Kısır döngü!
MODA HABER

Kısır döngü!

Kendi şehrinizde turist olmaya ne dersiniz?

GÜNCELLEME TARİHİ: 9 Mart 2010

Yazının başlığına bakıp kısır tarifi vereceğimi sanmayın sakın!

Soğuk ve yağışlı kış günlerinden bıktığımız şu günlerde ben yine kendimi kısır döngü içinde hissediyorum. Dikkat ettim, ev- ofis arasında gidip gelmenin dışında arkadaşlarımızla buluştuğumuz
mekanlar hep aynı! Ve bu sosyal zamanlar, deşarj olmamıza, kafamızın boşalmasına yardımcı olmuyor. Çünkü aynı yerler, aynı menüler bir zaman sonra görev gibi geliyor insana… Koskoca İstanbul'da hep aynı yerlerde yemek yiyip, vakit geçiriyoruz.

Monotonluğu kırmak ve kendinizi motive etmek için illaki seyahat programı yapmanız gerekmez. Aşağıda yazacağım yerlere program yaparak da tatile gitmiş kadar mutlu olabilirsiniz.

Kendi şehrinizde turist olmaya ne dersiniz?
Bir Cumartesi Boğaz'da kısa bir yürüyüş sonrası Emirgan'da demli çayın tadına varıp, oradan motorla Kanlıca'ya geçerek, nefis Boğaz manzarasına kendinizi bırakıp zamanı durdurabilirsiniz… Kanlıca'da ister Türk kahvesi içerek ister tarihi pudra şekerli Kanlıca yoğurdu yiyerek hala eskide kalmış nadir semtlerden birini gezme fırsatı bulabilirsiniz.

İsterseniz bu sabah programına alternatif olarak, Kapalıçarşı Fes Cafe'de otantik havayı soluyabilir ya da Pier Loti'de ve eski şehre bakan tepeden düşlere dalabilirsiniz. Bu programı Kapalıçarşı'da turist gibi gezerek sofranıza değişik otantik kumaş parçaları arayarak renklendirebilirsiniz. Değişik yemek denemeleriniz için Mısır Çarşısı'ndaki mis gibi baharatlardan almayı sakın unutmayın!

Hareketli ortam olsun, arada ünlüleri de göreyim derseniz, meşhur Bebek Kahve'de arkadaşlarınızla, hafta sonu gazetelerinizi de alıp simit-kaşar yiyip, Ajda çay içebilirsiniz… Eee Bebek'e kadar gitmişken Bebek Koyu'nda yürüyüş yapmadan ve Mini Dondurma'dan dondurma yemeden olmaz…

Sabah ve brunch alternatiflerinden sonra İstanbul'da orijinal öğle yemeği seçeneklerini paylaşmak istiyorum. Canınız gerçek Karadeniz pidesi çektiyse, tek adres Fatih Karadeniz Pidecisi… Bu mekanda zamanın hiç acelesi yok. Yeni ile modernle de ilgisi yok. Lezzeti, samimiyeti ve nostaljik ortamı ile tadı damağınızda kalıyor. Leziz pidenizi yerken Mehmet Amca'nın sohbetini de kaçırmayın derim. Bu pideci, basit ama sıcak atmosferi ile enteresan bir his veriyor bana; hayat daha yalın, daha mütevazi, ama lezzet dorukta.

Öğle yemeğine diğer bir alternatif ise, Beyoğlu Hacı Abdullah. Renkli vitray kubbesi tarihi dokusu, temiz ve özenli servisi ile burada ne yerseniz mutlu olursunuz, çıkışta da, olmazsa olmaz İnci'de yiyeceğiniz profiterol gününüzün harika geçmesinin garantisi olur.

Pandelli, Mısır Çarşısı'nın girişinde dar merdivenlerden çıktığınızda, bugüne kadar bir çok ünlüyü ağırlamış, turkuaz renklerin hakim olduğu, klasik bir restoran. Kendinizi turist gibi hissedebileceğiniz bu mekanın sunduğu lezzetler on numara.

