LIFESTYLE
Bilgisayar sevdasında son durum
“Çok yoğunum, hiç vaktim yok, mail atıver” cümlesinin mottomuz olduğu şu günlerde bilgisayar ve internetin hayatımızdaki yerini yüceltmemek mümkün mü? Ofiste, evde, kafede artık en yakınımızda onlar var. İletişim kurmak, alışveriş yapmak, film izleyip müz
GÜNCELLEME TARİHİ: 19 Mart 2010
Gartner adlı ünlü araştırma şirketinin son çalışmasına göre dünyada kişisel bilgisayar kullanıcısı sayısı bir milyarı geçti. Yani dünya nüfusunun yüzde 15'i interneti aktif kullanıyor, içerik paylaşımına katkı sağlıyor. Bu sayının 2014 yılında ikiye katlanması öngörülüyor. Intel'in 2009'da Türkiye'de 28 il ve 55 ilçe merkezinde, yüzde 61.2'si erkek, yüzde 31.8'i kadın 16 yaş üzeri toplam 1.134 kişi ile yüz yüze gerçekleştirdiği "Bilgisayar Kullanım ve Tutum Araştırması" ise Türkiye'deki çarpıcı gerçekleri ortaya koyuyor. Temelde bu çalışmanın sonuçlarından yola çıkarak derlediğimiz "e-dosyamızda" bilgisayarın hayatımızın her alanını ne derece işgal ettiğine tanık olacaksınız
♦Müzik ve Chat Revaçta♦
İlk kez 17. yüzyılda hayal edilen, hayatımıza gerçek anlamda girmesi ise 1960'ları bulan bilgisayarlar o dönemde boyutları ve sınırlı kapasiteleriyle çok hantaldılar. Günümüzde ise cebe girecek kadar küçükler ve yapamayacakları şey yok. Artık sadece ofis ve evde değil; arabada, plajda ya da kafelerde bile, sanal dünyanın engin denizinde özgürce sörf yapabiliyoruz. Peki en çok hangi hangi imkanlardan faydalanıyoruz? Intel araştırmasının sonuçlarına göre bilgisayarda en sık gerçekleştirilen etkinlik müzik dinlemek, kaydetmek ve satın almak. Kullanıcıların yüzde 40'ı her gün birden çok kez bilgisayarda müzik dinlediğini ve indirdiğini belirtiyor. İkinci sırada e-posta okumak ve göndermek, üçüncü sırada web sitelerinde dolaşmak, dördüncü sırada chat yapmak geliyor. Eğitim ve öğretim amacıyla bilgisayar kullanımı ise ilk sıralarda yer almıyor.
Araştırmada ikinci sırada yer alan e-posta okumak ve göndermek etkinliği ise telefonun da haberleşme yöntemleri arasında geri planda kaldığını gösteriyor. Microsoft Türkiye Genel Müdürü Çağlayan Arkan, 16 milyon Hotmail abonesiyle dünya altıncısı olduğumuzu, günde ortalama 600 milyon e-posta gönderildiğini anlatıyor. Arkan'ın "Türkiye'de internet kafeler hariç 7,5 milyon bilgisayar var. Fakat aktif MSN kullanıcısı sayısı 21,5 milyon. Demek ki bir kullanıcının birden fazla MSN adresi var. Zaten Brezilya ve Amerika'dan sonra MSN kullanımında dünya üçüncüsüyüz" sözleri chat yapmaya ne kadar meraklı olduğumuzu gözler önüne seriyor.
