorup soruşturmaya başladı.
Yalanı da hazırdı:
Hiç tanımadığı ve tipi olmayan bu çocuğu rüyasında gördüğünden, onunla tanışması gerektiğini düşünüyordu. İki ay süren araştırmaları sonucunda ortak bir arkadaşları olduğunu öğrendiğinde neredeyse havalara uçtu.Arkadaşı kafeteryada rastlantı gibi gözükecek bir buluşma ayarladı.Merve, kafeteryaya elinde tepsiyle geldiğinde, ortak arkadaşları ayağa kalktı ve onu masalarına davet etti. Merve'yle Murat kısa süre içinde derin bir sohbete dalmışlardı bile. İlk görüşte aşk hikayelerine oldum olası inanmayan Merve, kendisini tam anlamıyla bulutların üzerinde gibi hissediyordu. Okul koridorlarında selamlaşmalarla ilerleyen arkadaşlıkları, bir süre sonra ders aralarında veya okul çıkışında buluşmalara döndü. İkisi de farkına varmadan birbirlerine aşık olmuşlardı.
Yepyeni Bir Çevre Merve, zamanının çoğunu Murat'ın arkadaşlarıyla geçiriyordu. Bundan hiç şikayetçi değildi çünkü hepsini çok sevmişti. Hep birlikte sinemaya gidiyor, geceleri çıkıyor, hafta sonları şehir dışına mangal ya da piknik yapmaya gidiyorlardı. Murat'ın en yakın arkadaşının sevgilisi Gizem'le de çok yakıniki arkadaş olmuşlardı. Gizem'le Osman, Merve'yle Murat çıkmaya başladıktan iki ay sonra tanışıp sevgili olmuşlardı. İkisi de kendilerini bir aileye yeni girmiş gelinler gibi hissettiklerinden, çok yakın iki arkadaş olmuşlardı.Sevgilileriyle görüşmedikleri zamanlarını hep birlikte geçiriyorlardı. Hatta birbirlerinin evinde kalıyor, neredeyse yedikleri içtikleri bile ayrı gitmiyordu. Yeni oluşan grubun içinde çok yakın olduğu başka insanlar da yok değildi. Murat'ın diğer erkek arkadaşlarıyla hep birlikte görüşmediklerinde telefonda konuşuyor ve bazen de kahve içmeye gidiyorlardı. Merve, bu kadar kısa sürede hepsiyle bu kadar yakınlaşmasını, onların cana yakınlığına ve içtenliğine bağlıyordu. Herhalde onu çok sevmiş olmalılardı ki, onu gruplarına bu kadar çabuk bir şekilde dahil etmişlerdi. Sanki onları Murat'la tanışmadan önce de tanıyormuş gibi hissediyordu.
Merve, üniversiteyi bitirdikten sonra bir umutla Murat'ın ona evlenme teklifi etmesini beklemeye başladı. Çünkü artık üç yıldırçıkıyorlardı. Ama sanki Murat'ın okulunubitirmeye niyeti yok gibiydi. Bu yüzdenzaman zaman kavga ediyor ama konuyu bir türlü sonuca bağlayamıyorlardı. Merve'nin ailesinin durumu gayet iyiyken, Murat'ın pekde parlak olmayan maddi durumu ikisini de rahatsız etmiyordu. Çünkü Merve, o durumuda çok güzel dengelediklerini düşünüyordu. Murat'ın, sorgusuz sualsiz onun arabasını kullanması veya nakiti olmadığında ondan para alması Merve'yi hiç rahatsız etmiyordu.İleride karı-koca olacaklarını düşündüğünden, kendisini ona çok yakın hissediyor ve bu tip şeylerin aralarını bozmasını istemiyordu. Zaten Murat da bu durumdan hiç şikayetçi gözükmüyordu. Zar zor üniversiteden mezun olduktan sonra, Merve'nin babasının ayarladığı bir işte çalışmaya başlamasıyla para sıkıntısı biraz da olsa ortadan kalktı. Bu durumdan dolayı Merve'nin de içi çok rahattı, çünkü ne de olsa babası sevgilisini gözetiyordu.
