Japonya Büyükelçisi Nobuaki Tanaka: Türkiye ile kalben çok yakınız
2010 Türkiye’de Japon yılı etkinliklerini ve Türk-Japon ilişkilerini Japonya Büyükelçisi Nobuaki Tanaka anlattı...
GÜNCELLEME TARİHİ: 19 Nisan 2010
Bu yıl Türkiye'de Japonya yılı kutlanıyor. 2003 yılında da tam tersi gerçekleşmiş ve Japonya'da Türkiye yılı kutlanmıştı. 2003'te Japonya'da gerçekleşen etkinliğin ardından Japon turistlerin ülkemize olan ilgisi de artmıştı. Yılda yaklaşık 140 bin Japon turist ülkemizi ziyaret ediyor. Türkiye'den Japonya'ya gidenlerin sayısı ise henüz 5 bin civarındaymış. Japonya Büyükelçisi Nobuaki Tanaka, 2010 yılı etkinlikleriyle bu sayının artış göstereceğine inanıyor. Ne de olsa iki ülkenin geçmişi bundan yüzyıl öncesine dayanıyor. 2010, aynı zamanda Ertuğrul Firkateyni faciasının 120. yıldönümü. 587 kişinin ölümüyle sonuçlanan gemi kazası bir nevi Japon-Türk ilişkilerinin temelini oluşturuyor. İran-Irak Savaşı sırasında Türk Hava Yolları uçağının Japonları kurtarması da iki ülkenin ilişkilerini güçlendiren bir başka olay. Birbirinden oldukça uzak iki ülke: Japonya ve Türkiye... 2010 Türkiye'de Japonya yılının hedeflerini Japonya Büyükelçisi Nobuaki Tanaka anlattı.
- İki ülkenin eskiye dayanan ilişkisini bugün nasıl değerlendiriyorsunuz?
-İki ülke birbirine çok uzak olmasına rağmen kalben çok yakın. Anketlerde 'Kendinize en yakın ülke hangisi?' diye sorduklarında birbirlerini söylüyorlar. Ama 'Neden?' diye sorulunca herkesin cevabı aynı: 'Bilmiyoruz.' Ben Japonların ve Türklerin birbirlerini yakından tanımadıklarını düşünüyorum. Türkiye bugüne kadar hep Batı ülkelerine baktı. Ama Abdullah Gül'le artık bu değişti. Japonya ise hep, doğuya ABD tarafına bakıyordu. Bu nedenle de bir türlü ortak nokta bulamadık. İşte 2010 Türkiye'de Japon yılı etkinliğinin asıl amacı da iki ülkenin daha fazla işbirliği yapmasını sağlamak.
- Etkinliklerin dördüncü ayı bitmek üzere. Sizce katılım nasıldı?
- Tahmin ettiğimizden de çok ilgi gördük. Ege, Ankara, İstanbul başta olmak üzere farklı şehirlerde etkinlikler düzenledik. Şimdiye kadar yaklaşık 20 etkinlik geride kaldı ve konser ya da sergi fark etmez, hepsi dolu geçti. Hatta farklı yerlerden de organizasyon teklifi aldık. Kısacası Türkiye'de bu yıl Japonya yılı olduğunu bilenlerin sayısı küçümsenmeyecek kadar fazla.
- Her iki ülke de gelenek ve kültürlerine çok bağlı. Ama birbirlerinden çok da uzaklar. Benzer tarafları ne?
- Kültürel açıdan baktığımızda insani ilişkiler her iki toplumda da çok derin. Sıcakkanlıyız. Sanırım bu yüzden de iyi anlaşıyoruz. Rica ederek bir şey isteyen birini geri çeviremiyoruz.
- Farklılıklar neler?
- Türkler daha dinamik. Bir planın hemen öncesinden çalışmaya başlıyorlar. Japonlar ise statiktir. Daha ileriki saatleri ve yılları hesap ederek çalışırlar. Türk insanı daha hızlı, düşünmeden hareket ediyor, Japonlar ise düşünse bile harekete geçmiyor. Aslında Japonya ve Türkiye'nin zayıf ve güçlü noktalarını bir araya getirebilirsek, ortaya çok iyi bir işbirliği çıkar. Her iki ülke de bayrağı güzel bir şekilde yansıtılır. İkisi de kırmızı-beyaz. Ama Japon bayrağının temeli beyaz, Türk bayrağınınki ise kırmızı. Türk bayrağında ay ve yıldız var, Japon bayrağında ise güneş. Bir anlamda tersler ama birbirini tamamlıyorlar. Ay, güneş ve yıldız olmadan bir gün olamaz.
- Bu etkinlikler sonucunda turist sayılarında artış oldu mu?
- Japonya'daki etkinliklerden sonra oldu. Yılda yaklaşık 140 bin Japon turist Türkiye'ye geliyor. Japonya'da Fazıl Say, Hadise gibi sanatçılar da oldukça popüler. Ama Türkiye'den Japonya'ya giden turist sayısı 10 bin yoktur, sanırım 5 bin civarında. Bu yüzden daha fazla insanı Japonya'yı keşfetmeye çağırıyoruz.
- Kayseri'de bir konsolosluk açma planınız var. Abdullah Gül'ün bu seçimde etkisi var mı?
- Sayın Gül'e bu konuda danıştık, hatta bize birini önerebileceğini söyledi. Orada bir onursal başkonsolos görevlendirmeyi düşünüyoruz. Türkiye'ye gelen Japon turistlerin nerdeyse tamamı Kapadokya ve çevresini de ziyaret ediyor. Kaza, pasaport kaybetme gibi durumlar karşısında kolayca yardım alsınlar diye Kayseri'yi seçtik. Mümkünse bu yıl içinde bu planı hayat geçirmeyi düşünüyoruz.
- İzmir'e de ağırlık veriyorsunuz. Neden?
-İzmir medeni bir şehir. Batı'ya daha yakın. Gerek turizm, gerekse sanayileşme alanında iyi bir nokta. Hem keman ya da soprano konseri gibi etkinliklerin orada yapılmasının daha iyi olacağını düşünüyorum.
Burcu Aldinç