Stephen Webster Harper's Bazaar Türkiye Özel Röportajı
Ünlü İngiliz mücevher tasarımcısı Stephen Webster, adını taşıyan markasıyla zanaatin ve hayal gücünün sınırlarında dikkat çekici bir yolculuk sürdürüyor. Hayatta yaşanılan hiçbir şeyden pişman olunmaması gerektiğine inanan tasarımcı, eşsiz tasarımları ve kendisiyle ilgili merak edilenleri cevapladı.
Röportaj Onur Öcan
Stephen Webster Harper's Bazaar Türkiye Özel Röportajı
Mücevher tasarlamaya nasıl başladınız?
46 yıldır mücevheratla uğraşıyorum. Sanırım mücevherlere olan tutkumu sanat eğitimi almaya başladığımda keşfettim. O zamanlar 16 yaşında bir çocuktum. Benim için zanaata yönelik beceriler kazanmak tasarım yapmaktan daha kıymetliydi. İyi bir zanaatkar olmayı öğrendiğim için çok mutluydum. Mücevherin gerçek temelleri, uyguladığınız zanaatkarlık ve malzemelere dayanıyor. Bunları bir araya getirebiliyorsanız iyi bir tasarımcı olabilirsiniz. Mücevherlere aşık olmamı sağlayan da sürecin bu yanıydı.
Tasarım süreciniz nasıl ilerliyor?
İlham aldığım bir fikirden yola çıkıyoruz. Bir koleksiyon mu hazırlayacağız, benzersiz bir parça mı yaratacağız, kapsül koleksiyon mu hazırlayacağız? Bu soruları sorarak başlıyoruz. Küçük bir tasarım ekibim var. Baş tasarımcımla 30 yılı aşkın süredir birlikte çalışıyoruz. Artık ekibimizde kızım da yer alıyor. O bir mücevher tasarımcısı değil, filmler çekiyor ve bizim yarattığımız her şeyi dijital içeriklere dönüştürüyor. Benim kızım olduğu için markanın DNA'sını oldukça iyi tanıyor. Bunun ekibimize faydalı olduğunu düşünüyorum. Yaptığınız işi anlayan ama onu profesyonel olarak yapmayan, sizinle benzer görüşe sahip olabilecek birine ekibinizde mutlaka yer vermelisiniz. Bu süreçte kullanacağımız malzemelere ben karar veriyorum. Benzersiz değerli taşlar ve cesur materyaller kullanmaya özen gösteriyorum. Tasarım yolculuğunun bu tarafını seviyorum. İngiltere'deki kendi atölyemi geliştirme süreçleri için kullanıyorum, üretim noktasında sıklıkla İtalya ve Portekiz'deki üreticilerle çalışıyorum. Kullandığım değerli taşlar ise çoğunlukla Bangkok'ta çok küçük taşların kesilebildiği bir kesme tesisinde kesiliyor. Tasarımdan üretime süreci bu şekilde açıklayabilirim.
Stephen Webster Harper's Bazaar Türkiye Özel Röportajı
Birçok farklı tarzda mücevher tasarımınız var. Bazıları fantastik, bazıları ise asi bir ruh taşıyor. İlhamınızı nereden alıyorsunuz?
Hayatımdan ilham alıyorum. Herhangi bir şeyi mücevhere dönüştürebilirsiniz. Yazılı, müzikal, görsel... Ne kadar çok ya da az mücevher tasarladığınızdan ziyade mücevhere dönüşebilecek, hikayesi olan ender bir şey düşünebilmek önemli. Son koleksiyonum ReBelles yedi gerçek kadından ilham alıyor. Gerçekten onları temsil edebileceğini hissettiğim tasarımları hayata geçirdim. Bu tamamen benim yorumuma açık bir alandı.
İlk mücevher tasarımınızı hatırlıyor musunuz?
Muhtemelen zanaat becerilerimin sınırlarını yansıtan bir tasarımdı. İlk zamanlar bir tarzım yoktu ama hedefim renkli ve oldukça cesur tasarımlar yapmaktı. Büyük ihtimalle bir kokteyl yüzüğüdür. Kokteyl yüzükleri tasarlamayı her zaman çok sevmişimdir. Bence bir nişan yüzüğü ya da alyans tasarlamaktan çok daha eğlenceli.
Geçmişe dair unutamadığınız bir tasarım ya da koleksiyon var mı?
Crystal Haze en uzun süredir devam eden koleksiyonum ve hâlâ oldukça başarılı. İmzam niteliğinde ve önemli olduğunu düşündüğüm pek çok detayı bünyesinde barındırıyor.