Askerlik gibi zorunlu ayrılıklar ilişkinin sorgulanacağı bir nefes alma dönemi olarak görülebilir. Bu tür ayrılık zamanlarında kendinize vakit ayırıp hislerinizi anlamaya odaklanabilirsiniz.
Nişanlısının askere gitmesi birbirlerinden uzaklaşmalarına neden oldu. Merve, şüphelenerek Murat'ın e-postalarını kontrol ettiğinde onun başka biriyle ilişkisi olduğunu gördü ve dünya bir anda tam anlamıyla başına yıkıldı.
Tanıdık bir yerde çalıştığı için, Murat'da rahat edecekti. Zaten arkalarında babası olduktan sonra, ikisinin de sırtı yere gelmezdi. İlk Kez Uzak Düşmeleri Sonları mı Olacaktı? Ne kadar erteleseler de Murat'ın askere gitme zamanı gelip çattığında Merve'nin onu oturup beklemekten başka bir çaresi yoktu. Askere gitmeden hemen önce aile arasında yaptıkları nişan, onu biraz da olsa rahatlatmıştı. Murat geldiğinde evlenecekler ve bir daha ayrılmayacaklardı nasıl olsa.
Nişanlısı askerdeyken, Merve, artık kendi arkadaşları olarak gördüğü grubuyla takılmaya devam etti. Murat'ın yokluğunu hissettirmek istemeyen arkadaşları zaten onu sıkça arıyor, hep birlikte program yapıyorlardı. Düğün tarihleri kesinleşmemiş olsa da, Gizem'le birlikte gelinliklere bakıyor, evi nasıl döşeyeceklerini düşünüyorlardı. Gizem, Murat'ın yokluğunda en büyük destekçisi olmuştu. Diğer yandan, Murat'ın seyrek de olsa araması, gününün güzel geçmesini sağlıyordu. Ama daha askerliğinin ikinci ayında iki haftada bir araması ve olur olmadık sebeplerden kavga çıkarması bütün keyfini kaçırıyordu.
Yine kavga ettikleri birgün, istemeye istemeye de olsa, Murat'ın e-posta adresine girmeyi denedi. Murat'ın ondan saklayacak hiçbir şeyi olmadığından, zaten şifresini biliyordu. Ama daha ilk denemesinde şifrenin değiştirildiğini fark etti. İşte o anda içine bir kurt düştü. ''Acaba mı?'' diye düşünse de, askerde olan nişanlısı onu aldatamaz diye düşünüp kafasında oluşan şüphe bulutlarını dağıtmaya çalıştı. Birkaç gün sonra evinde sakin sakin otururken, şeytan dürtmüşçesine, birden aklına olası bir şifre geldi. Murat'ın tuttuğu takımı şifre hanesine yazınca, e-postasına girmişti bile. Gelen kutusuna girer girmez, önünde tanımadığı bir isimden gelen onlarca e-posta gördü. Bunların tarihi altı ay öncesine dayanıyordu. Yani nişanlanmalarından da öncesine. Korkarak bir tanesine tıkladığında, ''Aşkım'' diye başlayan bir cümle gördü ve o anda tüm dünyası başına yıkıldı.
Merve, sabah dört olduğunda tüm yazışmaları okumayı bitirmiş ve bu kadının Murat'ın işyerinde çalışan evli biri olduğunu öğrenmişti. Koca Bir Yalan Onun için harcadığı onca yıl, onca emek, yaptığı tüm fedakarlıklar bir anda çöpe gitmişti işte. Kime danışabilir, kimden yardım isteyebilirdi ki? Acısını kimse hafifletemezdi. Açıp hesap sorabileceği bir telefon numarası bile yoktu. Önünde bir bilgisayar monitörü, öylece kalakalmıştı. Sabah saat dokuz olduğunda aradığı ilk kişi babası oldu. Babası, kızının hıçkıra hıçkıra ağlayan sesini duyduğunda büyük bir terslik olduğunu hemen anladı. Merve'nin babası telefonu kapatır kapatmaz, elleri titreyerek Murat'ın babasını aradı ve nişanı attıklarını söyleyip nedenlerinide bir bir açıkladı.
