Derimiz, gözle görünür canlı bir organdır, vücudumuzun doğal savunma hattıdır, duyusal etkileşimlerin odağıdır, kişinin aynası ve başkasıyla kurulan ilişkinin aracıdır. Bu kadar değerli olması da bundandır. Hijyen ve suyla ilişkimizin de yüzyıllar boyu gösterdiği gibi, derinin uzun zaman meçhul kalan girift mimarisi ve ana işlevleri sırları ve karmaşık düzeninin ardındaki gizemi yavaş yavaş bilime açıyor. Uyarı, kontrol ve uyarlanma sistemleriyle donatılmış olan deri bütün bunlara karşın kırılgandır, yaşla, yaşama biçimiyle ve en büyük düşmanı olan güneşin etkisiyle solar. Bütün bu dönüşümleri ve zararları örtmek için elinden geleni yapan kozmetik bilimi derinin tazeliğini korumak, yılların etkisini yavaşlatmak, bakım ve makyajı gündelik bir zevk haline getirmek için bin bir yenilik sunar. Yaşam örtümüzü bize sevdirmeye çalışır.