Bir “The White Lotus” Daha Geldi Geçti Aramızdan…

“The White Lotus” 3. sezon finalini yaptı. Dördüncü sezon için 2027’den önce herhangi bir tarih verilmiyor. Peki tatil köyü sakinleri hayranları olarak, Tayland serüveninden neler hatırımızda kaldı, tekrarlıyoruz. -Dikkat spoiler içerir.-

GÜNCELLEME TARİHİ: 8 Nisan 2025

Yazar: Melda Yüzbaşıoğlu

Taylan’da Entrika Dolu Bir Serüven: “The White Lotus”

Hawaii ve Sicilya’nın ardından Güneydoğu Asya’ya uzanıp, tropikal iklimin yanı sıra entrikalarla dolu insan ilişkilerini kucakladığımız “The White Lotus”un, Tayland serüveni hafta başında drama yüklü bir final bölümüyle tamamlandı. Her sezonda farklı bir hikaye örgüsünü işleyen ve sıcacık bir tatil beldesinde turizmi sanata dönüştüren “The White Lotus”un Tayland ayağı; dijital detoksun, taptaze mevsim meyvelerinin ve meditasyon seanslarının yanı sıra yıllanmış ilişkilerdeki çözülmeleri, ailesel krizleri, sırlarla dolu cinayetleri ve insan psikolojisinin sınırlarını da aynı paydada birleştirmeyi başardı. Dizi, geçtiğimiz pazar günü final bölümünü yayınlayarak izleyicilerini ikiye böldü. Kimileri son bölümün adeta bir sanat eseri gibi ince ince işlendiğini düşünürken kimileri de olay örgüsünde kopukluklar olduğunu söyleyip, tüm hikayenin son yirmi dakikaya sıkıştırılmaya çalıştığını iddia etti. Mike White hangi taraftan yanadır bilinmez ancak bizim yazımızın diziyi henüz izlememiş olanlar için spoiler içerdiği aşikar.

Yıldızı Yükselen “The White Lotus” Kadrosu

Gerçek hayattan senaryoya dönersek -kabul edelim- serinin üçüncü sezonunun odak konularından biri olan astrolojiye gönderme yapan başlığımıza nazaran, Chelsea’nin (Aimee Lou Wood) kulakları çınlasın, dizideki her karakter için şanslı bir hafta değildi.

Geride Kırık Bir Kalp ve Gerçeğe Dönüşen Hayaller: Belinda, Pornchai, Zion

Jennifer Coolidge’ın canlandırdığı Tanya McQuoid'e yaptığı masajdan dolayı, Belinda karakterine “The White Lotus”un ilk sezonundan aşinayız. Kendi spa merkezini açma hayallerini de yanına alıp Tayland’a gelen Belinda’nın oğlu Zion ile yapacağı tatile birkaç gün erken gelmesi, sağlık danışmanı Pornchai ile romantik bir serüven yaşamasına sebebiyet verse de Tanya’nın katili Greg’i görmesiyle işler değişiyor. Greg’i başta anımsayan ve daha sonra kim olduğunu çıkaran Belinda, ilk kaygısını otelin işletme müdürü Fabian ile paylaşıyor ancak beklediği reaksiyonu alamıyor.

Daha sonra Greg ile yüzleşiyor. Ardından tatile teşrif eden oğlu Zion’a da durumu anlatan Belinda, spa merkezi hayallerine giden yolu da ince ince işlediğinden bihaber, hikayenin sonunda kaygılarını fırsata çevirmeyi başarıyor. Pornchai ile mutlu bir sonları olmasa da Greg’den aldıkları bir miktar nakit ile anne ve oğul, final sahnesinde ikinci hayatlarına doğru yol alıyor.

Bermuda Üçgeni: Laurie, Jaclyn, Kate

Serinin en mutlu ve bir o kadar da çözülmeli ve bol krizli ilişki ağının ev sahipleri, bermuda üçgeni Laurie, Jaclyn, Kate… Ultra zengin görünümleriyle, 40’lı yaşlarında kız kıza tatile çıkarak çocukluk anılarını yeniden canlandıran üçlünün tanışıklığı yıllara dayansa da Tayland tatilleri üç kadının da birbirine yeniden ‘merhaba’ demesini sağlıyor. İşi, aşkı ve anneliği bir başarı ve aynı zamanda kaçış olarak gören Laurie’nin hayatın anlamına dair aradığı gerçekliği lise arkadaşları Jaclyn ve Kate’in yanında bulduğunu itiraf etmesi hepimizin gözlerini doldursa da üçlü bu itiraf sahnesine kolay yoldan gelmiyor. Tatilin maddi kısmını üstlenen ve bir televizyon yıldızı olan Jaclyn’in heyecan arayışı zaman zaman toksik bir çizgiye kaysa da Kate’in her iki dostuna da günah çıkarma yaptığı anlar dışında, uzlaşma arayan ve köprüler inşa eden tavrıyla yumuşuyor. Seni seviyorum sözcükleriyle biten son akşam yemeği büyük krizlerin, sarsılmaz dostluklar için şiddetli ama geçici bir fırtına olduğunu -biz- ekran başındakilere yeniden hatırlatıyor. Vlad, Aleksei ve Valentin için de Rusya’nın dondurucu soğuğunu geride bırakıp Tayland’ın tropikal iklimine sığındıkları günler, yanlarına kar kalıyor.