Murat, kızından uzak durmazsa karşısında onu bulacaktı. Bu durum, hiçbir açıklama gerektirmediğinden, üzerinde tartışılmasına da gerek yoktu. Aynı günün akşamında Murat, Merve'nin babasını arayarak durumu izah etmeye çalıştı. Daha çok inkar yolunu seçmişti. O kadınla görüşmüştü, aralarında bir şeyler geçmişti evet ama o Merve'yi seviyordu ve askerdengelir gelmez onunla evlenecekti. Kızının buyalanlara inanacağından emin olan babanınise bunlara kafa sallamaktan başka yapacak bir şeyi yoktu. Kızı mutlu olsun, sevdiği erkekle birlikte olsun, yeterliydi. Ama tahmin ettiği gibi olmadı. Çünkü Merve, tüm barış yollarını kapatmıştı. Arkasından dönen dolapların boyutunu anladıktan sonra, artık dönecek gücü de kalmamıştı zaten.
Murat'ın bütün arkadaşları durumdan haberdardı. Arkadaşlarının ilişkisini bildikleri halde, kimse ona bir şey söylememişti. Hatta hep birlikte eğlenip yüzüne bir şey yokmuş gibi gülmüşlerdi. Tamam, hepsi ilk olarak Murat'ı tanıyordu ama yine de bir şekilde uyarılmayı hak ettiğini düşünüyordu.Gizem'e bunlardan haberi olup olmadığınısorduğunda ise aldığı cevabın dürüstlüğünden emindi. Gizem, diğer kadından hiç haberi olmadığını söylerken hüngür hüngür ağlıyordu. O da Merve'nin düştüğü duruma çok üzülmüştü. Hiç Hesapta Yokken Böyle zamanlarda bazıları içine kapanıp hayata küsmeyi tercih ederken, Merve doğru yolu seçip işine daha sıkı şekilde sarıldı. Uzmanlar da ayrılık dönemlerinde bu şekilde davranmanın kişiyi güçlü kıldığını belirtiyorlar. İlişki sırasında ihmal edilen eski arkadaşlarya da aileyle geçirilen zamanların iyileştirici etkisinin yabana atılmaması gerektiğinide ekliyorlar. Merve de birlikteyken Murat'a odakladığı sosyal hayatını şöyle bir gözden geçirip uzun zamandır aramadığı arkadaşlarını aradı. Bir yandan yoğun iş hayatında önemli başarılar kazanmaya başladı.
Çalıştığı çok uluslu firmada, kısa sürede yönetici yardımcısı pozisyonuna kadar yükseldi. İş arkadaşları tarafından da çok seviliyor ve tutuluyordu. Bunlardan biri, diğerlerinden farklı olarak ona karşı yoğun hisler içindeydi.Merve'nin bunun farkına varması bir Facebook mesajıyla gerçekleşti.
Bir akşam, evde otururken gelen mesaj, onu çok şaşırtmıştı. Çünkü şirkette çok farklı bir departmanda çalışan Buğra, ona ''N'apıyorsun?'' diye birmesaj atmıştı. Mesajlaşmaları bir süre sonratelefon görüşmelerine dönüştü. Sonrasındada hemen her gün buluşmaya başladılar. Merve'nin Murat'la ayrılmalarından sonra aşka olan inancı sarsılmıştı, bu nedenle yeni bir ilişkiye son derece temkinli yaklaşıyordu.İyileşme sürecinde sadece kendi hayatına odaklanması, işine sımsıkı sarılması ve ailesiyle arkadaşlarından güç alması işe yaramıştı.Belki de büyük hayal kırıklıklarından sonra dünyaya küsüp tüm ümitleri yitirmek yerine, hayata sıkı sıkı sarılmak ve tıpkı Merve gibi aşktan ümidi hiç kesmemek gerekiyor.
