Duygusal krizlere son verin
Karşılaştığınız krizler sizi de ümitsizliğe sürüklüyor olabilir. Sonuçta modern çağın stresli koşulları sorunlarla başa çıkma potansiyelimizi köreltiyor. İşte bu konuda yapabilecekleriniz...
GÜNCELLEME TARİHİ: 29 Nisan 2010
Kendinizi şöyle stresli bir senaryonun içinde hayal edin: Erkek arkadaşınız sizinle acilen yüzyüze konuşması gerektiğini söylüyor. İlk etapta aklınızda balayı yapabileceğiniz yerlerin kısa bir listesi oluşmuşken, size bir şey itiraf edeceğini fark ediyorsunuz. Doğru tahmin! Sonuçta size, geçenlerde karşılaştığı eski kız arkadaşıyla buluşup bir içki içtiğini ve aralarında bir yakınlaşma olduğunu söylüyor.
Birdenbire duygusal bir serbest düşüşe geçtiğinizi hissediyorsunuz. Başınız zonklayıp avuç içleriniz terlerken nasıl bir tepki vereceğinizi bilmeniz gerekiyor. Hızla olay yerini terk mi edersiniz, kahkahalarla güler misiniz? Veya tepkisiz bir şekilde donup kalır mısınız? Duygusal Tepki Çeşitlerini Tanıyın
Uzmanlara göre, herhangi bir duygusal krizle karşılaşan insanların yüzde 75'i geçici olarak sersemliyor ve kafası karışıyor. Bu durum bir süre için şaşkınlaşmamıza sebep oluyor. Yüzde 10'luk bir kesim ise panik olup derin bir endişeye kapılıyor ve dürtülerinin sağduyuyu ezip geçmesine izin veriyor.
Hamile kalmaktan veya park cezası almaktan korkmanızın bir önemi yok. Yine uzmanlara göre; yaşadığımız krizin boyutu ve bu krizin hangi duygusal yönümüzü tetiklediği, böyle bir duruma nasıl tepki verdiğimizi belirliyor. Örneğin paraya sıkışmışken yüksek miktarda trafik cezası ödemeniz duygusal bir tepki vermenize sebep olabilir. Veya saatlerinizi çalışmaya veriyor, tüm kimliğinizi mesleğinizle bağdaştırıyor ve yine de kendinizi gereksiz hissediyorsanız hayatın sonunun geldiğini düşünebilirsiniz.
Özellikle yeni bir durumla karşı karşıya kaldığınızda bir şok yaşamanız hiç yanlış değil. Uzmanlar bu konuda "Bir kriz baş gösterdiğinde, çoğu insanın şok yaşaması çok normaldir" diyorlar. Önemli olan, bu durumun üstüne çok gitmemenizdir. Olay daha çok sıcakken, kriz geçtikten sonra pişmanlık duyacağınız şeyler söylemekten ve hareketlerde bulunmaktan kaçınmalısınız. Eğer erkek arkadaşınız sizi terk ettiyse, ona taciz eden e-postalar göndermeniz ileride kendinizden utanmanıza sebep olabilir. Bazı insanlar için, duruma verdikleri ilk tepki kendilerini daha kötü hissettirir. Tüm bunlardan sonra kendinize zarar verebilecek tavırlar sergilemeye başlayabilirsiniz. Örneğin yüklü bir kredi kartı ekstresi gördükten sonra sinirden daha çok para harcamak isteyebilir, kilo lma konusunda takıntılı bir ruh hali sergilerken normalden fazla yemek yiyebilir, bir önceki iş görüşmesini rezil ettiğiniz için harika bir iş fırsatı çıktığında korkup kaçabilirsiniz.
Yukarıda saydıklarımızdan daha kötüsü ise karşımıza depresyon, asabiyet, ilişki kırılmaları ve kariyer problemleri olarak çıkıyor. Gözünüzün önüne ünlülerin kendilerini kaybedip saçmasapan hareketlerde bulunduğu anları getirin. Liste; alkollü araba kullanırken yakalananlar, içki alemine dalanlar, duygusal bir çöküş anında saçlarını kazıtanlar, olaylı bir şekilde ayrılanlar şeklinde uzayarak gidiyor. İsim saymak istemiyoruz ama bu gibi zamanlarda çuvallayan pek çok ünlü olduğunu hepimiz biliyoruz.
•Kurtulmanın Yollarını Biliyor musunuz?•
Bu konuda iyi haberler de yok değil. Kendi reaksiyon stilinizi öğrenebilir ve varsa sorununuzu çözmek için harekete geçebilirsiniz. Uzmanlar, bir dahaki sefere duygusal bir stresle karşılaştığınızda her zamankinden farklı bir tepki geliştirerek olayı daha kolay atlatabileceğinizi söylüyor.
İlk adımda, reaksiyon tarzınızı analiz etmeniz gerekiyor. Aslında hepimiz yaptığımız hatalara bakarak kendimizi yeni bir tutum sergilemek konusunda eğitebiliriz. Bir kriz esnasında oluşan olumsuz duygular istemsiz bir şekilde ortaya çıkar ama onları ele geçirip üstlerine gitmek endişelerinizi azaltır.