♦Facebook Şampiyonu Türkler♦
Sesli ve görüntülü iletişim internetin en keyifli olanaklarından. Son yıllarda sayıları artan Friendster, Myspace, Facebook ve Twitter gibi sosyalleşme ağları bilgisayarın bizi milyonlarca insanla bağlantıya geçirmesini sağlıyor. ComScore internet sitesi Türk internet kullanıcılarının Mayıs 2009'da internette harcadıkları zamanı en popüler 10 online etkinliğe göre sıraladı. Listede anlık mesajlaşma yüzde 25.9 paya sahip. Aynı araştırmaya göre geçen Mayıs'ta 14,4 milyon Türk internet kullanıcısı sosyal paylaşım sitelerini kullanmış ve 13,1 milyon ziyaretçi ile Facebook ilk sırayı almış. Özellikle 2007'de patlayanFacebook'un ardından, 140 karakterden oluşan kısa durum güncellemeleri yapılan Twitter, son zamanların favori sosyalleşme ağı. Twitter'ın bu derece popülerleşmesinde ünlülerin katkısı büyük; zira birçok tanınmış sima, marka ve gazeteci bu ağı kullanıyor, birbirleriyle sohbet edip ilişkileri hakkında ipucu vermekten çekinmiyor. Daha dün magazin basınından ünlüleri takip ederken, Twitter sayesinde nereye gittiklerini, kimlerle gezdiklerini, ne düşündüklerini ve deneyimlerini kendi ağızlarından canlı yayında okuyoruz. Ünlülerin hayatlarına bu derece kolay ve hızlı nüfuz etmenin verdiği gizli zevkle oturduğumuz yerden sanal paparazzilere dönüşüveriyoruz!
♦Alışverişte de Sınır Yok♦
Vakitsizlikten yakınan insanlar için internette alışveriş çok avantajlı. Ürünleri inceliyor, fiyatları karşılaştırıyor, indirimlerden faydalanıyor, siparişinizin kapınıza gelmesini sağlıyorsunuz. Açık artırma sitelerinden alışveriş yapmak ya da kullanmadığımız bir ürünü satışa çıkarmak da sanal alışverişin sunduğu imkanlar arasında. Türkiye'nin en çok tıklanan online alışveriş sitesi www.gittigidiyor.com'da aradığınız her ürünü farklı fiyat seçenekleriyle bulabilirsiniz. Araştırma şirketi Mintel'e göre Avrupa'da internet üzerinden en çok alışveriş yapan ülke İngiltere. Bu eğilim yemek yeme alışkanlıklarımızı da değiştiriyor. Özellikle çalışan ve vakti olmayan metropol insanı sanal lokantalardan karnını doyurmayı tercih ediyor. Karşı tarafa sipariş anlatma, yolu tarif etme gibi zorlukların olmadığı internet üzerinden yemek sipariş sistemini Türkiye'de başlatan ilk site olan www.yemeksepeti.com, günde ortalama 15 bin sipariş alıyor.
Zahmetsizce karın doyurmak güzel ama işi de aksatmamak gerek! İletişim aracı olarak sunulan, arkadaş bulduran, birçok kişi tarafından haber kaynağı olarak kullanılan Facebook, Twitter veya MSN'in mesai saatlerinde kullanımı firmalarda verimi olumsuz etkiliyor. Amerikalı Nucleus Research adlı kuruluş, şirketlerin çalışanlara Facebook yasağı koyduğu takdirde verimliliğin yüzde 1,5 artacağını hesapladı! Bu arada eğer son zamanlarda vaktinizin çoğunu bu tür sosyal ağlarda geçirmekten bunaldıysanız, suicidemachine.org sitesine girerek sosyal intiharı seçebilir, sanal hesaplarınıza elveda diyebilirsiniz
İnternetin ne kadar süreyle ve ne amaçla kullanıldığı çok önemli. İnternet; eğlenceli, öğretici ve hatta bilgilendirici olsa da (özellikle fikir insanlarının yazdıkları tweet'lerden çok şey öğrenebiliyoruz) hayatımızı internet doğrultusunda yönlendirmemeliyiz. Zira kişinin bilgisayar önünde en az dört saatini geçirmesi, yemek yemeyi bile unutması, ailesini ihmal etmeye başlaması bağımlılığın göstergelerinden. İnternet bağımlılığı hastalığı kavramını dile getiren ilk uzmanlardan Amerikalı psikolog Dr. Kimberly S. Young, internet kullanıcılarının yüzde 6 ila 10'unun bağımlı olduğunu söylüyor.