Kırgınlıklar
Merve'nin yaralarını sarması çok uzun zaman aldı. Murat'ın askerde olduğu ve onu görmediği zaman durumu nispeten kolay olsa da, İstanbul'a döndüğünde acıları tekrar depreşti. Çünkü Murat, yeni sevgilisiyle elele gezerken hiçbir şeyi umursamıyor gibi gözüküyordu. Merve bir yandan psikolojik tedavi görürken, bir yandan da hiçbir şey olmamış gibi Gizem'le görüşmeye devametti. Ancak buluştuklarında yeni çiftten hiç bahsetmiyorlardı. Arkadaş grubu ise ikiye bölünmüştü. Murat'la ayrı görüşüyor, Merve'yle farklı programlar yapıyorlardı. İkisinin bir araya gelmemesine özen gösteriliyordu. Zamanla Gizem'le de koptula. Çünkü Gizem sevgilisinden dolayı Murat'la daha sık görüşmeye başlamıştı. Bunun sonucunda da diğer kadınla aralarında bir samimiyet oluşmuş, Merve'yi aramaz olmuştu. Aslında biten her uzun ilişkinin ardından bunun yaşanması normaldir. Çünkü ayrılıklarda sadece fotoğraflar gibi somut şeyler değil, arkadaşlar da paylaşılır. Uzmanlar da bunun son derece sağlıklı bir durum olduğunu ve dramatize edilmeden yaşanması gerektiğini belirtiyorlar. Kendi hayatınıza odaklanarak olası yalnızlık hissinin üstesinden gelebilirsiniz.
Bazen hayal kırıklıklarının hemen arkasından çok güzel şeyler gelir. Bu bazen bir terfi, bazen indirime giren bir çift ayakkabı, bazen de hiç ummadığınız bir anda karşınıza çıkan 'Aşk' olur. Merve'nin başına gelen de sonuncusuydu.
Merve, daha üniversitenin ikinci sınıfındayken onunla tanıştı. İlk dikkatini çeken, Murat'ın yakışıklılığı ve kendinden emin duruşuydu. Okulun bahçesinde ikisi de arkadaşlarıyla ders arasında zaman öldürürken,hayatlarının ne şekilde kesişeceğinden habersizdi. Merve, dönemin bitmesine yakın varlığını fark ettiği bu çocukla tanışmanın bir yolunu bulması gerektiğini düşündü ve hiç adeti olmadığı halde onu sorup soruşturmaya başladı.
Yalanı da hazırdı:
Hiç tanımadığı ve tipi olmayan bu çocuğu rüyasında gördüğünden, onunla tanışması gerektiğini düşünüyordu. İki ay süren araştırmaları sonucunda ortak bir arkadaşları olduğunu öğrendiğinde neredeyse havalara uçtu.Arkadaşı kafeteryada rastlantı gibi gözükecek bir buluşma ayarladı.Merve, kafeteryaya elinde tepsiyle geldiğinde, ortak arkadaşları ayağa kalktı ve onu masalarına davet etti. Merve'yle Murat kısa süre içinde derin bir sohbete dalmışlardı bile. İlk görüşte aşk hikayelerine oldum olası inanmayan Merve, kendisini tam anlamıyla bulutların üzerinde gibi hissediyordu. Okul koridorlarında selamlaşmalarla ilerleyen arkadaşlıkları, bir süre sonra ders aralarında veya okul çıkışında buluşmalara döndü. İkisi de farkına varmadan birbirlerine aşık olmuşlardı.
