Kendini ifade etmenin çeşitli yolları var elbette. Konuşmak, yazmak, belki vücut dili. Peki ya dans etmek? Müstehzi bir gülümseme mi yüzünüzdeki? İtiraz etmeyin hemen, dans etmek kendini ifade etmenin en eğlenceli yollarından biri olabilir. Yorucu bir gün sonrası omuzlarınız düşmüş, kafanız karışık eve doğru giderken, semtinize yeni açılan dans stüdyosunda bulsanız kendinizi, nasıl olurdu acaba? Ya size bunun müthiş bir tazelenme olduğunu söylesem.
İlkokul müsamerenizden bu yana hiç dansetmemiş olabilirsiniz. Katıldığınız düğün ya da doğumgünü gibi sosyal eğlencelerde "hadi oynasana" teklifine "ıı ıhh " diyenlerdensiniz. Kimbilir belki de kendinize uygun dansı bulamadınız bugüne kadar. Hadi elimizdeki ipuçlarına bakalım o zaman… Sevdiğiniz müzik türlerini bir düşünün. Çalan müziği ne kadar çok severseniz o kadar keyif alacaksınız çünkü. Örneğin, fıkır fıkır Latin müziklerinden hoşlanıyorum diyorsanız Salsa tam da size göre. Yok kadın kokusu filminde Al Pacino'nun tango sahnesini hala unutamadıysanız eşiniz ya da sevgilinizle tangoya başlamak iyi fikir olabilir. Theodorakis'in Zorbasını her duyduğunuzda içinizde bir kıpırdanma oluyorsa size sirtaki diyorum.
Karar verdiniz, derslere yazıldınız. Varsa, çekingenliğinizi kapıda paltonuzla birlikte çıkarın. Kimse sizden ilk derste Jennifer Lopez olmanızı beklemiyor. Etrafta hoca da dahil, tanımadığınız birçok insan olabilir, boşverin. Zaman içinde, figürleri öğrendikçe, o kadar keyif alacaksınız ki bazen onların varlığını unutacak, bazen de onlarla birlikte eğleneceksiniz.
Dansla hayat iç içe aslında. Tanıdığım bir Arjantinli şöyle ifade etmişti bunu "Tango'daki erkek liderdir, kendine güvenir, sorumluluk alır, kadının iyiliği, güvende ve mutlu olması için elinden geleni yapar." Hımmm, kulağa hoş geliyor doğrusu. Bitmedi… "Kadın kadın olduğu, erkek erkek olduğu için mutludur. İlişkilerinde eşittirler. Aralarında rekabet yoktur. Kadın ve erkeğin aralarındaki farklılıklardır onları birbirine çeker."
Dans stüdyosunda figürlere ve müziğe odaklandığınız saatlerde yüzünüzde engel olamadığınız bir gülümsemeyle, kimi zaman Arjantinli tutkulu bir aşık, kimi zaman ateşli bir Latin kadını, "cool" bir hiphopçu ya da egzotik bir oryantal gibi hissedeceksiniz. Üstelik tıp dünyasının önemli dergilerinden biri olan New England Journal of Medicine'de yer alan Einstein Aging Study sonuçlarına göre dans etmek demansı önlüyormuş (2003;348:2508-16). Bilimsel desteğin verdiği gücü de arkama alıp soruyorum: Bu dansı kime lütfedersiniz?
İlkokul müsamerenizden bu yana hiç dansetmemiş olabilirsiniz. Katıldığınız düğün ya da doğumgünü gibi sosyal eğlencelerde "hadi oynasana" teklifine "ıı ıhh " diyenlerdensiniz. Kimbilir belki de kendinize uygun dansı bulamadınız bugüne kadar. Hadi elimizdeki ipuçlarına bakalım o zaman… Sevdiğiniz müzik türlerini bir düşünün. Çalan müziği ne kadar çok severseniz o kadar keyif alacaksınız çünkü. Örneğin, fıkır fıkır Latin müziklerinden hoşlanıyorum diyorsanız Salsa tam da size göre. Yok kadın kokusu filminde Al Pacino'nun tango sahnesini hala unutamadıysanız eşiniz ya da sevgilinizle tangoya başlamak iyi fikir olabilir. Theodorakis'in Zorbasını her duyduğunuzda içinizde bir kıpırdanma oluyorsa size sirtaki diyorum.
Karar verdiniz, derslere yazıldınız. Varsa, çekingenliğinizi kapıda paltonuzla birlikte çıkarın. Kimse sizden ilk derste Jennifer Lopez olmanızı beklemiyor. Etrafta hoca da dahil, tanımadığınız birçok insan olabilir, boşverin. Zaman içinde, figürleri öğrendikçe, o kadar keyif alacaksınız ki bazen onların varlığını unutacak, bazen de onlarla birlikte eğleneceksiniz.
Dansla hayat iç içe aslında. Tanıdığım bir Arjantinli şöyle ifade etmişti bunu "Tango'daki erkek liderdir, kendine güvenir, sorumluluk alır, kadının iyiliği, güvende ve mutlu olması için elinden geleni yapar." Hımmm, kulağa hoş geliyor doğrusu. Bitmedi… "Kadın kadın olduğu, erkek erkek olduğu için mutludur. İlişkilerinde eşittirler. Aralarında rekabet yoktur. Kadın ve erkeğin aralarındaki farklılıklardır onları birbirine çeker."
Dans stüdyosunda figürlere ve müziğe odaklandığınız saatlerde yüzünüzde engel olamadığınız bir gülümsemeyle, kimi zaman Arjantinli tutkulu bir aşık, kimi zaman ateşli bir Latin kadını, "cool" bir hiphopçu ya da egzotik bir oryantal gibi hissedeceksiniz. Üstelik tıp dünyasının önemli dergilerinden biri olan New England Journal of Medicine'de yer alan Einstein Aging Study sonuçlarına göre dans etmek demansı önlüyormuş (2003;348:2508-16). Bilimsel desteğin verdiği gücü de arkama alıp soruyorum: Bu dansı kime lütfedersiniz?
