Her engeli aşan güç: Eğitim!
LIFESTYLE

Her engeli aşan güç: Eğitim!

Bu Yılın Teması: Kaynaştırma Eğitimi.

GÜNCELLEME TARİHİ: 12 Mayıs 2011

Engellilerin karşısına çıkan pek çok engeli kaldırmaya yönelik, Türkiye'de pek çok kurum ve kuruluşun işbirliğiyle yürütülen "Eğitim Her Engeli Aşar" kampanyasının ikinci yıldönümü Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde düzenlenen bir törenle kutlandı. Kampanyanın bu yılki teması olan "kaynaştırma eğitimi", engellilerle birlikte engelsiz çocukların da psikolojik gelişimlerine fayda sağlamayı amaçlıyor.

Bensu Kaya

Engelsiz biri olarak yolda bir engelliye rastladığınızda ne düşünürsünüz? Yanıt seçeneklerinizi şöyle sıralayalım: a) Merhamet duygusuyla yanına gider, yardım yöntemleri hakkında pek fikriniz olmadığı için çoğunlukla koluna girip çekiştirerek yardımcı olmaya çalışırsınız b) Özellikle şık hanım ve beylerin katıldığı parlak bir partide ya da diyelim ki bir plajda gördüyseniz şaşırır, orada "ne aradıklarını" merak edersiniz c) Dilenci olduklarını sanıp ellerine para tutuşturmaya kalkarsınız d) Günlük psikolojinizi acıma ve hüzün duygularıyla bozdukları için onlara içten içe kızarsınız. e) Hiçbiri.

İkinci sorumuz geliyor… Çok sevgili çocuğunuzun sınıfını bir engelli arkadaşıyla paylaşıp onunla birlikte okumasını nasıl karşılarsınız? Seçenekler kafanızda belki oluşmuştur, ama yine de sıralamış olalım: a) Çocuğunuzun ona acıyıp üzüleceğini düşünür, bunu hiç istemezsiniz. b) Bu durumun engelli çocuk için de iyi olmayacağını, kendini yetersiz hissedip mutsuz olacağını düşünürsünüz. c) Çocuğunuzun engelli arkadaşına yardımcı olayım derken fazla efor sarf edip yorulacağını düşünür, engelsiz çocuklarla arkadaşlık etmesini tercih edersiniz. d) Bu soru daha önce hiç aklınıza gelmediği için ne yapacağınızı şimdiden kestiremezsiniz. e) Hiçbiri.

Buna benzer "engelli" sorulara engel olmak mümkün değil; hatta "Engelli biriyle evlilik fikrine nasıl bakarsınız?" gibi bir soru bile ardından gelebilir, ama konuyu bu kadar dağıtmayalım.

Yukarıdaki her iki sorunun da, yanıtı "e) Hiçbiri". Ancak toplumun büyük çoğunluğu bu sorulara ne yazık ki yanlış yanıtlar veriyor. Ezberleri bozmak, önyargıları yıkmak elbette kolay değil, ama buyurun şimdi biz bu yazı aracılığıyla bir deney yapalım. Aynı iki soruyu birkaç paragraf sonra yeniden yanıtlamaya çalışalım. Hazır böyle sorularla başlamışken bu kez yanıtları içinde olan bir soru zincirinin halkalarını takip edelim…

Kerim ve Selim Altınok'u tanır mısınız? İ.Ü. Hukuk Fakültesi'ni sınıf birincisi ve ikincisi olarak bitirdiklerini, aynı üniversitede mali hukuk dalında doktora yaptıklarını, eşzamanlı olarak konservatuarda Batı Şan eğitimi aldıklarını, yıllarca avukatlık yaptıklarını, satranç şampiyonları olarak Türkiye ve dünya çapında sayısız madalyanın sahibi olduklarını, birer bilgisayar ustası olarak ülkemizdeki tüm görmeyenlere bilgisayar kullanmayı öğrettiklerini, uzun yıllardır nitelikli müzikleriyle izleyicileriyle buluştuklarını, çeşitli orkestra ve koroların kurucusu olduklarını, günlerinin on altı – on yedi saatini çalışmaya ayırdıklarını, bu kadar başarılı işin arasında telefonlarının neredeyse aralıksız çaldığını, Bakırköy Belediyesi tarafından bir parka isimlerinin verildiğini biliyor musunuz?

Peki Uğur Yuvarlak ismini hiç duydunuz mu? Üniversite sınavları için dersanelere gönderilen, özel dersler aldırılıp maddi-manevi bir sürü emek harcanan yaşıtlarının arasında ÖSS 24.'sü olup şu anda Boğaziçi Üniversitesi'nde okuyan, satrançta ustalarının yolundan başarıyla ilerleyen delikanlımızı tanıyor musunuz?

Bursalı milli dağcımız Necdet Turhan'ı bilir misiniz? Bugüne değin Asya, Avrupa, Amerika, Avustralya ve Afrika maratonlarını rekor derecelerle koştuğundan; Ağrı, Kilimanjaro, Teterousse zirvelerine tırmandığından haberdar mısınız?

Bu isimlerin birer görme engelli olduklarına inanır mısınız?

Örnekler öyle çok ki; saatlerce üzerinde konuşabilir, anlatabilir, yeni sorular sorabilir, yeni yanıtlar bulabilirsiniz.

