Bay Doğruyu Ararken...

"Küçükken arkadaşlarımla oynadığımız bir oyun evimiz vardı. Orada gelecekte neler yapacağımızı konuşurduk. Hepimizin hayalleri farklıydı. Kimimiz hostes olup bulutların üzerinde süzülmenin düşünü görüyor, kimimiz ise şarkıcı olup hayranlarına imza dağıtmak istiyordu. Benimse tek bir hayalim vardı; doğru erkeği bulup onunla sonsuza kadar mutlu yaşamak... Fazlasıyla romantik bir çocuktum belki de. Daha sekiz yaşında komşunun oğlu yanağıma bir öpücük kondurduğunda onun "doğru insan" olduğunu düşünebilecek kadar romantik!

Yıllar geçti ama Bay Doğru'yu bulabileceğime olan inancım hiç kaybolmadı. Mutlaka dışarıda bir yerlerdeydi. Sadece beni tanımıyordu ve eminim bulduğunda masallardaki gibi bir aşk yaşayacaktık. Ama bunun için ciddi bir çaba harcamam gerekiyordu. Böylece kendi kendime bir sistem geliştirdim. Ne zaman yeni biriyle tanışsam, ona 100 puan veriyor, sonrasında puanını kusurlarına göre yavaş yavaş azaltıyordum. Ne yazık ki herkesin kusurları fazlasıyla gözüme batıyordu."Mükemmel erkek yoktur" diyen arkadaşlarıma inanmıyor, sadece azla yetinmeyi tercih ettiklerini düşünüyordum. Mükemmeli arama konusunda o kadar takıntılı davranmaya başladım ki ilişkilerim ışık hızıyla başlayıp biter olmuştu. Sadece bir yemek sonrası, beni taksiyle eve gönderdi diye terk ettiklerim oldu ya da ilk öpücükten tat almadığım için bir daha asla öpmediklerim... Bir gün yatakta yalnız uyandığımda Bay Doğru'nun beni daha ne kadar bekleteceğini sordum kendime. Onu ararken kaçırdığım seksi, eğlenceli, farklı erkekleri düşündüm. Bay Doğru'yu ararken Bay Şimdi'leri kaçırdığımın farkında değildim…" 29 yaşındaki pazarlama uzmanı Eda, kendisiyle yüzleşmeye işte böyle başlıyor.

Bazen kendimizi mükemmeli aramaya o kadar kaptırıyoruz ki farkında olmadan kapalı bir kutu haline geliyoruz. Üniversitede çıkmak istediğimiz çocuğun havalı deri ceketi, güzel gülüşü ve serseri tavırları kalbimizi yerinden oynatırken, otuzlara yaklaştığımızda beklentilerimiz de giderek büyüyor. Tanıştığımız erkeklerin sadece görüntü ve karakterlerini değil, bize sunabilecekleri imkanlardan tutun da, nasıl bir baba olacaklarına kadar her şeyi detaylı olarak düşünmeye başlıyoruz. Bu durum erkeklerin gözünü korkutmakla birlikte biz kadınları da kısa sürede kaygılı ve huzursuz birer insana dönüştürüyor. Her tanıştığımız erkeği mükemmellik testinden geçirip geçer puan alamadığında zaman kaybetmeden listeden siliyoruz.

Mükemmel Erkek Yoktur!
Beklentilerimiz geliştikçe aradığımız erkeğin sözlükteki karşılığı "Süper Kahraman" oluyor. Aşk-ı Memnu'daki Adnan Bey kadar zengin, Behlül kadar yakışıklı ve tutkulu bir erkek arıyoruz. Üstelik bizimle alışverişe çıkmasını, arkadaşlarımızla iyi anlaşmasını, duyarlı olmasını, iyi sevişmesini, konuşkan ve cömert olmasını bekliyoruz. Ne yazık ki bu kapsamlı paketi bulmak imkansız. Hiçbir erkek kusursuz değildir hatta farkında olmasak bile çoğu zaman onları çekici kılan ufak tefek kusurları.

Erkekler Ne Düşünüyor?
Erkekler kadınların kartvizitlerinden hoşlanmalarından nefret ediyorlar. 32 yaşındaki reklamcı Önder'in söylediklerine kulak verin:"Hoş bir kadınla ilk kez yemeğe çıktığımda bana potansiyel koca gözüyle bakmasına dayanamıyorum. Karakterim yerine maaşımla ilgilenen, çocuk yapmaya hazır olup olmadığımı öğrenmek isteyen bir kadınla karşılaştığımda koşarak kaçmak istiyorum. Ben hayali bir kahraman değilim!" 26 yaşındaki mühendis Arda ise kadınların aceleci tavrından şikayetçi. "Bir keresinde ilk buluşmamızdan sonra 'Benimle ciddi düşünmüyorsan zamanımı alma' diye bir mesaj aldım. O kızdan gerçekten hoşlanmama rağmen bir daha aramadım" diyor.

Eğlenmeyi Unutmayın !
Sadece bir gece için Bay Doğru'yu unutup eğlenmenize bakın… Tek gecelik bir ilişkiden bahsetmiyoruz. En yakın kız arkadaşlarınızla birlikte çıkın. Gelecek kaygılarınızı evde bırakın ve eğlencenin tadını çıkarmaya çalışın. Kim bilir belki siz anı yaşarken Bay Doğru size doğru yaklaşıyordur!

Miray UÇAR