Elie Saab'ın büyülü krallığı
MODA

Elie Saab'ın büyülü krallığı

Paris’teki rezidansının kapılarını Bazaar’a açan Lübnanlı tasarımcı, 18 yaşında temellerini attığı markasının başarı sırrını anlatıyor.

GÜNCELLEME TARİHİ: 27 Ekim 2018

Eléonore Marchand
Fotoğraflar Christopher Sturman
Moda direktörü Kristen Ingersoll

Elie Saab'la, Paris'in elit 16. bölgesinde yer alan rezidansında buluşuyoruz. Bizi, üzerinde görmeye alışık olduğumuz düz siyah triko ve jean ikilisiyle karşılayan tasarımcı, ilk andan itibaren nazik, samimi, aynı zamanda çekingen ve ağırbaşlı tavrını hissettiriyor. Çevresinde hitap edildiği şekliyle Mösyö Saab, sıcak bir karşılamanın ardından gözlerini hızlıca etrafta gezdirip, yemek masasının üzerinde duran çiçekleri düzeltiyor.

Paris'teki bu daire Saab estetiğinin dekorasyondaki yansıması niteliğinde: Modern detaylar içeren klasik lüks. 19'uncu yüzyıldan kalma kartonpiyerli yüksek tavanlar ve parke zeminler, onlara eşlik eden çağdaş tasarımlar ve siyah-dore ağırlıklı renk paleti etkileyici bir sentez oluşturuyor. Antreyi, Saab'ın ünlü Lübnanlı mimar Chakib Richani ile birlikte tasarladığı XL lambaderler aydınlatıyor. Yine Richani imzası taşıyan çelik ayaklı mermer sehpalar da dekorasyonun modern tonuna katkıda bulunuyor.

Dairenin büyük ve gösterişli salonunda kristal ve bronzdan yapılmış antika bir avize, bir çift özel tasarım İtalyan kübik sehpa ve siyah deri kanepeler dikkat çekiyor. Bu ihtişam, alüminyum bir sandalye ve bitpazarından alınıp, Fransız balkonu yanına sanatsal bir şekilde yerleştirilmiş yuvarlak heykellerle ilginç bir şekilde dengelenmiş.

Saab, "Buranın sahip olduğu karışımı seviyorum" diyor. "Dekorasyon klasik Fransız stilini yansıtıyor ama aynı zamanda modern ve 70'lerin etkisi de hissediliyor. Dairenin güneş ışığını alma şekli de hoşuma gidiyor. Buradayken kendimi çok rahat hissediyorum."


Elie Saab, yemek odasında, özel tasarım çelik masa ve İtalyan stili kadife sandalyelerin yanında

Saab ile 27 yıllık eşi Claudine ve üç oğulları Elie Jr., Selim ve Michel'in yaşamı Fransa ile anavatanları Lübnan arasında mekik dokuyarak geçiyor. Paris'i birçok bakımdan evleri ve marka için önemli bir merkez olarak görseler de, özellikle Saab'ın kalbi Beyrut'a ait; "Her şeyden önce ben Lübnanlı Saab'ım" diyor. "Ülkeme ve bölgeme olan bağlılığım benim için çok önemli."

Lübnan iç savaşına ait nahoş çocukluk anılarına rağmen Beyrut onun moda yolculuğuna başladığı şehir. Saab henüz dokuz yaşındayken, dışarıdan bomba sesleri gelirken gazete kağıdından motifler ve bulabildiği her tür malzemeden elbiseler yapıyormuş.