Kerim ve Selim Altınok'un şirketlere verdikleri motivasyon konferanslarına katılan insanlar gibi allak bullak olmuş bir yüz ifadesiyle bir an kıpırdamadan kalabilirsiniz. Onların kısacık sürede anlattıkları yaşam öykülerini dinlerseniz; siz de kendilerini, hayatı, kendi hayatlarını yeniden sorgulayan insanlardan biri olabilirsiniz.

Engelsiz bir birey olarak gerinerek aynaya bakıp kendi dünyanızın dışına çıkmamak en kolayı belki.

Farklı olanı anlayabilmek, "farkı kendinden farklılaştırmadan fark etmek" size zor geliyor olabilir.

Metnin başındaki dörder seçenekli iki soruyu yeniden okumak ister misiniz?

Yanıtınız şimdi hangisi?

"Ay ben engelli görmeye dayanamıyorum, içim acıyor, ağlamak istiyorum!" ya da maddi güçleri hakkında fikir sahibi olmaksızın, "Verelim ellerine birkaç kuruş da sosyal sorumluluğumuzu yerine getirelim bari…" gibi sığ ve basit yaklaşımlar gösterebilir misiniz şimdi?

Gösterebiliyorsanız, "engel" sözcüğünün tanımını içinizde tekrar yapmalısınız; böylece kavramın daha çok kime uygun düştüğünü "fark" edebilirsiniz.

Geniş Kapsamlı Kampanya

Türkiye'de "Eğitim Her Engeli Aşar" başlığıyla iki yıldır sürdürülen bir kampanya var. Beyazay Derneği tarafından yürütülen ve Bayan Hayrünnisa Gül'ün himayesinde gerçekleştirilen kampanya, engellilerle ilgili pek çok engeli kaldırmaya yönelik çok kapsamlı çalışmalar içeriyor. Kampanyanın ikinci yıl değerlendirme toplantısı ve yıldönümü töreni, geçtiğimiz günlerde Çankaya Köşkü'nde yapıldı. Törene; sanat, spor, basın, iş dünyası ve akademi temsilcileriyle birlikte Arnavutluk, Karadağ, Gürcistan ve KKTC Cumhurbaşkanlarının eşleri de katıldı.

Bayan Gül yaptığı konuşmada; insanlığın binlerce yıllık birikiminin en önemli kazanımlarından biri olan ve uluslararası sözleşmelerle güvence alınan insan haklarının, hiçbir fark ve ayrım gözetmeksizin herkesin doğuştan gelen hakları olduğunu vurgulayarak, ancak günümüzün modern dünyasında bile her insanın bu haklardan eşit olarak faydalanamadığına dikkat çekti.

Proje kapsamında 81 ilde valilerin engelli çocuğu olan aileleri ziyaret ederek devletin engellilere sağladığı eğitim imkanları hakkında bilgi verdiğini, bu şekilde yaklaşık 53 bin aileyle görüşüldüğünü ve kendilerine engelli çocuklarını evlere hapsederek koruyamayacaklarının anlatıldığını belirten Bayan Gül, "Tüm bu çalışmalar neticesinde çok olumlu geri dönüşler aldık. Büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim ki; iki yıllık süre zarfında ülkemizde eğitim gören engelli sayısında yüzde 109 oranında bir artış sağlandı. Kampanyamızın başladığı 2009 yılında eğitim gören engelli sayısı yaklaşık 150 binken bugün bu rakam 316 bine ulaştı. Elde edilen bu başarı, projemize gönül veren herkes gibi beni de çok mutlu etti. Bu verilere sadece projenin başarısını gösteren rakamlar olarak bakmak mümkün. Ancak ben her rakamın arkasında, mutlu ve onurlu bir hayat imkanı yakalamış bir engellinin sevincini de görüyorum." şeklinde konuştu. Bayan Gül ayrıca bu kampanya kapsamında bugüne kadar 44 okul ve 1316 özel eğitim sınıfı yapıldığını bildirdi.

Bu Yılın Teması: Kaynaştırma Eğitimi…

Projenin en önemli hedeflerinden birinin, engelli çocukların diğer çocuklarla aynı sınıflarda olduğu kaynaştırma eğitiminin yaygınlaştırılması olduğunu kaydeden Bayan Gül, bu sistemin engelli çocukların yaşadıkları çevreye uyum sağlayabilmeleri ve toplumsal hayatta birey olarak kendilerine yetebilmeleri adına çok önemli olduğunu belirtti.

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf ve Beyazay Derneği Başkanı Lokman Ayva'nın da birer konuşma yaptıkları toplantıda; Selim - Kerim Altınok Kardeşler ve Musa Göçmen keyifli bir müzik dinletisi sundu. Ayrıca Sincan Yılmaz Balaban İşitme Engelliler İlköğretim Okulu öğrencilerinden oluşan Sessiz Melekler Dans Grubu bir gösteri sergiledi. Bayan Gül, kampanyaya destek veren BİM CEO'su Haluk Dörtlüoğlu, Mehmet Zorlu Vakfı adına Olgun Zorlu ve sunucu Oylum Talu ile kampanyada başarılı olan 15 ilin valisi ve konuk cumhurbaşkanı eşlerine plaket verdi. Kampanyanın medya sponsorluğunu Turkuvaz Medya Grubu üstlendi.

Eğitim Her Engeli Aşar Videoları İçin TIKLAYIN!