Stephen Webster Harper's Bazaar Türkiye Özel Röportajı
Bir mücevher tasarımcısı olarak hayatta sizin için değerli olan nedir?
Bu sorunun cevabı benim için oldukça basit; ailem ve gülmek. Hayatın keyfini çıkarmaya çalışıyorum.
Yeni tanıttığınız, sınırlı sayıda üretilen ReBelles koleksiyonunun çıkış noktası nedir?
Güçlü kadın karakterleri kutlama fikri bir süredir aklımdaydı. Sonunda, kadınların tarih boyunca başardıkları önemli şeylerden ilham aldım. Bu başarılar bir isyanı da içeriyor. Tarih boyunca kadın olmanın erkek olmaktan daha zor olduğunu fark ettiğinizde, ilham alacağınız kadının bir savaşçı mı, bilim dünyasından biri mi, yoksa bir lider mi olacağını düşünmeye başlıyorsunuz. Bu kadınların kimler olacağını belirlemek gerçekten çok eğlenceliydi. Baş tasarımcım ve kızımla birçok çeşitleme yaptık. İsimler farklı olsaydı muhtemelen mücevherler de bu şekilde olmazdı. Kadınlarla ilgili bu çıkış noktasına ek olarak, mücevherlerde yer verebileceğim birçok tekniği de sunmak istiyordum. Projeyi hayata geçirmek neredeyse iki yıl sürdü.
Bu koleksiyon size kadınlarla ilgili neyi fark ettirdi?
Kadın olmanın ne kadar zor olduğunu! Bence başarıların en büyüğü kişinin kendisidir, erkek ya da kadın olmak bunun ötesinde değildir. Başarı başarıdır. Bu koleksiyonda gerçekten bu yönlerini yansıtmayı istediğim kadınlar yer alıyor.
Stephen Webster Harper's Bazaar Türkiye Özel Röportajı
Özgün tasarımlarınız kadar özel tekniğiniz de dikkat çekici. Crystal Haze ve CH2 koleksiyonları bunun en iyi örneklerinden. Biraz bahseder misiniz?
CH2, yıllar önce sunduğum başarılı Crystal Haze koleksiyonunun tekrarı niteliğinde. 27 yıl önce bu koleksiyonu ilk piyasaya sürdüğümüzde çok küçüktüm ve yanımda iki mücevher tasarımcısı daha vardı. Biri Türk'tü ve benimle yaklaşık on yıl çalıştı. Küçük bir markaydık ve o zamanlar değerli taşlarla neler yapabileceğime odaklanmıştım. Bir değerli taşa nasıl yaklaşmak gerekirdi? Böyle bir şeyi nasıl Stephen Webster'ın imzası haline getirebilirdim, yalnızca bunu düşünüyordum. Oldukça ilginç bir süreçti çünkü yarattığım teknik hemen fark edilmedi ama kısa süre sonra oldukça dikkat çekti. Heyecan vericiydi, insanlar ne yaptığımızı görmek için bize gelmeye başladılar. Bu teknik 15 yıl boyunca markanın özü olmayı başardı, sonra uygulamayı bıraktım. On yıl sonra kızım elinde sayfalarla işe geldi ve, "Baba bunu yeniden yapmalısın" diyerek yeni nesil için ilgi çekici olabileceğini söyledi. Orijinaline modern bir dokunuş katarak yeniden hayat verdim ve CH2 en çok satan koleksiyonum oldu. Birçok farklı teknik var ama söz konusu Stephen Webster olunca Crystal Haze'nin aşamaları akıllara geliyor.
Stephen Webster Harper's Bazaar Türkiye Özel Röportajı
No Regrets adlı diğer sınırlı sayıda üretilen koleksiyonunuzda pek çok farklı stil yer alıyor. Biz koleksiyondan bahseder misiniz?
No Regrets, bir tür manevi mantraya dayanıyor. Hayatımızda yaptığımız hiçbir şeyden pişman olmamalıyız. Yaşadığımız tüm deneyimlerden bir şeyler öğreniriz ve bir daha yapmak istemeyebiliriz ama kesinlikle olanlardan pişman olmamalıyız. Bence No Regrets bir koleksiyon değil, başlı başına bir kategori.
Tasarımlarınızda dünyanın en özel taşlarını kullanıyorsunuz. Aralarında kişisel favoriniz hangisi?
Favorim yok ama renkli taşları çok seviyorum. Örneğin birkaç yıldır spinel kullanıyorum. Safir ve yakut kadar güzel renklere sahip. Pembe ve mavi turmalini de çok seviyorum ama nadir yeşil turmaline rastladığımda, haftanın favorisi benim için o oluyor.