KRİSTAL KALP ATIŞLARI

Avusturya Alpleri'nde yer alan Kristallwelten (Kristal Dünyası), Swarovski'nin 1995 yılında 100. yılını kutlamak amacıyla kurduğu yaratıcılığını, uzmanlığını, sanatını, tasarımını ve pop kültüründeki kalıcı etkisini ortaya koyan bir yaratım platformu. Bu zamana kadar Yayoi Kusama, James Turrell ve Lee Bul gibi vizyoner sanatçılar ile tasarımcılar yer alarak, Swarovski ruhunu kendi hayal dünyalarıyla birleştiren eserler yarattılar. Son sergide ise ışık, ses konusunda uzman olan dijital sanatçı Rafael Lozano-Hemmer ile bir araya gelindi.

Ünlü sanatçı Kristallwelten için iki tane oda yaratarak, ziyaretçilere kendi vizyonunu kristaller eşliğinde sunuyor. Ses, ışık ve hareket yoluyla kristaller ve insanlar arasındaki derin bağlantıları keşfeden Lozano-Hemmer, yenilikçi teknoloji, yapay zeka ve ışık kullanarak duygusal yankılar uyandıran etkileşimli enstalasyonlar olan 'Pulse Voroni' ve 'Kristallstimmen' adlı eserler yarattı. Bu büyük çaplı eserlerinde, özgün vizyonunu Swarovski'nin imza niteliğindeki uzmanlığı ile birleştirerek fiziksel mekana dönüştürdü ve izleyiciye duygusal bir deneyim sunmaya odaklandı. Bilim ve sanatı birleştiren, ‘Pulse Voroni’ biyometrik bir ışık ve ses enstalasyonu olarak insanın bireyselliğini ve ortak kökenlerini keşfetmeye odaklanıyor. Bu Harikalar Odası’nda, izleyiciler, tavandan asılı 7.000 şeffaf kristalin, ziyaretçilerin kalp atışlarıyla senkronize bir şekilde titreşen ışıklarıyla çevreleniyor. Her kristal, kendi benzersiz parlaklığına sahip, ancak birlikte kolektif bir parıltı yaratıyorlar. ‘Kristallstimmen’ (Kristallerin Sesleri) ise, Swarovski'nin anlatılmamış hikayelerini ve gizli seslerini kutlayan bir ses portresi. Ziyaretçiler, Swarovski ekibinin her bir üyesi tarafından kaydedilmiş 3.000 kristal hoparlörden yayılan seslerle sarılı bir alana giriyor. Avusturya Alpleri'ndeki yankılardan ilham alınarak yapılan bu eser, farklı diller, tonlamalar ve fısıldamalarla katmanlanmış bir ses korosu oluşturuyor ve bu koroda, Swarovski’nin yaratıcılarının sözlü tarihi yer alıyor.

“Işıkla çalışan bir sanatçı olarak, kristallere ilgi duymam çok doğal çünkü kristaller, ışığın sergileyebileceği optik araçlardır. Benim için kristalin görkemi, görünmezliğinde ve bir sanatçının ya da tasarımcının onu nasıl kesip güzel ışık tasvirleri yaratabileceğinde yatıyor.” şeklinde kristallerle ilişkini anlatan Rafael Lozano-Hemmer yarattığı odaları ise şu sözleriyle özetliyor; “İnsanların bu Harikalar Odalarından ayrıldıklarında, bir aidiyet duygusu, dahil olma hissini ve sanat deneyiminin kırılganlığını - ki bu, hayatın kendisinin kırılganlığıdır - hissetmelerini istiyorum. Her şeyin geçici olduğunu hatırlayarak, anı yakalamalarını diliyorum.”