♦ Kadınlar Geride Kaldı!♦
İnternetin cinsiyete göre kullanımı da üzerinde düşünülmesi gereken bir başka nokta. Intel'in araştırması, bilgisayar kullanma oranının erkeklerde yüzde 85 iken, kadınlarda yüzde 58'de kaldığını söylüyor. Büyük kentlerde kadınlar internetle haşır neşir olsalar dahi, Türkiye genelinde erkeklerin açık ara gerisinde kaldıklarını görüyoruz. Kısaca önyargılar, kadına biçilen geleneksel roller ve eğitimsizliğin sonuçları doğrultusunda oluşan cinsiyet eşitsizliği internet kullanımında da kendini hissettiriyor. Sosyolog Betül Moralı Sözen, bilgisayar/internet okuryazarlığının özellikle az gelişmiş bölgelerdeki kadınlar arasında hızla yaygınlaştırılmasıgerektiğine dikkat çekiyor: "Kadınlarımızın sosyal alanda daha fazla bilgi sahibi olabilmesi artık büyük oranda internet kullanımına bağlı. Ayrıca bu yolla kişisel gelişimlerini sağlamaları çok daha kolay, hızlı ve masrafsız olacaktır."
Intel'in araştırmasında iç açıcı sonuçlar da mevcut elbette. Buna göre, kentlerde her üç aileden ikisinde en az bir bilgisayar var. Kullanıcıların yüzde 78'i evinde, yüzde 47'si internet kafede, yüzde 33'ü başka birinin evinde, yüzde 31'i de işyerinde bilgisayar kullanıyor. Yani bilgisayar bir yaşam tarzı olarak algılanmaya başlamış ve giderek evlerin olmazsa olmazı haline geliyor.
İş ki, bilgisayarın kişisel gelişim yolunda devasa bir kütüphane olduğunu unutmayıp, ekranın başında çakılı kalmadan internetin sunduğu sayısız hizmetten akıllıca faydalanalım.
♦E-posta detoksu♦
Araştırmalar çoğu insanın birden çok e-posta adresi olduğunu ortaya çıkarıyor. ABD'de teknoloji firmalarının yoğun olduğu Silikon Vadisi'ndeki şirketler cuma günleri "İnternet İletişimi Orucu"na giriyorlar; tüm görüşmeleri telefonla ya da yüz yüze gerçekleştiriyorlar.
Yaşam koçu Marsha Egan 12 Adımda E-posta Bağımlılığınızı Tedavi Edin (12 Steps to Curing Your E-mail E-dicction) adlı kitabında bazı önerilerde bulunuyor:
►Hoşlanmadığınız işlerle uğraşmamak için e-postalara bakmak hiç mantıklı değil; kendinize farklı uğraşlar yaratın.
►Eski erkek arkadaşınızdan gelen mektupları, fotoğraf ya da artık işe yaramayan belgeleri silin.
►Bilgisayarınızdaki gönder-al butonunu iptal edin, iletilerinizi her 90 dakikada bir kontrol etmeyi deneyin.
►Çok fazla e-posta göndermeyin; bu sayede gelen kutunuz da hafifler.
►Toplu ileti gönderin, zaman tasarrufu yapın.
♦Müzik ve Chat Revaçta♦
İlk kez 17. yüzyılda hayal edilen, hayatımıza gerçek anlamda girmesi ise 1960'ları bulan bilgisayarlar o dönemde boyutları ve sınırlı kapasiteleriyle çok hantaldılar. Günümüzde ise cebe girecek kadar küçükler ve yapamayacakları şey yok. Artık sadece ofis ve evde değil; arabada, plajda ya da kafelerde bile, sanal dünyanın engin denizinde özgürce sörf yapabiliyoruz. Peki en çok hangi hangi imkanlardan faydalanıyoruz? Intel araştırmasının sonuçlarına göre bilgisayarda en sık gerçekleştirilen etkinlik müzik dinlemek, kaydetmek ve satın almak. Kullanıcıların yüzde 40'ı her gün birden çok kez bilgisayarda müzik dinlediğini ve indirdiğini belirtiyor. İkinci sırada e-posta okumak ve göndermek, üçüncü sırada web sitelerinde dolaşmak, dördüncü sırada chat yapmak geliyor. Eğitim ve öğretim amacıyla bilgisayar kullanımı ise ilk sıralarda yer almıyor.
