MODA
Fransız sokak şıklığı ondan soruluyor
Parislilerin yıllardır sakladığı moda sırrı, açığa çıktı...
GÜNCELLEME TARİHİ: 9 Haziran 2010
Modern Fransız kadınının sokak stilini en iyi yansıtan tasarımcılardan Isabel Marant: "Parisli kadınlar gösteriş yapmaktan hoşlanmaz. Giyimlerine çok dikkat eder ama özen göstermezmiş gibi görünmek isterler"
Fransız kadınlarını
dünya, kendilerine özgü stilleriyle tanır. Özellikle de Parislileri... Parizyen
kadınlar abartıdan hoşlanmaz. Parizyen
kadınlar trendleri takip etmez. Hiç olmayacak gibi görünen parçaları bir araya getirip harikalar yaratmada onların üzerine yoktur. Ve Parisli
kadınların hepsi, Isabel Marant giyer. Birkaç yıl öncesine kadar Paris'in en güzel sırlarından biriydi, Marant. Kişisel modanın ve sokak giyiminin yükselişiyle beraber adı önce Avrupa ve Uzakdoğu'da, sonra da Amerika'da duyuldu. Soho mağazasının açılmasıyla beraber son birkaç aydır New Yorkluların en çok zikrettiği markalardan biri haline geldi. Marant'ın koleksiyonları Türkiye'de ise bu sezon itibarıyla Beymen mağazalarında satılmaya başlandı. Alt markası Etoile ise Blender'da bulunuyor. Marant'ın 'memleketinin' tarzını bire bir yansıttığı stili bugün 'it
kızların '
favorisi. Podyum mankenleri, gündelik
hayatlarında mutlaka ondan bir parça giyiyor. Sokak modası bloglarında en çok
fotoğraflanan parçaların başını onun ceketleri ve botları çekiyor.
Üyelerin farklı kıyafet
fotoğraflarından kombinler yaptığı Polyvore sitesinde en çok
kullanılan markalardan biri, yine Isabel Marant. Marant'ın
12 yıllık markasının
hızlı yükselişinin sebebi,
modern Fransız
kadınının giyim nabzını tutan; sokak modasına Parizyen hava katan parçaları. Daha çok
günlük kıyafetlerden oluşan koleksiyonları androjen olduğu kadar
spor, ama her zaman feminenlikten nasibini alıyor. Marant'ın kıyafetlerini seven, çok seviyor. Trendleri takip etmese de, trend yaratmakta oldukça başarılı bir
tasarımcı. Geçtiğimiz sezonlarda Balmain ceketler yüzünden gözü dönen moda meraklılarının
yeni hedefi, Marant'ın püsküllü botları mesela. Ama Marant'ın takipçileri bu sezon keşfetmedi yazlık botları. Eşofmanları da moda olmadan çok önce podyumuna taşıyan
tasarımcının botlarını modayı takip edenler, birkaç yazdır giyiyor. Bohem şıklığın Paris temsilcisi, Marant. Kendisi de tıpatıp podyuma
yolladığı
kızlar gibi giyiniyor. Bol
elbiseler, mini şortlar, dökümlü pantolonlar... Saçları abartısız, makyaj yapmıyor. Kendinden emin, kaygısız ve
rahat bir
kadın . Mesleğine rağmen "
Tüketime karşıyım," diyecek kadar da cesur. Stil ikonları Simone de Beauvoir ve Frida Kahlo. Parisli
kadınların sokak stilinin
yeni mimarı Marant, SABAH'ın sorularını yanıtladı.
- Çocukken erkeklerle oynamaktan hoşlanır, babanızın kıyafetlerini giyermişsiniz. Böyle bir kız çocuğunun yolu modayla nasıl kesişir?
- Çocukken kıyafet dikmek gibi bir hayalim olmadı hiç. Ama neyi giymek istediğimi, neyi giymek istemediğimi çok iyi bilirdim. Ergenlik dönemimde de, kendi kıyafetlerimi kendim tasarlamaya, dikmeye başladım. Aradan biraz zaman geçti;
arkadaşlarımın kıyafetlerini de ben yapar hale geldim. Sonra da yavaş yavaş ve doğal bir şekilde bu işi meslek edinmeye karar verdim.
PORNO ŞIKLIĞINDAN UZAK DURDUM
- Tasarım kariyerinize aksesuar ve mücevherlerle başlamışsınız. Modaya geçişiniz nasıl oldu?
- Mücevher ve aksesuar yapmayı hep çok severdim zaten. Başlarda kumaş ve
malzeme satın almaya param olmadığı için
aksesuarlara yöneldim. Böylelikle yavaş yavaş para da biriktirebilecektim.
