Yapay Zekâ Tasarımla Buluşursa

Röportaj Ece Büyükçolpan

Yapay zekâ yavaş yavaş hayatımızın her alanında yer almaya başladı. Boyner'in özel markası Fabrika için tasarlanan özel koleksiyonunuzu oluştururken de yapay zekânın üretken yönünden yararlanmışsınız. Sizce yapay zekâyı bir moda tasarım yöntemi olarak daha çok görecek miyiz?

Uğur Borak: Teknoloji ve dijitalleşme her alanda olduğu gibi moda da kendini etkin bir şekilde göstermeye başladı. Akıllı cihazların kullanımının artması ve yapay zekâ gibi teknolojilerin gelişimi, dijital dönüşümü hızlandırdı. Bu durum, iş dünyasından eğitim sistemine, perakende ve iletişime kadar birçok alanda değişikliği beraberinde getirdi.

Kapsam alanını genişleten yapay zekâ, tasarım sürecine de katılarak tasarımcılara pratik ve yaratıcı bir zemin sunmaya başladı. Böylece özellikle modada keşfedilmemiş estetik anlayışların doğması daha da önem kazandı. Bu uygulamanın aynı zamanda sürdürülebilirlik ve hız bakımından modaya yeni bir soluk getirmesi kaçınılmaz.

Biz de icat çıkarmayı seven bir marka olarak, Türkiye'de ilk defa yapay zekâ destekli tekstil tasarım danışmanlık hizmet veren E 4.0 Design Studio ile bir araya gelerek hayata geçirdiğimiz E 4.0 Design Studio X Fabrika koleksiyonumuzun tasarımında yapay zekâyı kullandık. Tasarım sürecinin en başında, E 4.0 Design Studio'nun kullandığı yapay zekâ DU'dan sosyal medyadaki güncel moda akımlarını, en sevilen renkleri, popüler desenleri, en çok tercih edilen modelleri algoritmasına dahil etmesini ve fonksiyonelliği akıllı kumaş teknolojileri ile bir araya getirerek tasarımlara yansıtmasını istedik. DU, bu doğrultuda koleksiyonda su geçirmeyen, rahat hareket imkânı sağlayan ve rüzgâra karşı direnç gösteren özel kumaşlar kullanılmasını önerdi. Koleksiyondaki buz mavisi comfort fit gömlek, kırışmayan özelliğiyle vücut sıcaklığının dengelenmesine yardımcı olan bir teknolojiye sahip. Cildin nefes almasını sağlayan organik pamukla üretilmiş özel dokulu tişörtler de yine koleksiyonun dikkat çeken parçalarının başında geliyor. Yapay zekâ bu koleksiyonu oluştururken bize trendlerin neler olduğunu gösterdi. Kısacası modanın tam kalbinde yer alan bir koleksiyon ortaya çıkarmış olduk. Modanın teknoloji ile birlikteliğinin önümüzdeki yıllarda da katlanarak devam edeceğini düşünüyorum.

Boyner Büyük Mağazacılık Özel Markalar Kreatif Direktörü Uğur Borak

Peki sizce yapay zekanın moda endüstrisinde kullanımı moda tasarımcılarının yerini alabileceğini düşünüyor musunuz? Moda endüstrisi oldukça zahmetli ve yaratıcılık gerektiren bir sektör. Bu yöntemi olumlu yönde nasıl yönetebilirsiniz?

Uğur Borak: Moda endüstrisi yüksek düzeyde yaratıcılık, teknik bilgi ve yenilik içeren bir alan. Bununla beraber bu endüstri içinde bulunan tasarımcıların bir koleksiyonu tasarlarken benzersiz estetik sanatsal bakışı, duygusal zekâsı ve yaratıcı sezgilerinin önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. Özellikle moda alanında tasarımcıların kendilerini ifade ediş biçimleriyle milyonları peşinden sürükleyen moda akımlarının verdiği heyecan bambaşka. Bununla beraber günümüzde yapay zekâ teknolojisi bize modanın tek bir dili olmadığını da gösterdi. Yapay zekânın moda tasarımcılarının yerini almak bir kenara, etkin kullanıldığında sektörün daha da büyümesine katkı sağlayan ve insanla iş birliği içinde çalışan bir sistem olduğunu düşünüyorum.