Yepyeni Bir Çevre Merve, zamanının çoğunu Murat'ın arkadaşlarıyla geçiriyordu. Bundan hiç şikayetçi değildi çünkü hepsini çok sevmişti. Hep birlikte sinemaya gidiyor, geceleri çıkıyor, hafta sonları şehir dışına mangal ya da piknik yapmaya gidiyorlardı. Murat'ın en yakın arkadaşının sevgilisi Gizem'le de çok yakıniki arkadaş olmuşlardı. Gizem'le Osman, Merve'yle Murat çıkmaya başladıktan iki ay sonra tanışıp sevgili olmuşlardı. İkisi de kendilerini bir aileye yeni girmiş gelinler gibi hissettiklerinden, çok yakın iki arkadaş olmuşlardı.Sevgilileriyle görüşmedikleri zamanlarını hep birlikte geçiriyorlardı. Hatta birbirlerinin evinde kalıyor, neredeyse yedikleri içtikleri bile ayrı gitmiyordu. Yeni oluşan grubun içinde çok yakın olduğu başka insanlar da yok değildi. Murat'ın diğer erkek arkadaşlarıyla hep birlikte görüşmediklerinde telefonda konuşuyor ve bazen de kahve içmeye gidiyorlardı. Merve, bu kadar kısa sürede hepsiyle bu kadar yakınlaşmasını, onların cana yakınlığına ve içtenliğine bağlıyordu. Herhalde onu çok sevmiş olmalılardı ki, onu gruplarına bu kadar çabuk bir şekilde dahil etmişlerdi. Sanki onları Murat'la tanışmadan önce de tanıyormuş gibi hissediyordu.
Merve, üniversiteyi bitirdikten sonra bir umutla Murat'ın ona evlenme teklifi etmesini beklemeye başladı. Çünkü artık üç yıldırçıkıyorlardı. Ama sanki Murat'ın okulunubitirmeye niyeti yok gibiydi. Bu yüzdenzaman zaman kavga ediyor ama konuyu bir türlü sonuca bağlayamıyorlardı. Merve'nin ailesinin durumu gayet iyiyken, Murat'ın pekde parlak olmayan maddi durumu ikisini de rahatsız etmiyordu. Çünkü Merve, o durumuda çok güzel dengelediklerini düşünüyordu. Murat'ın, sorgusuz sualsiz onun arabasını kullanması veya nakiti olmadığında ondan para alması Merve'yi hiç rahatsız etmiyordu.İleride karı-koca olacaklarını düşündüğünden, kendisini ona çok yakın hissediyor ve bu tip şeylerin aralarını bozmasını istemiyordu. Zaten Murat da bu durumdan hiç şikayetçi gözükmüyordu. Zar zor üniversiteden mezun olduktan sonra, Merve'nin babasının ayarladığı bir işte çalışmaya başlamasıyla para sıkıntısı biraz da olsa ortadan kalktı. Bu durumdan dolayı Merve'nin de içi çok rahattı, çünkü ne de olsa babası sevgilisini gözetiyordu.
Askerlik gibi zorunlu ayrılıklar ilişkinin sorgulanacağı bir nefes alma dönemi olarak görülebilir. Bu tür ayrılık zamanlarında kendinize vakit ayırıp hislerinizi anlamaya odaklanabilirsiniz.
Nişanlısının askere gitmesi birbirlerinden uzaklaşmalarına neden oldu. Merve, şüphelenerek Murat'ın e-postalarını kontrol ettiğinde onun başka biriyle ilişkisi olduğunu gördü ve dünya bir anda tam anlamıyla başına yıkıldı.
Tanıdık bir yerde çalıştığı için, Murat'da rahat edecekti. Zaten arkalarında babası olduktan sonra, ikisinin de sırtı yere gelmezdi. İlk Kez Uzak Düşmeleri Sonları mı Olacaktı? Ne kadar erteleseler de Murat'ın askere gitme zamanı gelip çattığında Merve'nin onu oturup beklemekten başka bir çaresi yoktu. Askere gitmeden hemen önce aile arasında yaptıkları nişan, onu biraz da olsa rahatlatmıştı. Murat geldiğinde evlenecekler ve bir daha ayrılmayacaklardı nasıl olsa.