Hayatta En Değerli Şey Aile: Timothy Ratliff, Victoria Ratliff, Saxon Ratliff, Piper Ratliff, Lochlan Ratliff

Bir Corleone ailesi olmasalar da Ratliff ailesinden de epey dersler aldık. Ne yazarsak eksik kalacakmış hissiyatını bir kenara bırakıp birkaç kelam edecek olursak Ratliff’leri ultra lüks yaşantılarından, Tayland’ın tropikal iklimine, meditasyonla dolu sayfiye hayatına getiren sebep kızları Piper’ın sözde tezi oluyor. Ancak Piper’ın tamamen tapınaktaki keşiş hayatını deneyimlemek için ailesini neredeyse bir gün süren uçak seyahatine ikna etme kabiliyeti bir kenara dursun farkında olmadan vesile olduğu durumun kendisinde gerçek bir spiritüel kanal açtığı aşikar. Victoria’nın annelik içgüdüsüyle tapınakta keşişlerle kurmaya çalıştığı iletişim çabaları, baba Timothy’nin tüm servetini kaybedince ailesini kaldıkları odanın bahçesindeki yerlilerce ‘intihar ağacı’ olarak kabul edilen ağacın meyvesiyle zehirlemeye çalışması ya da Saxon ve Lochlan kardeşlerin skandal boyuta varan tekne partileri bir kenara dursun, kader bu ailenin yüzüne güldü ve fire vermeden dönüş teknesine binmeyi başarabildiler.

Üstelik gün içinde sayısız kere atıfta bulundukları ayrıcalıklı ve lüks yaşantılarını kaybettikleri gerçeğiyle de Pam’in tekneye bıraktığı telefonları aracılığıyla yüzleştiler. Ancak Ratliff ailesi, her krizden sağ çıkmayı başarabilir gibi, ne dersiniz?

Küllerinden Doğan Bir Aşk: Greg ve Chloe

“The White Lotus”un ilk sezonunda rastladığımız Greg, Belinda ile birlikte üçüncü sezona dönüş yapan isimlerden. Karun kadar zengin Greg’in, Tayland’a olan tutkusunun tropikal iklimden ya da taze mevsim meyvelerinden gelmediğini, cinayetten saklanmak için Asya’nın sıcacık ve bir o kadar da meditatif ülkesini tercih ettiğini Belinda sayesinde öğreniyoruz. Chelsea’nin barda tesadüfen tanıştığı bir arkadaştan çok daha fazlası olan Chloe, ultra zengin, yaz gardırobuyla bizleri mest etse de asla sığ bir karakter olmadı, olamaz.

Her bölümde daha da dişlenen Chloe’nin, Saxon Ratliff ve Lochlan Ratliff kardeşler arasındaki absürt olay örgüsüne sebebiyet vermesi ya da Greg ve Rick’e karşı Chelsea ile dert birliği yapması ya da seküler ve pragmatik hayat felsefesi bir kenara dursun, seri boyunca yıldızı en parlayanlardan biri oldu.

Zirveye Giden Yol: Mook, Gaitok, Sritala

Rick Hatchett ve Chelsea'ye tahsis edilen sağlık danışmanı Mook ve otelin güvenliğinden sorumlu Gaitok arasında başlayan, sessiz ve derinden işleyen aşk, ikiliyi sağlık merkezinin zirvesine yerleştirmeyi başarıyor.

7 bölüm boyunca sakinliğini koruyan Gaitok’ın, Sritala için attığı -doğru yer ve doğru zaman diyebiliriz- kurşun her şeyin bir zamanı ve aynı zamanda bir bedeli olduğuna dair felsefe dolu çıkarımlar yapmamıza sebebiyet verse de bir yanda kocasını bir yanda da masumiyetini kaybeden Gaitok ve Sritala’nın aksine Mook, final sahnesinde yeni pozisyonundan memnun bir halde gülücükler saçıyordu.

Küle Dönen Bir Aşk: Chelsea ve Rick

Chelsea ve Rick ikilisi, sadece astrolojik açıdan değil birlikte göğüs gerdikleri ortak kaderleriyle de ruh eşi olduklarını, final sahnesiyle de ispat etmiş oldu. Biraz yıldızların biraz da duygularının rehberliğinde hem anaç ve şefkatli hem de derin ve spiritüel bir karakter seyri sunan Chelsea’nin bir an olsun ruh eşinden vazgeçmemesi takdire şayan olsa da Rick için aynı cümleleri sarf edebilir miyiz, bilmiyoruz. Amrita ile yaptığı meditasyon seanslarını başta umursamayan ancak dizinin son çeyreğinde çaresizce seans dilenen Rick’i, 60 dakika fazladan alacağı bir seans kurtarabilir, dizinin kaçınılmaz kaderini değiştirebilir miydi, bilmiyoruz.

Üstelik soru işaretleri de bizimle sonsuza dek kalacağa benziyor. Dostu Frank ile çıktığı intikam yolundan intikam almak yerine yüzleşmeyi seçerek dönen Rick’in kararının pek de kalıcı olmaması, felaketler zincirini başlatan olay oluyor.

Babasının katilini vurduğunu sandığı o final sahnesinde aslında babası Jim Hollinger’i vurduğu gerçeğiyle yüzleşen Rick’i bu anıyla değil, ruh eşi Chelsea ile Tayland’ın şifalı sularında Sir John Everett Millais’in “Ophelia” tablosunu yaşattığı, yan yana suda süzülen sahnesiyle hatırlayacağız.