Aksesuar
satışlarından
kazandıklarım sayesinde 1994'te küçük bir triko koleksiyonu çıkardım. Kendi markamı da böylece kurmuş oldum.
- İlk mağazanızı 1998'de açtınız. Uzun bir zaman olmasa bile modanın hızla değiştiği bir 10 yıl yaşandı. Isabel Marant neler yaptı bu değişim sürecinde?
- Evet moda gerçekten çok
hızlı değişti. Ama ben bütün bu değişim süreci boyunca özüme sadık kalmaya dikkat ettim. Ne yapmak istediğimi çok iyi biliyorum. Bunun için de
yolumdan şaşmadım, taviz vermedim. Mesela moda ciddi bir 'porno şıklığı' dönemi geçirdi. O stil bana hiç
uygun değildi ve ben de istemediğim, beğenmediğim şeyleri tasarlamaya zorlamadım kendimi. Isabel Marant aşırı uçlardan ve aşırılıklardan uzak durarak, yavaş yavaş gelişti.
- Porno şıklığı örneğinde de söylediğiniz gibi trendleri takip etmiyorsunuz. İlham kaynaklarınızın genel temalar olmadığını söylüyorsunuz. Nelerden etkileniyorsunuz peki?
- Sabah
ofise gelip de 'Bugün hangi görünümü tasarlasam, hangi trende
uygun bir şey yapsam?' diye karar vermek hiç bana göre değil. Böyle bir çalışma tarzı bana çok sahte geliyor. Ben daha çok içgüdülerime güveniyorum, onlara göre hareket ediyorum. Mesela bir pantolon, ceket veya
elbise mi yapıyorum; her şeyden önce fonksiyonel olmaları gerekiyor. Sonra, Isabel Marant markasının ilk müşterisi benim. Tasarladığım her şeyi önce kendim giyip deniyorum. Ve yaptığım bir şeyi
satışa sunmak için mutlaka çok sevmem gerekiyor. İlham kaynaklarım da temalardan çok arada derede kalmış şeyler oluyor. Sokakta gördüğüm birinin el hareketi, okuduğum kitaptan bir cümle, televizyonda izlediğim haberler... Herhangi minik bir şeyden veya detaydan esinlenebiliyorum. Eskiden yabancı kültürlerden ve seyahatlerimden esinlenirdim. Ama artık çok daha az göze çarpan şeyler beni çekiyor.
YENİ GÖRÜNEN KIYAFETLERİ SEVMEM
- Isabel Marant stilini siz nasıl tarif edersiniz?
- Koleksiyonlarım samimi,
şık, zarif ama bir o kadar da Parizyen. Ben çok giyinip süslenmeye meraklı biri değilim.
Günlük
hayatımda da hep jean giyerim. Ama benim için
önemli olan, gerçek kıyafetler.
İnsanların satın alıp da altı
ay sonra atacağı değil, uzun yıllar boyunca sahip olup hep giymek isteyecekleri şeyler yapmayı seviyorum. Bir de çok
yeni görünen kıyafetlerden nefret ederim. O yüzden sürekli giyilebilecek, zamana ve
kullanıma dayanıklı parçalar yapıyorum. Her gün giyilebilecek kıyafetler tasarlamaya özen gösteriyorum. Isabel Marant oldukça sade bir marka aslında ama kendine özgü bir havası var. Çünkü her şey sizin tavrınızla ilgili.
- Peki sizce neden bu kadar kısa bir zamanda ciddi bir hayran kitleniz oluştu?
- Çünkü belirli bir evrimden geçse de kıyafetlerim neticede son derece kişisel oluyor. Sezondan sezona değişse de, stilim çok belirgin. Sokakta gördüğünüz birinin Isabel Marant giydiğini rahatlıkla söyleyebilirsiniz. Bugün
dünyanın ve modanın
yeni yeni benimsemeye başladığı
değerler, benim bu işe başladığımdan beri bağlı olduğum
değerler. Kendi gibi görünmek isteyen ve kendi dokunuşlarıyla farklılaşmak isteyen
kadınlara, gerçek kıyafetler yapıyorum. Bir de baştan aşağı görünümlerden uzak duruyorum. Kıyafetlerin birbirleriyle karıştırılabilmesi, farklı kombinasyonlara elverişli olması gerek. Kıyafetlerinin içinde
rahat hisseden
kadınları, trendleri takip edenlere tercih ederim.
AZ ÜRETİYORUZ Kİ, HERKES GİYMESİN
- Lüks markalarla aynı ligdesiniz. Ama fiyatlarınız onlardan daha hesaplı. Lüks bir markayı konumlarken fiyat ne derece önemli?