Nişanlısı askerdeyken, Merve, artık kendi arkadaşları olarak gördüğü grubuyla takılmaya devam etti. Murat'ın yokluğunu hissettirmek istemeyen arkadaşları zaten onu sıkça arıyor, hep birlikte program yapıyorlardı. Düğün tarihleri kesinleşmemiş olsa da, Gizem'le birlikte gelinliklere bakıyor, evi nasıl döşeyeceklerini düşünüyorlardı. Gizem, Murat'ın yokluğunda en büyük destekçisi olmuştu. Diğer yandan, Murat'ın seyrek de olsa araması, gününün güzel geçmesini sağlıyordu. Ama daha askerliğinin ikinci ayında iki haftada bir araması ve olur olmadık sebeplerden kavga çıkarması bütün keyfini kaçırıyordu.
Yine kavga ettikleri birgün, istemeye istemeye de olsa, Murat'ın e-posta adresine girmeyi denedi. Murat'ın ondan saklayacak hiçbir şeyi olmadığından, zaten şifresini biliyordu. Ama daha ilk denemesinde şifrenin değiştirildiğini fark etti. İşte o anda içine bir kurt düştü. ''Acaba mı?'' diye düşünse de, askerde olan nişanlısı onu aldatamaz diye düşünüp kafasında oluşan şüphe bulutlarını dağıtmaya çalıştı. Birkaç gün sonra evinde sakin sakin otururken, şeytan dürtmüşçesine, birden aklına olası bir şifre geldi. Murat'ın tuttuğu takımı şifre hanesine yazınca, e-postasına girmişti bile. Gelen kutusuna girer girmez, önünde tanımadığı bir isimden gelen onlarca e-posta gördü. Bunların tarihi altı ay öncesine dayanıyordu. Yani nişanlanmalarından da öncesine. Korkarak bir tanesine tıkladığında, ''Aşkım'' diye başlayan bir cümle gördü ve o anda tüm dünyası başına yıkıldı.
Merve, sabah dört olduğunda tüm yazışmaları okumayı bitirmiş ve bu kadının Murat'ın işyerinde çalışan evli biri olduğunu öğrenmişti. Koca Bir Yalan Onun için harcadığı onca yıl, onca emek, yaptığı tüm fedakarlıklar bir anda çöpe gitmişti işte. Kime danışabilir, kimden yardım isteyebilirdi ki? Acısını kimse hafifletemezdi. Açıp hesap sorabileceği bir telefon numarası bile yoktu. Önünde bir bilgisayar monitörü, öylece kalakalmıştı. Sabah saat dokuz olduğunda aradığı ilk kişi babası oldu. Babası, kızının hıçkıra hıçkıra ağlayan sesini duyduğunda büyük bir terslik olduğunu hemen anladı. Merve'nin babası telefonu kapatır kapatmaz, elleri titreyerek Murat'ın babasını aradı ve nişanı attıklarını söyleyip nedenlerinide bir bir açıkladı.
Murat, kızından uzak durmazsa karşısında onu bulacaktı. Bu durum, hiçbir açıklama gerektirmediğinden, üzerinde tartışılmasına da gerek yoktu. Aynı günün akşamında Murat, Merve'nin babasını arayarak durumu izah etmeye çalıştı. Daha çok inkar yolunu seçmişti. O kadınla görüşmüştü, aralarında bir şeyler geçmişti evet ama o Merve'yi seviyordu ve askerdengelir gelmez onunla evlenecekti. Kızının buyalanlara inanacağından emin olan babanınise bunlara kafa sallamaktan başka yapacak bir şeyi yoktu. Kızı mutlu olsun, sevdiği erkekle birlikte olsun, yeterliydi. Ama tahmin ettiği gibi olmadı. Çünkü Merve, tüm barış yollarını kapatmıştı. Arkasından dönen dolapların boyutunu anladıktan sonra, artık dönecek gücü de kalmamıştı zaten.