Ezgi Yurdusev: Müşterilerin bireysel tercihlerini daha iyi anlamak ve kişiselleştirilmiş ürünler sunmak için yapay zekâ kullanımı, moda markalarının müşteri memnuniyetini artırmasına ve daha etkileşimli deneyimler sunmasına olanak tanıyor. Tasarımcıların iyi bir ekip arkadaşı olmaya aday bu teknoloji modada sınırları kaldırıyor. Her sezon için sadece trend raporlarına veya pazar analizine göre bir strateji oluşturmak yetmiyor. Hızlı bir şekilde veri analizi yaparak sezonu yakalamak ve bu analizler doğrultusunda kişiye özel kapsül koleksiyonlar tasarlamak, üretken yapay zekâ ile rahatlıkla hayata geçebiliyor.

E 4.0 Design Studio Kurucu Ortağı Ezgi Yurdusev

Gelişen ve hayatımızın her alanına entegre olan teknolojinin yaşamlarımızı kolaylaştırdığı aşikâr. Ancak yapay zekâ kullanımı moda sektöründe ne gibi kolaylıklar sağlayabilir?

Ezgi Yurdusev: Moda dünyasında deneyselliğin, yaratıcılığın ve yeni nesil teknolojilerin cesurca kendini gösterdiği bu dönemde yapay zekâ teknolojisinin tasarım sürecindeki veri analizi, trend tahmini ve müşteri tercihleri gibi konularda hayatımızı ne kadar kolaylaştırıcı bir etkiye sahip olduğunu biliyoruz. Özellikle son birkaç yılda farklı alanlarda bir devrim yaratan yapay zekâ, güçlü ve dönüştürücü bir teknoloji olarak ortaya çıktı. Müşteri profillerine göre kişiselleştirilmiş içerikler oluşturmadan trendlere, prototipleme ve tasarım optimizasyonlarına kadar farklı pek çok alana dokunabiliyor. Yani kullanıcıların hangi ürünleri sevebileceği ve neye ihtiyacı olduğu yapay zekâ tabanlı teknolojilerle tespit edilebiliyor. Elbette hız faktörü burada kilit rol oynuyor. İçinde olmaktan büyük bir heyecan duyduğumuz bu özel projede de E 4.0 Design Studio'da kullandığımız yapay zekâ DU desteğiyle tasarladığımız Fabrika koleksiyonunun hazırlanma sürecini üç kat hızlandırdık. Yaklaşık 2 ay süren AR-GE ve tasarım süreçlerini yapay zekâ DU ile ortalama 2 hafta gibi bir sürede tamamladık. Yapay zekâ DU ile hazırlanan teknik detaylı dosyaların üretim departmanına iletilmesi sayesinde de 1 ay gibi bir sürede koleksiyon üretildi ve mağazalara sevk edildi. Bu projede "hız" herkesin hayatını kolaylaştırdı diyebiliriz.

Uğur Borak: Sürdürülebilir bir iş modelini benimseyen markalar yeni ve güncel olanın peşinden gitmek zorunda diye düşünüyorum. Modanın geleceği, teknolojinin gücünü kullanarak daha sürdürülebilir, hızlı ve kişisel bir deneyim sunma yönünde şekilleniyor. Yapay zekâ ile tasarımın birleşimi, bizi sürekli olarak ileriye taşıyacak bir yolculuk başlattı. Yaşam tarzı ve deneyim sunan bir alışveriş destinasyonu olmanın yanı sıra güncel teknolojiyi kullanarak ezber bozan projelere imza atmaya devam edeceğiz.

Hem kadın hem de erkek olmak üzere 32 parçadan oluşan özel koleksiyonunuzda rahat hareket etme imkânı sunan, organik pamukla tasarlanan parçalar yer alıyor. "Sessiz lüks" akımının yükselişe geçtiği bu dönemi de göz önünde bulundurursak, sizin markanızın E 4.0 Design Studio iş birliğiyle tasarladığı bu koleksiyonun oluşturulmasında pandemi sonrası ortaya çıkan "yeni normal"in bir etkisi var mı?