Akşam keyfi için sizlere Florya Beyti restoranı şiddetle önermek isterim. Mimarisi, özel sunumu ve titiz servisi ile bence İstanbul'un kalitesi asla bozulmayan önemli markalarından biri… Beyti'de kendinizi, özenle ağırlanacağınız büyük bir konakta hissedeceksiniz. Perdelerinden antika aksesuarlarına ve kolalı beyaz örtülerine kadar sunum ve yemekler dört dörtlük. Sahibi Beyti Güler her gün evinde ağırlar gibi müşterilerini masa masa ziyaret ediyor, inanılmaz titiz ve özenli. Kendi evinizdeki misafirlerinizi ağırlamak için örnek alabileceğiniz çok detay var Beyti'de.

İstanbul büyük şehir; daha birçok adres var elbette, ama ben bir adres daha verip bu yazıyı bitirmek istiyorum. Kosinitza restoran, Kuzguncuk'daki sanat ortamını kendi mekanına taşımış. Farklı sanatçıların her ay değişen tablo ve objelerinden satın alma imkanınız da var. Burada kendinizi yoğun şehir hayatının dışında hissediyorsunuz. Sanki zaman yavaş akıyor. Ufak ama dolu dolu bir mekan. Servis elemanı rahat ve işini biliyor. Kosinitza'nın sahibi İbrahim Bey yemek seçimlerinize kadar sizinle ilgileniyor. Dizilerin eski İstanbul 'unu yaşatmak için çekimlerde de tercih edilen Kuzguncuk'ta siz de film setinden bir kare gibi duran bu restorana muhakkak gidin ve zamanı yavaşlatın…

Dediğim gibi bu kadar büyük kentte elbette ki yazmadığım bir sürü adres var. Yukarıdakiler benim favorilerim ve uzun zamandır yoğunluktan uğrayamadığım yerler. Kendinize vakit ayırın ve monotonluktan sıyrılın. Bunları arkadaşlarınızla, sevdiklerinizle paylaşın, göreceksiniz onlar da size eşlik edecekler ve beraberce güzel saatler geçireceksiniz. İster benim size yazdığım adreslere, ister sizin özlediğiniz favori mekanlara gidin. Kısır döngüden kurtulun.

Bu arada bu kadar kısır dedikten sonra, canı çekenler için nar ekşili kısır tarifini de vermeden geçemeyeceğim. Kısırı misafirlerinize başlangıç olarak ve ufak porselen kaşıklarda modern şekliyle sunmayı da denemelisiniz.

Gereken Malzemeler:
1/2 demet maydanoz
2 su bardağı ince bulgur
1 demet taze soğan
2 çorba kaşığı domates salçası
1/2 demet dereotu
2 tatlı kaşığı kuru nane
1 çay kaşığı karabiber
Salata yaprakları
2 çorba kaşığı biber salça
1 tatlı kaşığı tuz
1 çay kaşığı kırmızıbiber
1 çay kaşığı pul biber
1/2 çay bardağı zeytinyağı
1/2 çay bardağı nar ekşisi

Yapılışı:
Önce bulguru ayıklayıp, 3- 4 kere yıkadıktan sonra bir tencereye koyun. Üstüne bulgurun seviyesinden biraz az olacak şekilde sıcak su dökün. Daha sonra tencerenin kapağını kapatıp, bulgurun suyu çekmesi için bekleyin.

Bulgur soğuduktan sonra ince kıyılmış taze soğan, maydanoz, dereotu, nane, domates, biber salçası, tuz, kara biber, kırmızı biber, pul biber, zeytinyağı ve nar ekşisini ekleyip karıştırın. Hazırladığınız kısırı salata yaprakları ile birlikte servis yapabilirsiniz.