Harper’s Bazaar Aralık 2024 Jessica Stam Röportajı
15 yaşında keşfedilen Jessica Stam’in keskin hatları ve mesafeli duruşunun ardında samimi bir zarafet yatıyor. Harper’s Bazaar Türkiye’nin Global İkonu seçilen top model ile moda yolculuğunu konuştuk.
GÜNCELLEME TARİHİ: 17 Aralık 2024
Fotoğraf: Daniella Midenge
Röportaj: Bade Çakar
Jessica, bu sefer kapağımızda Global İkon olarak yer alıyorsun… Bu titr senin için ne ifade ediyor?
Teşekkür ederim! Bu büyük bir onur ve hala gerçeküstü geliyor. İnanması hala zor ama bu şekilde nitelendirildiğim için minnettarım. Benim için bu kadar önemli olan bir sektörde böyle tanınmak ve bilinmek ödüllendirici.
Moda sektöründeki yolculuğunun global ikon olmanı nasıl şekillendirdiğini düşünüyorsun?
15 yaşındayken Kanada’da keşfedildiğimde daha önce hiç düşünmediğim bir yola girdim ama aniden hayatımla ilgili ne yapacağımı bildiğimi fark ettim. 17 yaşıma geldiğimde dünyanın en iyi moda fotoğrafçısı Steven Meisel ile özel bir sözleşmem vardı ve bu beni tam zamanlı modellik yapmak üzere New York’a taşınmaya yöneltti. O zamandan beri yolculuğum bana dayanıklılığı, yaratıcılığı ve fırsatları kucaklamanın önemini öğretti ve moda endüstrisindeki en iyi profesyonellerden bazılarıyla güzel işler yaratma fırsatı buldum.
Doğru kararlar doğru sonuçlar getirdi diyebiliriz o zaman. Peki bu süreçte moda dünyası nasıl değişti?
2002’de modelliğe ilk başladığımda daha çocuk sayılırdım. Moda dünyasında o günden bu yana çok şey değişti. Bence en büyük değişikliklerden biri sosyal medyanın varlığı. Ben başladığımda sosyal medya da akıllı telefonlar da yoktu. Bir model olarak sete gider, işimi yapar, eve döner ve derginin çıkmasını bekler, sonra bir gazete bayisine gider ve imajları görmek için dergiyi satın alırdım. Şimdi her şeye telefonumdan ve Instagram’dan bakıyorum. Ayrıca sosyal medyada kendimi tanıtmak için çok daha fazla iş yapıyorum. Şimdi Instagram’ımda @JessicaStam’da çekimlerden önce, çekimler sırasında ve sonrasında çok fazla içerik paylaşıyorum. Bu şekilde yaratıcı olmak ve sahne arkasını kendi bakış açımdan göstermek eğlenceli. Ancak bunun, görsel yaratma eyleminin yaratıcı yönünün önüne geçmesine izin vermemeye çalışıyorum.
Geri dönüp baktığında, sence ikon titrine sahip olmanı sağlayan dönüm noktaları nelerdi sence?
Kariyerimi en başından beri destekleyen herkese teşekkür etmeliyim. Özellikle Steven Meisel en büyük destekçilerimden biri. Bana özel bir sözleşme yaptı; böylece bir yıl boyunca her şeyi onunla çekme fırsatım oldu. O döneme, onunla ve yaratıcı ekibiyle çalışma deneyimine çok minnettarım.
Kariyerinde hiç zorluk veya aksilikle karşılaştın mı ve bunların üstesinden nasıl geldin?
Kariyerim boyunca karşılaştığım zorluklar yıllar içinde değişti. Gençken modelliğe başladığımda, cildime nasıl bakacağımı henüz çözememiştim. Gerçekten özgüvenimi kıran, korkunç sivilcelerim olurdu ve makyaj sanatçılarına ve rötuşlara güvenmek zorunda kalırdım. Yıllarca farklı ürünler ve pahalı yüz bakımları denedikten sonra iyi bir beslenme tarzının cildimi temiz tuttuğunu keşfettim. En sonunda benim için işe yarayan ürünleri buldum. Artık bu ürünleri bir defilenin setinde veya kuliste olduğumda her an yanımda bulunduruyorum çünkü halen çok hassas bir cildim var. En son, iki çocuğum için izin aldım. Bu oldukça özel bir dönemdi. İşe geri dönmeye karar verdiğimde ise sektördeki insanların radarına girmem ve tekrar çalışmaya hazır olduğumu bilmeleri biraz zaman aldı.
Ama bunu hızlıca başardın çünkü sadece model olarak değil aynı zamanda bir stil ikonu olarak da görülüyorsun. Senden ilham alan çok kişi var.
20’li yaşlarımda sergilediğim “görev dışı model” stilim, modellik yapmadığım şu anki stilimden oldukça farklıydı. Alaia’larımı ortamına göre giymeyi hala seviyorum, ancak Hawaii’de ailemle evdeyken bundan tamamen farklı bir anne gardırobum var. Evde olduğumda çocuklarım için giyiniyorum. Annelerinin çiçek desenli, uçuşan elbiseler giymesini çok seviyorlar.
Şu anda heyecan duyduğun belirli bir moda trendi var mı?
Bu sonbaharda binici botlarının ve babetlerin trend olduğunu görmekten hoşlanıyorum. Çok basit ve zahmetsiz ancak her görünüme mükemmel bir dokunuş katıyorlar.
Hem modada hem de hayatta sana kim veya ne ilham veriyor?
Çocuklarım benim en büyük ilham kaynağım; merakları ve yaratıcılıkları hayatımın her alanını etkiliyor.
Kırmızı halıda ve podyumda en çarpıcı haute couture parçalarından bazılarını giydin. Bunlar arasında favorin olan biri var mı?
Ben genel olarak giyinmeyi seviyorum. Giydiğim en akılda kalıcı görünümlerden biri, 2007’deki Met Gala için John Galliano imzalı arşiv parçası olan Dior Haute Couture elbiseydi. Hala o elbiseyi düşünüyorum.