Murat'ın bütün arkadaşları durumdan haberdardı. Arkadaşlarının ilişkisini bildikleri halde, kimse ona bir şey söylememişti. Hatta hep birlikte eğlenip yüzüne bir şey yokmuş gibi gülmüşlerdi. Tamam, hepsi ilk olarak Murat'ı tanıyordu ama yine de bir şekilde uyarılmayı hak ettiğini düşünüyordu.Gizem'e bunlardan haberi olup olmadığınısorduğunda ise aldığı cevabın dürüstlüğünden emindi. Gizem, diğer kadından hiç haberi olmadığını söylerken hüngür hüngür ağlıyordu. O da Merve'nin düştüğü duruma çok üzülmüştü. Hiç Hesapta Yokken Böyle zamanlarda bazıları içine kapanıp hayata küsmeyi tercih ederken, Merve doğru yolu seçip işine daha sıkı şekilde sarıldı. Uzmanlar da ayrılık dönemlerinde bu şekilde davranmanın kişiyi güçlü kıldığını belirtiyorlar. İlişki sırasında ihmal edilen eski arkadaşlarya da aileyle geçirilen zamanların iyileştirici etkisinin yabana atılmaması gerektiğinide ekliyorlar. Merve de birlikteyken Murat'a odakladığı sosyal hayatını şöyle bir gözden geçirip uzun zamandır aramadığı arkadaşlarını aradı. Bir yandan yoğun iş hayatında önemli başarılar kazanmaya başladı.
Çalıştığı çok uluslu firmada, kısa sürede yönetici yardımcısı pozisyonuna kadar yükseldi. İş arkadaşları tarafından da çok seviliyor ve tutuluyordu. Bunlardan biri, diğerlerinden farklı olarak ona karşı yoğun hisler içindeydi.Merve'nin bunun farkına varması bir Facebook mesajıyla gerçekleşti.
Bir akşam, evde otururken gelen mesaj, onu çok şaşırtmıştı. Çünkü şirkette çok farklı bir departmanda çalışan Buğra, ona ''N'apıyorsun?'' diye birmesaj atmıştı. Mesajlaşmaları bir süre sonratelefon görüşmelerine dönüştü. Sonrasındada hemen her gün buluşmaya başladılar. Merve'nin Murat'la ayrılmalarından sonra aşka olan inancı sarsılmıştı, bu nedenle yeni bir ilişkiye son derece temkinli yaklaşıyordu.İyileşme sürecinde sadece kendi hayatına odaklanması, işine sımsıkı sarılması ve ailesiyle arkadaşlarından güç alması işe yaramıştı.Belki de büyük hayal kırıklıklarından sonra dünyaya küsüp tüm ümitleri yitirmek yerine, hayata sıkı sıkı sarılmak ve tıpkı Merve gibi aşktan ümidi hiç kesmemek gerekiyor.
Kırgınlıklar
Merve'nin yaralarını sarması çok uzun zaman aldı. Murat'ın askerde olduğu ve onu görmediği zaman durumu nispeten kolay olsa da, İstanbul'a döndüğünde acıları tekrar depreşti. Çünkü Murat, yeni sevgilisiyle elele gezerken hiçbir şeyi umursamıyor gibi gözüküyordu. Merve bir yandan psikolojik tedavi görürken, bir yandan da hiçbir şey olmamış gibi Gizem'le görüşmeye devametti. Ancak buluştuklarında yeni çiftten hiç bahsetmiyorlardı. Arkadaş grubu ise ikiye bölünmüştü. Murat'la ayrı görüşüyor, Merve'yle farklı programlar yapıyorlardı. İkisinin bir araya gelmemesine özen gösteriliyordu. Zamanla Gizem'le de koptula. Çünkü Gizem sevgilisinden dolayı Murat'la daha sık görüşmeye başlamıştı. Bunun sonucunda da diğer kadınla aralarında bir samimiyet oluşmuş, Merve'yi aramaz olmuştu. Aslında biten her uzun ilişkinin ardından bunun yaşanması normaldir. Çünkü ayrılıklarda sadece fotoğraflar gibi somut şeyler değil, arkadaşlar da paylaşılır. Uzmanlar da bunun son derece sağlıklı bir durum olduğunu ve dramatize edilmeden yaşanması gerektiğini belirtiyorlar. Kendi hayatınıza odaklanarak olası yalnızlık hissinin üstesinden gelebilirsiniz.