Schiaparelli: Bir Disiplin Çağı

Schiaparelli İlkbahar/Yaz 2022 koleksiyonu kısa bir umut döneminde tasarlandı: Nisan ayıydı. Aşılar yaygın olarak kullanılabilir hale geliyordu. Seyahat bir kez daha bir olasılık oluyordu. Kolektif kabusumuzun geride kaldığını veya en azından yakında olacağını hayal etmeye başlayabilirdik.

Daniel Roseberry gösteri notlarında şunları yazdı; "Oysa şimdi, bu umutla örülmüş bir kayıp duygusudur. İnsan kaybı, en acı olanı. Ama aynı zamanda, kesinliğin kaybı; güvence kaybımız; kolektif geleceğimizin kaybı. Aynı zamanda hepimizin hissettiği yaygın bir tükenmişlik duygusu da var: Kırmızı halı gösterileri, ödül törenleri, hatta moda sunumlarının o karmaşası cansız hissettiriyor. Hepsinden bıkmadık mı? Moda, son iki yılda uygunluğu konusunda ısrar etti, ancak yine de bazı uygulayıcılarının bile artık ikna olmadığını hissedebiliyorum. Her şeyin akış halinde olduğu bir çağda moda ne anlama geliyor, moda ne diyor? Ve bu Maison ile ilgili olarak, gerçekliğin kendisi yeniden tanımlandığında gerçeküstücülük ne anlama gelir?"

"Bu koleksiyonun 23 parçası boyunca, o anda heyecan verici hissettiren şeyin farklı, kısıtlanmış bir şey olduğunu fark ettim." diyen Roseberry, "Aniden, renk bana yanlış geldi. Couture tasarımcılarının (ben dahil) ihtişam ve işçiliği iletmek için kullandığı tüm numaralar - büyük silüetler, muhteşem kumaş pufları, devasa hacim - içi boş geliyordu." diye ekledi.

"Bunun yerine, bu mecazlara güvenmeden aynı türden drama ve uhreviliğe ulaşıp ulaşamayacağımızı görmek istedim. İhtiyacımız olan tek şeyin siyah, beyaz ve altın olduğunu fark ettim ancak bu, temele dönüşten çok temele doğru bir hareketti."