"Sanırım ben elbise tasarlamak için doğmuşum. Çocukluğumda savaş yüzünden ne okul ne de yapılacak başka bir şey vardı. Neden ve nasıl bilmiyorum ama kumaş kesmeye başladıktan sonra kendimi normal hisseder oldum" diyor. Tasarımcı, kız kardeşleri ve arkadaşları için elbise tasarlayarak geliştirdiği hobisini bir süre sonra ailesine maddi katkı sağlamak üzere gelir kaynağına dönüştürmüş. Bu, Saab ailesi için alışma süreci gerektiren beklenmedik bir durummuş, zira kerestecilik ile uğraşan babası genç Elie'nin doktor, avukat ya da mühendis olmasını istiyormuş. Yine de ülkesi onu sahiplenmekte gecikmemiş. İç savaşın en şiddetli olduğu dönemde, 17 yaşındaki Saab Beyrut'ta ilk atölyesini kurmuş. Böylece Lübnan'da ve tüm Körfez Bölgesi'nde sayıları hızla artan müşterilerinin siparişlerini karşılamaya başlamış.


Heykeltıraş Jean-Claude Hug'ın 1978 tarihli eseri L'Envol

"İlk koleksiyonumu 1982 yılında Beyrut'ta sundum" diyor, "ve büyük bir başarı elde etti. Savaş zamanında bulutların arasından açan güneş gibi karşılandı."

Çoğunlukla incelikli süslemelerle bezeli olan feminen, masalsı tasarımları, savaş dönemi şartlarında çokça ihtiyaç duyulan gerçeklerden kaçış için tam da ihtiyaç duyulan şeymiş, böylece Saab kısa sürede Arap prensesleri ve kraliçeleri arasında popüler hale gelmiş. Ürdün Kraliçesi Rania halen Saab'ın sadık müşterilerinden biri. İlk kez 1999'da Kral Abdullah'ın taç giyme töreninde Saab imzalı şampanya rengi bir elbise giyen kraliçe, on yıl sonra, 2009'da kocasının tahta çıkışının 10'uncu yıldönümü kutlamalarına da bir Saab tasarımıyla katıldı.

54 yaşındaki tasarımcının ülkesine olan bağlılığının, markasının tanınmasında ve kabul görmesinde ilk baştan itibaren anahtar rol oynadığı bir gerçek. Bölgede süregelen siyasi gerilim ve anlaşmazlıklar onu başarı konusunda motive ederek, cesaret ve direnç sahibi olmasını sağlamış. "Hiçbir şeyin beni durduramayacağını biliyordum. Yaşananlar bana güç verirken, kim olduğumu keşfetmemi, asıl benliğimi ortaya çıkarmamı sağladı."

Ülkesinde ve Ortadoğu'da bir moda öncüsü olan Saab, bulunduğu pozisyonun gereklerini ve sorumluluklarını oldukça ciddiye alıyor ve bölgede modayla ilgili eğitim programlarının gerçekleştirilmesinde önemli rol oynuyor. 2013'te Beyrut'taki Lübnan Amerikan Üniversitesi'nde hayata geçirilen dört yıllık moda tasarım programının arkasında o var. London College of Fashion ile ortaklaşa yürütülen bu program sayesinde bölgedeki öğrenciler ülkelerini terk etmek zorunda kalmadan uluslararası standartlarda eğitim alma imkanı bulmuşlar.

"Mesleki olarak üzerimde büyük bir sorumluluk hissediyorum. Ben, moda alanında kariyer yapmak isteyen pek çok kişiye ilham veren bir başarı hikayesiyim. Bu nedenle bir moda okulu kurdum ve moda eğitimi konusuyla yakından ilgileniyorum."

Saab, Arap dünyasında milyonların beğeniyle izlediği moda tasarım yarışması Project Runway Middle East'in jüri başkanlığını da yapmıştı. "Bu görevi yüksek izlenme oranlarına sahip bir şovda boy göstermek için değil, bölgedeki eğitime katkıda bulunmak için kabul ettim."


Saab'ların dairesinden Eyfel manzarası

Genç tasarımcılara rehberlik edip, onları hedeflerine kendi ülkelerinde ulaşmaları için cesaretlendirirken, hepsiyle birebir çalışmaya da özen gösteren Saab'ın etkisi muazzam: Şu anda faaliyette olan Arap moda tasarımcılarının yüzde 80'i kariyerlerinin bir bölümünde Elie Saab modaevinde çalışmış. "Gelişimlerine katkıda bulunduğum isimleri uluslararası arenada görmek beni hem mutlu ediyor hem de gururlandırıyor."