Araştırmada ikinci sırada yer alan e-posta okumak ve göndermek etkinliği ise telefonun da haberleşme yöntemleri arasında geri planda kaldığını gösteriyor. Microsoft Türkiye Genel Müdürü Çağlayan Arkan, 16 milyon Hotmail abonesiyle dünya altıncısı olduğumuzu, günde ortalama 600 milyon e-posta gönderildiğini anlatıyor. Arkan'ın "Türkiye'de internet kafeler hariç 7,5 milyon bilgisayar var. Fakat aktif MSN kullanıcısı sayısı 21,5 milyon. Demek ki bir kullanıcının birden fazla MSN adresi var. Zaten Brezilya ve Amerika'dan sonra MSN kullanımında dünya üçüncüsüyüz" sözleri chat yapmaya ne kadar meraklı olduğumuzu gözler önüne seriyor.
♦Facebook Şampiyonu Türkler♦
Sesli ve görüntülü iletişim internetin en keyifli olanaklarından. Son yıllarda sayıları artan Friendster, Myspace, Facebook ve Twitter gibi sosyalleşme ağları bilgisayarın bizi milyonlarca insanla bağlantıya geçirmesini sağlıyor. ComScore internet sitesi Türk internet kullanıcılarının Mayıs 2009'da internette harcadıkları zamanı en popüler 10 online etkinliğe göre sıraladı. Listede anlık mesajlaşma yüzde 25.9 paya sahip. Aynı araştırmaya göre geçen Mayıs'ta 14,4 milyon Türk internet kullanıcısı sosyal paylaşım sitelerini kullanmış ve 13,1 milyon ziyaretçi ile Facebook ilk sırayı almış. Özellikle 2007'de patlayanFacebook'un ardından, 140 karakterden oluşan kısa durum güncellemeleri yapılan Twitter, son zamanların favori sosyalleşme ağı. Twitter'ın bu derece popülerleşmesinde ünlülerin katkısı büyük; zira birçok tanınmış sima, marka ve gazeteci bu ağı kullanıyor, birbirleriyle sohbet edip ilişkileri hakkında ipucu vermekten çekinmiyor. Daha dün magazin basınından ünlüleri takip ederken, Twitter sayesinde nereye gittiklerini, kimlerle gezdiklerini, ne düşündüklerini ve deneyimlerini kendi ağızlarından canlı yayında okuyoruz. Ünlülerin hayatlarına bu derece kolay ve hızlı nüfuz etmenin verdiği gizli zevkle oturduğumuz yerden sanal paparazzilere dönüşüveriyoruz!
♦Alışverişte de Sınır Yok♦
Vakitsizlikten yakınan insanlar için internette alışveriş çok avantajlı. Ürünleri inceliyor, fiyatları karşılaştırıyor, indirimlerden faydalanıyor, siparişinizin kapınıza gelmesini sağlıyorsunuz. Açık artırma sitelerinden alışveriş yapmak ya da kullanmadığımız bir ürünü satışa çıkarmak da sanal alışverişin sunduğu imkanlar arasında. Türkiye'nin en çok tıklanan online alışveriş sitesi www.gittigidiyor.com'da aradığınız her ürünü farklı fiyat seçenekleriyle bulabilirsiniz. Araştırma şirketi Mintel'e göre Avrupa'da internet üzerinden en çok alışveriş yapan ülke İngiltere. Bu eğilim yemek yeme alışkanlıklarımızı da değiştiriyor. Özellikle çalışan ve vakti olmayan metropol insanı sanal lokantalardan karnını doyurmayı tercih ediyor. Karşı tarafa sipariş anlatma, yolu tarif etme gibi zorlukların olmadığı internet üzerinden yemek sipariş sistemini Türkiye'de başlatan ilk site olan www.yemeksepeti.com, günde ortalama 15 bin sipariş alıyor.