Uğur Borak: Moda yaşanan dönemin izlerini taşır, aktarır, ilham alır, ilham verir, sanattan beslenir, yön verir, değiştirir. Bununla beraber modanın da kendi içinde dönüştüğünü, daha rahat formların, özgür tasarımların öne çıktığını gözlemliyoruz. Bir taraftan da 'Office Siren' denilen daha nötr renk paletleriyle tasarlanmış maskülen takımlar, vintage trikolar, gömlekler, kısacası ofis şıklığını öne çıkaran akımlar da dikkat çekiyor. Fabrika'nın çizgileri de en güncel trendlerin birer yansımasını bize gösteriyor. Yapay zekâ ile tasarladığımız kapsül koleksiyonun hazırlık sürecinde de yine Fabrika markası ile örtüşen Türk ve yabancı influencer'lar incelendi. Yine yapay zekâ desteği ile öneri olarak verilen, kullanıcı durumu açık olan tüm hesap sahiplerinin giyim stilleri, kıyafetlerinde kullandıkları renk ve desen paletleri, kalıpları, Fabrika markasının müşterilerinin en çok takipte olduğu ve giyimlerinden etkilendikleri tüm hesaplar analiz edilerek koleksiyon oluşturuldu. Bu koleksiyon bize aslında güncel moda akımlarını da göstermiş oldu. Akıllı ve güncel çözümlerin sağladığı fayda elbette ki yapay zekanın bugün ve gelecekte daha fazla şirket ve daha fazla iş birimi tarafından kullanım sıklığını artıracaktır. Biz de bu gelişmeleri yakından takip ederek yenilikçi bakış açımızı yansıtan adımlar atmaya devam edeceğiz.

Yapay zekâ haricinde popüler olacağını ön gördüğünüz bir moda tasarımı yöntemi var mı? 2025 yılı için tasarlanan koleksiyonlarında nasıl tasarımlar görebiliriz?

Uğur Borak: Sürdürülebilir moda anlayışı önümüzdeki yıllarda kapsamını daha da artıracak. Yapay zekâ sahip olduğu genleri sayesinde kullanıcılara farklı ve özel parçalar sunarken, koleksiyonlarda sürdürülebilir özelliklerin yer almasını daha da önemseyecek gibi duruyor. 2025'te de modada fonksiyonellik, sadelik, uzun süreli kullanım ve rahatlık ön planda olacak. Önümüzdeki yıl daha fazla doğa dostu malzemelerle, atık azaltma ve döngüsel moda akımları önem kazanacak. Yalın kesimler, ipekler, mumlu kumaşlar, doğaya saygılı, geri kazandırılmış, organik pamuklu, bambu veya keten gibi doğal dokular ve biyo özellikli elyafların tekstil sektöründe kullanımının artması bekleniyor. Bununla beraber önümüzdeki yıl rahat formlar, nötr renkler yine tasarımlarda öne çıkacak.

E 4.0 Design Studio ile iş birliğinin ürünü olan bu özel koleksiyonda hangi parçalar sizin favoriniz oldu?

Uğur Borak: Fabrika müşterisinin sevebileceği unsurları, yapay zekâ verileri ile işledik ve her kadının, erkeğin dolabında sahip olmak isteyeceği şık ve özel parçalar ortaya çıkardık. Ofis stilini özleyenler için ceket, pantolon ve gömlekler, siyah ve lacivert renkleriyle tasarlanan puffer montlar ve fit kabanlarımız koleksiyonda yerini alıyor. Tarz olarak şık ve rahat parçalardan oluşturduğumuz koleksiyonumuzda akıllı kumaş teknolojileri kullanarak fonksiyonelliği ileri seviyeye taşıdık. İster iş yaşamında ister hafta sonu stilinde her daim şık görünmek isteyen aynı zamanda işlevsel özelliklere sahip gömlek ve hırkalar benim de favorilerim arasında yer alıyor. 17'si kadın 15'i erkek olmak üzere toplam 32 farklı tasarımdan oluşan E 4.0 Design Studio X Fabrika koleksiyonumuzu sınırlı üretim adediyle müşterilerimizle buluşturduk ve şimdiden oldukça ilgi gördüğünü söyleyebilirim.

Ezgi Yurdusev: Akıllı kumaş teknolojileriyle tasarlanan ve konforun öne çıktığı bu koleksiyonda günün farklı saatlerinde giyilebilecek, sade ve rahat parçalar benim de favorim. Özellikle yenilikçi ve şık dizayna sahip beyaz takım, günümüz moda yaklaşımından beslenirken rahat formuyla da dikkat çekiyor. Ofis yaşamında veya şık buluşmalarda giyilebilecek ideal bir parça olduğunu söyleyebilirim.