Kendisi Arap coğrafyasında bu denli etkin bir rol oynarken, markası da 2001 Oscar Ödülleri'nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan Halle Berry'nin giydiği üstü tül, altı drapeli bordo gece elbisesi sayesinde gerçek anlamda global hale geldi. Berry'nin törendeki şıklığının tüm dünya tarafından konuşulup defalarca gündeme getirilmesiyle Elie Saab uluslararası çapta dikkat çeken bir markaya dönüştü.

O gün bir iş toplantısı için Hollywood'da olan Saab, "Hayatımdaki en özel anlardan biriydi" diyor. "Halle Berry'nin üzerinde kırmızı halıya çıkmamız, ismimizi daha geniş kitlelere ulaştırmamızı sağladı."

Hepsi bu kadarla kalmadı; Meryl Streep, Angelina Jolie ve Beyoncé gibi birçok yıldızın tasarımlarını tercih etmesiyle Saab "kırmızı halının kralı" lakabını aldı. Ardından, Paris'te ilk Haute Couture koleksiyonunu sergilemeden hemen önce, moda endüstrisinin kalbi sayılan La Chambre Syndicale de la Haute Couture tarafından onaylanan ilk Arap tasarımcı oldu.

Bugün milyonlarca dolarlık değeriyle Elie Saab dünya çapında 150 toptan satış noktasına sahip. Bunlara Paris, Londra, Beyrut, Dubai, Mexico, New York, Fransız Alpleri'ndeki kayak merkezi Courchevel'de sezonluk bir butik, ayrıca California, İsviçre ve Asya'da daha fazla lokasyonda yer alma planları da dahil.

O kendini bir işadamı olarak nitelemese de, Saab'ın moda endüstrisinin kurallarını çok iyi anladığı ve oyunu kurallarına göre oynadığı su götürmez bir gerçek. İki büyük oğlunun da dahil olduğu sağlam bir ekibi arkasına alan tasarımcı, "Bir aile şirketi değiliz ama aile değerlerine sahibiz" diyor. "Oğullarımı benimle çalışmaya zorlamıyorum, bu konuda son karar her zaman kendilerine ait. Sonuçta biz, tüm departmanları arasında sağlıklı ve şeffaf bir iletişimin söz konusu olduğu kurumsal bir şirketiz."

Saab her zaman aynı anda üç farklı koleksiyon üzerinde çalışıyor, markası ise tekstil dışında parfüm, gözlük, daha genç müşteriler için hazır gelinlik ve internet üzerinden satış gibi farklı alanlarda faaliyet gösteriyor.

"Bir kadını daima en saf haliyle, feminenliğin verdiği o zarif havası içinde görürüm" diyor. "Bu benim için çok değerli ve önemli. Tasarladığım elbise transparan detaylara sahip olsa bile mutlaka zarafetini ve yumuşaklığını korur."

Moda dünyasının bir parçası olmaya karar vermesinde zarif ve feminen tasarımlarıyla Christian Dior ve Valentino Garavani'nin büyük rolü olduğunu söyleyen, ilk ilham perisi ve tüm koleksiyonları için daimi esin kaynağı olaraksa eşini gösteren Saab için kıvrımlı bel bölgesi, tasarım yaparken dikkate aldığı başlıca unsur.

"Kadınlar kıyafetlerinin içinde kendilerine güvenmeliler" diyor. "Her kadın güzel görünmek ister ve bizim şirketimizin başarısı bunu sağlaması. Tüm kadınların sahip olmak isteyeceği türden tasarımlar hazırlıyoruz. Benim için en önemli motivasyon kaynağı, kadınların elbiselerimi gerçekten severek giymeleri."

Bizzat dile getirdiği üzere, Saab'ın başarısının temelinde ticari zekası ve doğal yetenekleri kadar kadınları mutlu etmeyi çok iyi bilmesi de yatıyor.