Zahmetsizce karın doyurmak güzel ama işi de aksatmamak gerek! İletişim aracı olarak sunulan, arkadaş bulduran, birçok kişi tarafından haber kaynağı olarak kullanılan Facebook, Twitter veya MSN'in mesai saatlerinde kullanımı firmalarda verimi olumsuz etkiliyor. Amerikalı Nucleus Research adlı kuruluş, şirketlerin çalışanlara Facebook yasağı koyduğu takdirde verimliliğin yüzde 1,5 artacağını hesapladı! Bu arada eğer son zamanlarda vaktinizin çoğunu bu tür sosyal ağlarda geçirmekten bunaldıysanız, suicidemachine.org sitesine girerek sosyal intiharı seçebilir, sanal hesaplarınıza elveda diyebilirsiniz
İnternetin ne kadar süreyle ve ne amaçla kullanıldığı çok önemli. İnternet; eğlenceli, öğretici ve hatta bilgilendirici olsa da (özellikle fikir insanlarının yazdıkları tweet'lerden çok şey öğrenebiliyoruz) hayatımızı internet doğrultusunda yönlendirmemeliyiz. Zira kişinin bilgisayar önünde en az dört saatini geçirmesi, yemek yemeyi bile unutması, ailesini ihmal etmeye başlaması bağımlılığın göstergelerinden. İnternet bağımlılığı hastalığı kavramını dile getiren ilk uzmanlardan Amerikalı psikolog Dr. Kimberly S. Young, internet kullanıcılarının yüzde 6 ila 10'unun bağımlı olduğunu söylüyor.
♦ Kadınlar Geride Kaldı!♦
İnternetin cinsiyete göre kullanımı da üzerinde düşünülmesi gereken bir başka nokta. Intel'in araştırması, bilgisayar kullanma oranının erkeklerde yüzde 85 iken, kadınlarda yüzde 58'de kaldığını söylüyor. Büyük kentlerde kadınlar internetle haşır neşir olsalar dahi, Türkiye genelinde erkeklerin açık ara gerisinde kaldıklarını görüyoruz. Kısaca önyargılar, kadına biçilen geleneksel roller ve eğitimsizliğin sonuçları doğrultusunda oluşan cinsiyet eşitsizliği internet kullanımında da kendini hissettiriyor. Sosyolog Betül Moralı Sözen, bilgisayar/internet okuryazarlığının özellikle az gelişmiş bölgelerdeki kadınlar arasında hızla yaygınlaştırılmasıgerektiğine dikkat çekiyor: "Kadınlarımızın sosyal alanda daha fazla bilgi sahibi olabilmesi artık büyük oranda internet kullanımına bağlı. Ayrıca bu yolla kişisel gelişimlerini sağlamaları çok daha kolay, hızlı ve masrafsız olacaktır."
Intel'in araştırmasında iç açıcı sonuçlar da mevcut elbette. Buna göre, kentlerde her üç aileden ikisinde en az bir bilgisayar var. Kullanıcıların yüzde 78'i evinde, yüzde 47'si internet kafede, yüzde 33'ü başka birinin evinde, yüzde 31'i de işyerinde bilgisayar kullanıyor. Yani bilgisayar bir yaşam tarzı olarak algılanmaya başlamış ve giderek evlerin olmazsa olmazı haline geliyor.
İş ki, bilgisayarın kişisel gelişim yolunda devasa bir kütüphane olduğunu unutmayıp, ekranın başında çakılı kalmadan internetin sunduğu sayısız hizmetten akıllıca faydalanalım.
♦E-posta detoksu♦
Araştırmalar çoğu insanın birden çok e-posta adresi olduğunu ortaya çıkarıyor. ABD'de teknoloji firmalarının yoğun olduğu Silikon Vadisi'ndeki şirketler cuma günleri "İnternet İletişimi Orucu"na giriyorlar; tüm görüşmeleri telefonla ya da yüz yüze gerçekleştiriyorlar.
Yaşam koçu Marsha Egan 12 Adımda E-posta Bağımlılığınızı Tedavi Edin (12 Steps to Curing Your E-mail E-dicction) adlı kitabında bazı önerilerde bulunuyor:
►Hoşlanmadığınız işlerle uğraşmamak için e-postalara bakmak hiç mantıklı değil; kendinize farklı uğraşlar yaratın.
►Eski erkek arkadaşınızdan gelen mektupları, fotoğraf ya da artık işe yaramayan belgeleri silin.
►Bilgisayarınızdaki gönder-al butonunu iptal edin, iletilerinizi her 90 dakikada bir kontrol etmeyi deneyin.
►Çok fazla e-posta göndermeyin; bu sayede gelen kutunuz da hafifler.
►Toplu ileti gönderin, zaman tasarrufu yapın.