Modanın evrimi: 1980'ler
Saçlar, makyajlar, siluetler ve fikirler... Uzun süre boyunca arsızlığın telafisi olmayacak derecede yükseldiği, bencillik ve abartının prim yapmaya başladığı yıllar başlıyor.
GÜNCELLEME TARİHİ: 19 Aralık 2017
Anthony T. Mazzola'nın çıtayı göklere çıkaran çığır açıcı yönetimi altındaki Bazaar, 80'li yılların moda tasarımı ve kültürel eğilimlerine uyum sağlayan bir tavır benimsiyordu: Çok daha çoktur.
Maksimalist Bilge Diana Vreeland'ın da bir zamanlar söylediği gibi; "Aşırı zevklilik çok sıkıcı olabilir." 80'lerde Harper's Bazaar'ın da, modanın da sıkıcı olduğunu söylemek pek mümkün değil. 80'li yılların başlarında 70'lerinin sonlarında Vreeland, New York Metropolitan Museum, Costume Institute'taki görevine devam ediyor, moda tarihinin kendi coşkulu dünya görüşüne paralel olan kısımlarını kimi zaman sergilerle anımsıyor, kimi zaman da yeniden yazıyordu. Eğer Vreeland, Bazaar'da editör olarak çalışmaya devam etseydi Reagan'ın başkanlığına denk gelen yıllarda moda gurularının da yönlendirmesiyle ortaya çıkan iyi, kötü ve coşkulu stilleri selamlayan işlere imza atması kaçınılmaz olurdu. 80'ler uzun süre boyunca arsızlığın telafisi olmayacak derecede yükseldiği, bencillik ve abartının prim yapmaya başladığı yıllar olarak görüldü. Saçlar, makyajlar, siluetler ve fikirler…
80'lerde Ay'a gidiş dönüşün olağan hale geldiğini gösteren Patrick Nagatani'nin bir eseri
Modaya dair ne varsa hepsi büyüdü ve özgürleşti. Farklı bir deyişle allanıp pullandı, süslendi, parlatıldı veya çiğ görünümlere büründü. Aslına bakarsanız, 80'li yıllarla ilgili gözden kaçan bir tek şey olduysa o da günümüz modacılarının yeni yeni farkına varıp benimsemeye başladıkları, o dönemin en iyi tasarımcılarını etkisi altına alan sıra dışı yaratıcılık ve inovasyon becerisiydi. Anthony T. Mazzola, Bazaar'ı 70'li yıllarda 'pragmatik, gerçekçi ve aydınlatıcı bir kadın dergisi' olarak yeniden yaratmıştı. Ancak modayı pek çok kadının parçası olduğu yeni bir yaşam tarzı gözüyle değerlendirip 80'lerle birlikte derginin orijinal ruhuna dönüş yaptı. Studio 54'un doğuşuyla geri dönen yüksek cazibe feminist kariyer tutkusuna, bohemliğin de materyalizm ve her şeye sahip olma arzusuna dönüşmesinin sinyallerini veriyordu. Her şeye sahip olma arzusu cümlesinde yer alan 'her şey' kişiden kişiye değişkenlik gösteren bir sırayla iş, aşk, güzellik, aile ve güvenlik terimlerinin hepsini kapsıyordu ve bu istek Amerika'yı etkisi altına almaya başlamıştı. 70'lerin ortalarında Ralph Lauren, Giorgio Armani, Calvin Klein ve Donna Karan gibi moda tasarımcıları başarı kavramının gölgesinde birer imparatorluk kurma yoluna girmişlerdi. Amerika Birleşik Devletleri'nin başkanı eski bir aktördü ve dünya cesur yeni bir Technicolor filmiydi.
Mazzola Bazaar'daki ofisinde, yıl 1974, fotoğraf Slim Aarons
Bazaar, 60'ların başında gerçekleşen ilk uzay keşfini Jean Shrimpton'ı başka bir galaksiden gelip dünyaya düşen bir güzel olarak kurguladığı çekimlerle kutlamıştı. Ancak 80'lerde insanoğlu çoktan aya gidiş-dönüş seyahati yapmıştı ve dergi bu temayı modern kadının sınırsızlığıyla bağdaştırmıştı. Çekimleri Bill Silano tarafından NASA'nın Houston'daki Johnson Space Center istasyonunda gerçekleştirilen ve Nisan 1983'te yayımlanan 'Destination: Space!' (İstikamet: Uzay!) başlıklı konu "Her yere gidebilir, her şeyi yapabilir. Limit gökyüzü ve ay yüzeyine ayak basmak artık boş bir hayal değil." cümleleriyle başlıyordu. Yazı aynı zamanda halkın uzay yolculuğu yapma olasılığıyla ilgili birkaç öngörü içeriyordu ve dahası NASA'nın özel vatandaşları muazzam bir ay görüşü deneyimi için dünyadan 250 mil uzaktaki bir konuma uçuracağını söylüyordu. Bu sayının ardından bir NASA yetkilisi "Bilet satmıyoruz ve rezervasyon almıyoruz." şeklinde bir açıklama yaptı.
