Genç ve sıkı boyun
Çene yukarı! Artık boyun estetiği konusunda endişeye gerek yok. Yüksek teknolojiye sahip yeni teknikler sarkan deriyi kaldırıyor, çene hattını sıkılaştırıyor, kırışıklık ve güneş lekelerine meydan okuyor.
GÜNCELLEME TARİHİ: 30 Mayıs 2018
Pelin Hasçalık
Medikal estetikte yüz estetiğinin yanı sıra boyun estetiği de oldukça önemli bir yere sahip. Yüz ve boyun, mevsimden bağımsız şekilde, en çok göz önünde olan ve güneş, hava kirliliği, UV ışınları gibi dışarıdan gelen her türlü etkene maruz kalan, bu nedenle de en çok kırışan ve yıpranan bölgelerimiz. ClinicUp Sağlıklı Yaşam Koordinatörü Dr. Ezgi Kaygusuz, yüz ve boyun estetiğinin aslında bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşünde: "Medikal estetikte son dönemde oldukça sık kullanılan ameliyatsız teknikler hem yüz hem de boyun ve dekolte bölgesini gençleştirmeyi ve sıkılaştırmayı hedefliyor." Boyun bölgesi oldukça hareketli ve son derece ince bir deriye sahip. Haliyle, yaşla birlikte giderek esnekliğini yitirmesi kaçınılmaz. Dr. Kaygusuz, boyun bölgesinde enine çizgi oluşumunun ve 'çift çene' olarak adlandırılan gıdı bölgesindeki yağlanma probleminin oldukça yaygın iki problem olduğunu söylüyor. Boyunla ilgili tüm estetik problemlerin tedavisi için öncelikle bir doktor konsültasyonu yapılması ve problemin neye bağlı olduğunun belirlenmesi gerekiyor. "Problemin elastikiyet kaybına, kas yapısından kaynaklı bir çizgilenmeye ya da gıdı bölgesindeki bir yağlanmaya mı bağlı olduğu belirlendikten sonra tedavi yöntemine karar verilir."
Sorun elastikiyet kaybı ise cildin elastikiyetini artıran, cildi geren uygulamalara yönelmek gerekiyor. "Boyun bölgesindeki elastikiyet kaybında en sık uygulanan yöntemlerden biri, fokus ultrason ile ameliyatsız yüz ve boyun germe işlemi." Dr. Kaygusuz, bu uygulamada, SMAS tabakası denilen cilt tabakasına kontrollü şekilde hasar verilerek cildin kendi iyileşme ve sıkılaşma sürecinden yararlanıldığını anlatıyor: "Tek seans olarak uygulanıyor. Uygulamanın kalıcılığı ise ortalama iki yıl."
Diğer bir cilt sıkılaştırma tedavisi de Infini olarak adlandırılan ve 'altın iğne' olarak bilinen fraksiyonel radyofrekans tedavisi. Bu tedavide, fraksiyonel radyofrekans enerjisi altın iğneler yardımıyla deri altına ulaştırılıyor. Böylece cildin üst tabakasına hasar vermeden cilt altının uyarılması sağlanıyor. Uygulama, kişinin durumuna göre 4-6 seans olarak 2-3 haftada bir yapılıyor. Peki, boyun estetiği ameliyatları teknolojik cihazlara göre daha kalıcı sonuçlar yaratıyor mu? Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Burak Türkyılmaz, boyunda oluşan sarkıklar ve gıdı bölgesindeki fazlalıkların kesin çözümünün cerrahi yöntemler ile sağlandığı görüşünde: "Boyun bölgesinde kalıcı çözüm için bir numaralı seçenek, zaman kazanmak için yapılan uygulamalar. Kişinin yaşına, deformitenin büyüklüğüne göre hastaya tüm alternatifler sunulmalı ve hastanın sosyal durumu da düşünülerek hekim ve hasta en uygun yöntemi seçmeli. Deri fazlalığının çok olduğu, deri elastikiyetinin ileri derecede bozuk olduğu veya yağ birikimlerinin fazla olduğu durumlarda cerrahi olmayan işlemlerden sonuç alabilmek mümkün değil."
Eğer hastalar cerrahi bir yaklaşım düşünmüyorlarsa, Dr. Türkyılmaz'ın bu bölge için en çok tercih ettiği uygulama Thermilift. "İnvaziv radyofrekans yöntemi diye geçen bu uygulamada, ince bir kanül yardımı ile girilerek, termal kamera kontrolünde cilt altı ve yağ dokusuna radyofrekans veriliyor. Termal kamera ile homojen dağılımın kontrolü sağlanarak belirli ısıya ulaşılırken, bu bölgede yağların parçalanması ile cilt ve cilt altı dokusunun sıkılaşması hedefleniyor. İşlem yaklaşık 30 dakika sürerken, uygulama sonrası oluşan ödem 2-3 gün sonra kayboluyor."
Peki, gün içinde çalışırken başın dik konumda değil de, aşağı doğru bakar şekilde olması boyun kaslarını zayıflatarak, ciltte sarkma oluşmasına sebep olur mu? Dr. Türkyılmaz, kendi vücudumuz üzerinde oluşturduğumuz çevresel ve davranışsal deformasyonların sarkma oluşumunda etkili olduğunu söylüyor. "Aynı şekilde, kişilerin alışkanlık olarak yatarken tercih ettikleri tarafın daha fazla kırıştığını, deformasyonların oluştuğunu gözlemleriz." Kimi uzmanlara göre boyun estetiğinde en iyi sonuç birkaç prosedürün kombinasyonu ile elde ediliyor. Her tedavi yönteminin ana kullanım amacı farklı olduğundan, kombinasyon tedavilerinde maksimal sonuç elde edilebiliyor. Dr. Türkyılmaz, "Boyun ve gıdı bölgesinde genellikle tek sorun ile karşılaşılmadığından kombinasyon tedavilerine de sıklıkla başvurulmakta" diyor. "Ultrason, invaziv radyofrekans yöntemleri ile cilt altı ve yağ tabakasında oluşan sarkmalar giderilmekte, iğneli radyofrekans ile ciltteki ince kırışıklıklar giderilip cildin sıkılaşması sağlanmakta, lazer ve peeling yöntemleri ile de ciltte oluşmuş lekelerin tedavisi sağlanmakta. Hatta bunlara ilaveten cildin kalitesini artırmak, elastikiyetini güçlendirmek ve ışıltısını sağlamak için fibroblast hücre tedavisi, kök hücre tedavisi veya vitamin ve somon DNA tedavileri de bizim sıklıkla başvurduğumuz yöntemlerden."