Büyük Elma’da Yeni Maceralar
New York, “asla uyumayan şehir” unvanını sonuna kadar hak ediyor. Şehirde her köşe başında farklı bir deneyim yaşanabiliyor ve yapılacak sayısız aktivite, ziyaretçilerin programını hızla dolduruyor.
GÜNCELLEME TARİHİ: 31 Ekim 2024
Yazar: İlker Topdemir
2024’ün sonunda, 68 milyondan fazla turistin ettiğini açıkça gösteriyor. İstanbul Havalimanı’ndan New York’a günlük olarak düzenlenen üç Türk Hava Yolları seferiyle JFK Havalimanı’na ulaşmak mümkün. Ayrıca Newark Havalimanı’na da her gün uçuşlar yapılıyor. New York’ta bir ay kalsanız bile şehrin sunduğu her şeyi tam anlamıyla deneyimlemiş gibi hissetmeyebilirsiniz. Şehrin kalbi Manhattan, nispeten kompakt yapısı sayesinde kısa süreli ziyaretlerde bile birçok aktiviteyi sığdırmayı mümkün kılıyor. Ancak şehrin hızlı temposuna ayak uydurmak için en rahat ayakkabılarınızı giymelisiniz!
Warren Street Hotel
Tribeca’nın enerjik atmosferinde konumlanan Warren Street Hotel, iç Tribeca’nın enerjik atmosferinde mimar Kit Kemp’in yaratıcı dokunuşlarıyla tasarlanmış çağdaş bir sanat ve tasarım anlayışını yansıtıyor. Şubat 2024’te açılan otel, sadece birkaç ay içinde ABD genelinde prestijli One Michelin Key ödülüne layık görüldü ve New York’un en yeni ve en iyi otelleri listesine hızlı bir giriş yaptı.
Otelin 69 odası, süiti ve rezidansının her biri, bazıları özel teras bahçeleri ve Aşağı Manhattan ile Hudson Nehri’nin etkileyici manzaralarını sunacak şekilde özenle tasarlandı. Yere kadar uzanan camlar, odaların bol güneş ışığı alarak ferah bir atmosfer sunmasını sağlıyor. Otel, haftasonları 12:00-17:00 saatleri arasındaki akşamüstü çayı boyunca lokallerin de uğrak mekanına dönüşüyor.
The Ritz – Carlton New York, Central Park
Central Park’ın büyüleyici manzaralarını, seslerini ve renklerini bir arada sunan The Ritz-Carlton New York, şehrin en prestijli otellerinden biri olarak öne çıkıyor. 253 odalı bu ikonik otel, Forbes Beş Yıldız ve AAA Beş Elmas ödülleriyle kalitesini kanıtlamış durumda. Manhattan’ın en iyi cazibe merkezlerine yürüme mesafesinde yer alan otelde, gün boyu açık olan Contour gastro lounge, The Ritz-Carlton Club Lounge ve ABD’deki ilk La Prairie Spa deneyimi misafirlerine unutulmaz anılar yaşatıyor.
Robert Restaurant
Museum of Arts and Design’ın tepesinde yer alan Robert, Central Park ve Columbus Circle’ın büyüleyici manzaralarını sunan modern bir Amerikan restoranı. Zarif ve romantik atmosferiyle dikkat çeken restoranda Şef Armando Cortes’in özenle hazırladığı, yüksek kalitede lezzetler karşınıza çıkıyor. Burada, özellikle gün batımı saatlerinde şehrin güzelliğini seyredebilirsiniz.
Tavern on the Green
Central Park’ın içinde, tarihi bir binada konumlanan Tavern on the Green, New York’un en ikonik restoranlarından biri. Şef Bill Peet yönetimindeki mutfakta, Amerikan mutfağının klasiklerinin yanı sıra uluslararası lezzetlere de yer veriliyor. Haftanın yedi günü açık olan restorana rezervasyon yaptırmadan gitmemenizi tavsiye ediyorum zira popülerliği nedeniyle yer bulmak bazen zor olabiliyor.
Manhatta
Downtown Manhattan’da, şehri 60. kattan gören Manhatta restoran, hem öğle hem de akşam yemeği saatlerinde hizmet veriyor. Şef Justin Bogle’ın önderliğinde hazırlanan à la carte menülerin yanı sıra şefin karar verdiği özel menü seçeneği de sunuluyor. Muhteşem manzarası eşliğinde sadece bir şeyler içmek için bile uğranabilecek bir mekan. New York, her ziyaretçisine farklı ve unutulmaz bir deneyim sunarken, kendinizi bu devasa şehrin enerjisine kaptırmamak mümkün değil. İster şehrin en lüks otellerinde konaklayın, ister göz alıcı manzaralara karşı yemek yiyin, New York her daim keşfedilmeyi bekleyen bir serüven sunuyor.