Harper’s Bazaar Türkiye Nisan | Rebecca Donaldsan Röportajı

Dubai güneşinin altında model Rebecca Donaldson, geleceğı yazan tasarımlarla kamera karşısında. Zamanı gösteren ise Richard Mille saatleri.

GÜNCELLEME TARİHİ: 3 Mayıs 2024

Röportaj: Bade Çakar

Rebecca Donaldson ile Dubai’nin en sıcak günlerinden birinde buluştuk. Güneşin altında hiç sıkılmadan ve enerjisini hep yüksekte tutan İskoç model, kariyerine tam anlamıyla bu yolda ilerleyeceğine iki yıl önce karar verse de uzun süredir moda dünyasında farklı görevlerin altını dolduracak kadar çalışmış.

Marka kimlik tasarımcılığından moda editörlüğüne birçok alanda çalışan Donaldson’ın objektif karşısında bu kadar farkında ve doğal durmasının sebebi elbette bu deneyimler olabilir. Bunun yanında müthiş bir özgüvene sahip. Gelecek planlarında kendi markasını kurmak gibi iddialı bir hedefi olması, onu yakından tanıdıkça hiç şaşırtıcı gelmiyor.

Fotoğraf. Can Büyükkalkan

Model olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Kariyerinizin başlangıcından bugüne kadar nasıl bir yolculuk geçirdiniz öğrenebilir miyiz?

Başlangıçta benim için yarı zamanlı bir uğraş olsa da modellik yolculuğuma 17 yaşında başladım. Bunun ardından dört yılımı üniversitede moda markalandırma alanında diploma almaya adadım. Daha sonra moda editörlüğüne geçiş yaptım. Ancak modellik kariyerimi ilerletmeye karar verip tüm kalbimle bu mesleğe odaklanmaya iki yıl önce karar verdim.

O zaman tam zamanlı olarak çalışmak aslında sizin için çok yeni. Bu kararınızın sizi mutlu eden tarafları neler oldu?

İşimin getirdiği sık sık seyahat etme fırsatlarını seviyorum. Bu bana dünyanın her yerinden harika insanlarla inanılmaz yerlerde çalışma şansı veriyor.

Bu seyahatler arasında sizin için en akılda kalıcı olanlar hangileriydi?

Avustralya, Marakeş ve elbette Türkiye gibi yeni ülkelerde çalışma ve deneyimleme fırsatından her zaman keyif aldım. Kendimi farklı kültürlere kaptırmak gerçekten keyif aldığım bir şey.

Fotoğraf: Can Büyükkalkan

Bu çekim için Dubai’deydik. Eminim daha önce buraya gelmişsinizdir. Şehir hakkında ne düşünüyorsunuz, sizi hangi özellikleri etkiliyor?

Hem arkadaşlarımla hem de ailemle Dubai’yi birkaç kez ziyaret etme zevkini yaşadım. Bence Dubai harika bir konukseverlik ve güzel havanın bir karışımını sunuyor. Dolayısıyla ziyaret etmek için harika bir yer. Bu çekim de benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Özellikle sivrisinekler için fazla dikkat çekici olsa da çarpıcı kırmızı Alaia görünümüne bayıldım; 20’den fazla sinek ısırığına değdi diyebilirim!

Modelliğe odaklanmak size neler öğretti?

Kontrolünüzde olanı yönetin ve gerisi için kendinizi akışa bırakın. Moda endüstrisi zorlu olsa da yoğunluğunu benimsemek onu inanılmaz derecede keyifli bir yolculuğa dönüştürebilir.

Sosyal medyanın kariyerinizdeki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Takipçilerinizle nasıl etkileşim kuruyorsunuz ve onların geri bildirimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çoğu kişi gibi benim de sosyal medyayla aşk-nefret ilişkim var. Yine de çalışmanızı sergilemek ve görünürlük kazanmak için harika platformların olduğunu düşünüyorum.

Kişisel tarzını nasıl tarif edersiniz? Giy-çık üniformanız nedir?

Gayet basit. Büyük beden bir blazer, beyaz tişört ve bol kesim bir jean ile topuklu ayakkabıyı seviyorum.

İlk büyük moda alışverişinizi hatırlıyor musunuz?

Kesinlikle! Yıllar önce öğrenci olarak NewYork’u ziyaret ederken Saint Laurent çanta almıştım ve o zamandan beri en sevdiğim markalardan biri olmayı sürdürdü.

Fotoğraf: Can Büyükkalkan

2024 için moda kararlarınız var mı? Denemek istediğiniz trendler mesela...

Özellikle seyahat ettiğim süreyi dikkate alarak daha hazırlıklı olmaya karar verdim. Kıyafetleri önceden planlama konusunda organizasyonumu geliştirmek istiyorum. Ve trendler, en son Stella McCartney koleksiyonunu beğendim. Bu yaz için gardırobuma Stella McCartney imzalı tasarımlar eklemeyi planlıyorum.

Kariyerinize başladığınızdan bu yana tarzınız değişime uğradı mı?

Tarzın doğal olarak yaşla birlikte geliştiğini düşünüyorum.

Çalışmadığınız mükemmel izin gününüzü anlatabilir misiniz?

İşiniz size her yerde birçok aksiyon ve etkinlik getirdiğinde, size en yakın insanlarla olan basit şeyler lüks haline gelir. Bu yüzden sette olmadığım zamanlarda en yakınlarımla ve sevdiklerimle vakit geçirmek için harcadığım vakit benim için mükemmel bir izin günüdür.