ÜNLÜ STİLİ
Bugünü yaşamak
Güneş olsun evlerimizde bu hafta sonu, kahve fincanlarımıza yansısın. Cumayı perşembeyi unutalım, cumartesiyi pazarı yaşayalım hakkını vererek...
GÜNCELLEME TARİHİ: 24 Ocak 2011
Unutmuyoruz geçmişi, bize mutluluk verse de acı verse de…
Ne kadar güzel şeyler yapmış olursak olalım hayatta, insanların aklında istemeden de olsa onları kırdığımız, acıttığımız davranışlarla akılda kalıyoruz nedense. Oysa geçen akşam eşimle izlediğimiz bir filmde duyduğum bir söz var duvarlarıma, defterlerime yazmak istediğim; ''Geçmişte doğru şeyler yapmamış olabilirim, ama yarın daha güzellerini yapabileceğimi biliyorum'' Bu kadar aslında hayat, geçmiş adı üstünde geçmiş bitmiş, bugun var yaşamamız gereken, bir de yarin var hazırlanmamız, planlamamız gereken, ama biz geçmişte o sözde o olaydayız nedense. Olgun insanlar unutuyorlar, affediyorlar, şans veriyorlar, önlerine bakıp devam ediyorlar, ama diğerleri hani nasil derler takılmış plak gibi aynı şeyi düşünüp, aynı şeyi telaffuz ederek yaşıyorlar hayatlarını. Oysa ki konuştuğumuz kadarız aslında, başımıza gelenlerle değil, başımıza gelenlere verdiğimiz tepkiler, sergilediğimiz tavırlar ile anılmıyor muyuz?
İki bilge, karşı cinsle ilişkinin, hatta temasin yasak olduğu iki bilge yolda yürüyorlar, derenin kenarında karşıdan karşıya geçemeyen bir kız görüyorlar. Kız bilgenin birinden yardım istiyor, bilge de kızı kucağına alıp karşıya geçiriyor. Kız teşekkür ediyor , iki bilge yollarına devam ediyorlar. Gel zaman git zaman saatler sonra diğeri soruyor kıza yardım eden bilgeye; ''Bizim bir kadına dokunmamız yasak değil miyidi?'' Bilge olgunlukla cevap veriyor. ''Mirim'' diyor, ''Ben kızı kucağıma aldım, karşıya geçirdim, ve yoluma devam ettim, oysaki saatler geçti senin aklın hala orada''
Ne kadar güzel açıklıyor bazı şeyleri.
Bizi, bedenimizi, ruhumuzu, kendimizi oluşturan şeyler düşüncelerimiz, duygularımız ve bu ikisi ile birlikte ortaya çıkardığımız davranışlarımızdır. Ne düşünüyorsak oyuz, ne hissediyorsak oyuz, nasıl davranıyorsak oyuz. Komşunun kızını çekiştirip, iki saat sonra bir dilenciye yardım ederek iyi niyetli biri olduğumuzdan söz edemeyiz.
Güneş olsun evlerimizde bu hafta sonu, kahve fincanlarımıza yansısın. Cumayı perşembeyi unutalım, cumartesiyi pazarı yaşayalım hakkını vererek. Eğer yaşamaz isek pazartesi günü cumartesiyi düşünmek ve hayıflanmak zorunda kalacağız
papatyadunya.blogspot.com
Ne kadar güzel şeyler yapmış olursak olalım hayatta, insanların aklında istemeden de olsa onları kırdığımız, acıttığımız davranışlarla akılda kalıyoruz nedense. Oysa geçen akşam eşimle izlediğimiz bir filmde duyduğum bir söz var duvarlarıma, defterlerime yazmak istediğim; ''Geçmişte doğru şeyler yapmamış olabilirim, ama yarın daha güzellerini yapabileceğimi biliyorum'' Bu kadar aslında hayat, geçmiş adı üstünde geçmiş bitmiş, bugun var yaşamamız gereken, bir de yarin var hazırlanmamız, planlamamız gereken, ama biz geçmişte o sözde o olaydayız nedense. Olgun insanlar unutuyorlar, affediyorlar, şans veriyorlar, önlerine bakıp devam ediyorlar, ama diğerleri hani nasil derler takılmış plak gibi aynı şeyi düşünüp, aynı şeyi telaffuz ederek yaşıyorlar hayatlarını. Oysa ki konuştuğumuz kadarız aslında, başımıza gelenlerle değil, başımıza gelenlere verdiğimiz tepkiler, sergilediğimiz tavırlar ile anılmıyor muyuz?
İki bilge, karşı cinsle ilişkinin, hatta temasin yasak olduğu iki bilge yolda yürüyorlar, derenin kenarında karşıdan karşıya geçemeyen bir kız görüyorlar. Kız bilgenin birinden yardım istiyor, bilge de kızı kucağına alıp karşıya geçiriyor. Kız teşekkür ediyor , iki bilge yollarına devam ediyorlar. Gel zaman git zaman saatler sonra diğeri soruyor kıza yardım eden bilgeye; ''Bizim bir kadına dokunmamız yasak değil miyidi?'' Bilge olgunlukla cevap veriyor. ''Mirim'' diyor, ''Ben kızı kucağıma aldım, karşıya geçirdim, ve yoluma devam ettim, oysaki saatler geçti senin aklın hala orada''
Ne kadar güzel açıklıyor bazı şeyleri.
Bizi, bedenimizi, ruhumuzu, kendimizi oluşturan şeyler düşüncelerimiz, duygularımız ve bu ikisi ile birlikte ortaya çıkardığımız davranışlarımızdır. Ne düşünüyorsak oyuz, ne hissediyorsak oyuz, nasıl davranıyorsak oyuz. Komşunun kızını çekiştirip, iki saat sonra bir dilenciye yardım ederek iyi niyetli biri olduğumuzdan söz edemeyiz.
Güneş olsun evlerimizde bu hafta sonu, kahve fincanlarımıza yansısın. Cumayı perşembeyi unutalım, cumartesiyi pazarı yaşayalım hakkını vererek. Eğer yaşamaz isek pazartesi günü cumartesiyi düşünmek ve hayıflanmak zorunda kalacağız
papatyadunya.blogspot.com