- Elbette
önemli. Ama en başından beri kıyafetler kadar önemsiz şeylere aşırı pahalı etiketler iliştirmekten utandım ben. Isabel Marant o anlamda 'cool lüks' tanımına giriyor bence.
- Kış sezonundaki Otway modeli botlarınız öyle büyük ilgi gördü ki, her yerde tükendi. Ama siz yine de diğer butiklere gönderim yapmadınız ve botları almak isteyenlerin Paris mağazalarına gitmeleri gerektiğini söylediniz...
- Otway botlara olan ilgi benim için gerçekten
sürpriz oldu. Botlar ilk
çıktığında bir
aksesuarı o fiyattan satıp satmamak
konusunda çok düşündük.
Ekonominin gidişatı da malum; o zamanlar hiç
parlak değildi. Ama çıktıkları anda inanılmaz büyük bir ilgi gördüler ve Paris hariç her yerde tükendiler. Botların üretimi altı
ay önce yapılmıştı. Biz de
yeni üretim yapmadık. Çünkü kıyafet ve
aksesuarların sayısı az olsun, herkes giymesin; sokakları işgal etmesin istiyoruz. Bir de Fransız el sanatları ve zanaatlarını yaşatacak şekilde üretim yapmak, önceliğim. Yani yabancı üreticilerden medet ummuyorum. Hep Fransız atölyelerini tercih ediyorum.
- Parisli kadınların stilini özel kılan şey nedir?
- Parisli
kadınlar gösteriş yapmaktan, hava atmaktan hoşlanmaz. Ama yine de görünüşlerine çok
önem verirler. Parisli
kadınların giyimini özel yapan şey, boşvermiş gibi görünmeleri. Zarif Parisli
kadınlar nasıl göründüklerine hiç
önem vermez, takmazmış gibi davranırlar. Ama aslında çok takarlar. Benim kişisel giyim stilim, modaya bakışım da böyle. O yüzden trendleri umursamam.
YAPRAK ARAS ŞAHİNBAŞ
Fransız kadınlarını
- Çocukken erkeklerle oynamaktan hoşlanır, babanızın kıyafetlerini giyermişsiniz. Böyle bir kız çocuğunun yolu modayla nasıl kesişir?
- Çocukken kıyafet dikmek gibi bir hayalim olmadı hiç. Ama neyi giymek istediğimi, neyi giymek istemediğimi çok iyi bilirdim. Ergenlik dönemimde de, kendi kıyafetlerimi kendim tasarlamaya, dikmeye başladım. Aradan biraz zaman geçti;
PORNO ŞIKLIĞINDAN UZAK DURDUM
- Tasarım kariyerinize aksesuar ve mücevherlerle başlamışsınız. Modaya geçişiniz nasıl oldu?
- Mücevher ve aksesuar yapmayı hep çok severdim zaten. Başlarda kumaş ve
- İlk mağazanızı 1998'de açtınız. Uzun bir zaman olmasa bile modanın hızla değiştiği bir 10 yıl yaşandı. Isabel Marant neler yaptı bu değişim sürecinde?
- Evet moda gerçekten çok
- Porno şıklığı örneğinde de söylediğiniz gibi trendleri takip etmiyorsunuz. İlham kaynaklarınızın genel temalar olmadığını söylüyorsunuz. Nelerden etkileniyorsunuz peki?
- Sabah
YENİ GÖRÜNEN KIYAFETLERİ SEVMEM
- Isabel Marant stilini siz nasıl tarif edersiniz?
- Koleksiyonlarım samimi,
- Peki sizce neden bu kadar kısa bir zamanda ciddi bir hayran kitleniz oluştu?
- Çünkü belirli bir evrimden geçse de kıyafetlerim neticede son derece kişisel oluyor. Sezondan sezona değişse de, stilim çok belirgin. Sokakta gördüğünüz birinin Isabel Marant giydiğini rahatlıkla söyleyebilirsiniz. Bugün
AZ ÜRETİYORUZ Kİ, HERKES GİYMESİN
- Lüks markalarla aynı ligdesiniz. Ama fiyatlarınız onlardan daha hesaplı. Lüks bir markayı konumlarken fiyat ne derece önemli?
- Elbette
- Kış sezonundaki Otway modeli botlarınız öyle büyük ilgi gördü ki, her yerde tükendi. Ama siz yine de diğer butiklere gönderim yapmadınız ve botları almak isteyenlerin Paris mağazalarına gitmeleri gerektiğini söylediniz...
- Otway botlara olan ilgi benim için gerçekten
- Parisli kadınların stilini özel kılan şey nedir?
- Parisli
YAPRAK ARAS ŞAHİNBAŞ