Peki, bu hatalarla neyi kast ediyoruz? Yaptığımız ilk hata, sorunu küçümsemek olarak karşımıza çıkıyor. Kimse yanlış davrandığı için ölmüyor, değil mi? İkincisi ise, sorunu olduğundan da fazla büyütmek. Böyle bir durumda, o sırada ölmekte olduğunuzu düşünüyorsunuz. Uzmanlara göre, en uç durumda, olayı küçümsemek bir çeşit inkar ve kaçma yolu olarak kullanılıyor. Bu şekilde kendimizi acıdan sakınıyoruz. Olayı büyütmek ise 'ya hep ya hiç' düşünce tarzıyla hayatın sona erdiğini düşünmenize sebep oluyor.
•Hangi Yöntemi Seçmeli?•
Aslında yukarıda saydıklarımızın ikisi de hem yanlışlarınızı hem de endişelerinizi azaltmak yerine çoğaltıyor. Bu nedenle düşünce sisteminizi kökünden değiştirmeye odaklanmalısınız. Bu tür durumlarda en doğrusu, ilk anda yaşadığınız şoku hemen üzerinizden atmanız ve sonrasında durumu kabullenmeye çalışmanız. Ondan başka biriyle birlikte olamayacağınızı mı düşünüyorsunuz? Kesinlikle başka bir iş bulamayacağınızdan emin misiniz? Yoksa en yakın arkadaşınızın ihaneti karşısında arkadaşlığa olan inancınızı mı yitirdiniz?
Bunu yapmak çok zor olsa da, denemeye değer. Uzmanlar bu konuda cesur davranmak gerektiğini söylüyorlar. Başta bu sizi zorlayabilir ama sonrasında inanılmaz kriz becerileri geliştirdiğinizi göreceksiniz.
Mümkün olduğunca, gelecekte oluşabilecek felaketlere karşı bir hareket planı geliştirin. Hastanelerin acil bölümünde çalışanlar da bu şekilde eğitiliyorlar ve kriz anlarında korkudan donup kalmamaları sağlanıyor. Gerilimin tırmandığı anları görmezden gelmek veya o durumları takıntı haline getirmek yerine, zihinsel provalar yapın. Gerçekten başınıza geldiğinde olaya nasıl şaşırtıcı derecede serinkanlı yaklaştığınızı göreceksiniz.
Durumun küçük veya büyük olması fark etmez; problemi çözmeye olan yaklaşımınız (ona değer biçmek ve onunla başa çıkmak) başarıya giden grafiğinizi çiziyor. Bu da, kriz karşısında kendinizi alkole vurmak veya bir kutu çikolata tüketmekten çok daha iyi! Sonuç olarak unutmayın ki hayatta yaşadığınız hiçbir duygusal kriz, kendinizi parçalamanıza değmez.
►Stresin etkileri
Gerilim anlarında şok geçirmeniz normaldir. Uzmanlar,herhangi bir duygusal krizle karşılaşan insanların yüzde 75'inin geçici olarak karıştığını belirtiyor. Yüzde 10'luk bir kesim ise panik olup, endişeye kapılıyor.
Olaylara nasıl tepki verdiğinizi analiz edip hatalarınızla yüzleşmen iz bu konuda işinize yarayabilir. Sorunu küçümsemek ya da kendimizi onda n sakınmak doğru yöntemolmayabilir.
►Sonraki krizi kolayca atlatma rehberi
Kendimi Seviyorum! Kendinizin En İyi Arkadaşı Olma Rehberi (I Love Me: A Guide to Being Your Own Best Friend) kitabının yazarı Beth Aisbett, bir krizle karşılaştığınızda göstereceğiniz tepkiyi düzeltme metodlarını bizimle paylaştı.
•Yas Tutun: Yas tutmanız gerektiğinde, bunu yapın. Üzülün, ağlayın ve gerekirse yastıkları yumruklayın. Bu duygular, sizin güvenlik sinyalinizdir.
•Deneyime Karşı Koymayın: İnsanlar stresli bir duruma genelde daha fazla stresle tepki gösterirler: "Bu tam bir felaket, kesinlikle başa çıkamam" duygusu alışkanlık haline gelebilir. Bu psikolojiye girmemek için kendinizi eğitebilirsiniz. Krizler, yetişkinliğin şartlarından biridir.
•Probleme Hak Ettiği Ağırlığı Verin: Olayı çok fazla dramatize etmeyin. Ama inkar etmediğinizden de emin olun.
•Kendinizi Rahatlatmayı Öğrenin: Doğrudan kendinizi suçlamak yerine, durumu en yakın arkadaşınıza nasıl anlatırsanız kendinize de öyle anlatın. Eğer ona bunu anlatmayacağınızı düşünüyorsanız, kendinize de bir şey söylemeyin. Burada anahtar nokta, kendi kendinize konuşmaktır.
•Beklentilerinizi Değerlendirin: Hayatta hiçbir zorluk yaşamayacağınızı düşünmek, bir sıkıntı anında daha büyük bir şoka sebep olur. Mükemmeliyetçilik, kontrolü kaybettiğinizi hissettirebilir.
•Destek Güçlerinizi Kontrol Edin: Kriz anlarında arkadaşlar en büyük destekçilerinizdir. Bizi iyileştirirken, yola devam etmemiz konusunda da destek olurlar.
•Üstesinden Gelin: Kurban psikolojisi, krizden çıkmanızı engeller. Toparlanıp, hatalarınızdan ders almayı ve bir daha aynılarını yapmamayı öğrenebilirsiniz.