Ocak 1989 kapağında Carré Otis
1980 yılında Mademoiselle dergisinin moda editörü Nonnie Moore, içinde bulunduğu yüzyılın kadınının güncesini tutmayı kendisine görev edinen Bazaar'a katıldı. Moore'un katılımıyla 'çok daha çoktur' felsefesini apoletler ve pantolon takımlarıyla sınırlayan dergi yeni bir bakış açısı kazandı. Yeni Bazaar'ın kullanmayı en çok sevdiği kadınlar vizyonuna tezat düşen bir şekilde doğal görünümleriyle ün salmış Brooke Shields, Andie MacDowell ve Isabella Rossellini gibi model-oyunculardı. Şöhret Bazaar için gitgide daha da önemli bir kriter haline geliyordu. Mazzola, 80'lerin başında ortaya çıkan film ve televizyon yıldızlarını, pop starları idealize ederek onları tüketim maddelerinin yüzü olarak kullanmak anlamına gelen 'kişi kültü' akımından etkilendi ve onları derginin kapaklarına taşıdı. Derginin özel projeler editörü de olan Anthony T. Mazzola'nın eşi Michele Morgan Mazzola kapak çekimleri ve özel etkinlikler için ünlülerin modaevleri tarafından giydirilmeleri süreçlerini organize ediyordu. Anthony T. Mazzola ise oyunculara ve şarkıcılara koleksiyon sunumlarında kavalyelik yapma geleneğinin yaratıcısı olmuştu.
Ocak 1983 sayısında James Moore objektifinden Lauren Hutton
Görsel anlamda Bazaar çok daha zengin bir kimlik kazanmıştı. İş kıyafeti odaklı olanlar da dahil olmak üzere, David Bailey, Matthew Rolston, Albert Watson, Patrick Demarchelier ve Francesco Scavullo gibi usta fotoğrafçıların gerçekleştirdiği çekimler okurlara zenginlik ve tutku saçıyordu. Ayrıca bu fotoğraflar dergiye çok daha rafine bir görünüm kazandırmıştı. 70'lerin sonuna doğru hazırlamaya başladığı ve kısa sürede popüler olan 'Over 40 & Fabulous' (40 Yaş Üzeri ve Harika) konusu gibi yılda bir kez yapılan 'America's 10 Most Beautiful Women' (Amerika'nın En Güzel 10 Kadını) listesini de Mazzola yaratmıştı. Bu listede Farrah Fawcett, Joan Collins, Lisa Bonet, Cybill Shepherd ve Dallas dizisinin kadın oyuncuları gibi farklı yaş gruplarından kadınlara yer veriliyordu.
Bazaar İtalya 1980 kapağında 'iş giyimi' tarzını Brooke Shields ile yansıtmıştı
Yine de 80'lerin ruhunu en iyi yakalayan fotoğrafçı belki de Francesco Scavullo olmuştu. Muhammed Ali, Frank Sinatra ve heykeltıraş Louise Nevelson gibi popüler kişilikleri fotoğrafladığı zengin ve aydınlık portreleri Bazaar'a görkem ve ağırlık kazandırdı.
Scavullo'nun dergi için yaptığı ve en çok ses getiren keşiflerden birisi kuşkusuz Madonna'nın kendi adını taşıyan ilk albümünde yer alan hit şarkı Lucky Star'ın çıkışının hemen ardından şarkıcıyla yaptığı çekim oldu. Madonna'nın en Madonna halinde gerçekleşen aksesuar çekimi Kasım 1984 sayısında yer aldı ve ikili bir sonraki yılın başlarında bir çekim daha gerçekleştirdi. Mazzola 2007 yılında bu anıyı "Madonna'nın şarkıları o dönem gece kulüplerinin vazgeçilmeziydi ve biz de sihirbazlık gereçleriyle bir gece kulübünde çekim yapmıştık." şeklinde anımsamıştı. O yıllarda pop yıldızı olmak diğer her şeyin üzerinde bir mevki anlamına geliyordu ve MTV'nin yükselişi pop yıldızı olabilme işini işitselden çok görsel cazibeye dayalı bir deneyime dönüştürmüştü. Cazibeyse kuşkusuz Madonna'nın doğuştan sahip olduğu bir meziyetti. Scavullo'nun Bazaar için yaptığı çekim Madonna'yı deyim yerindeyse stratosfere roketleyen Like a Virgin parçasının çıkışından hemen öncesine denk gelmişti ve dergiyle 30 yıl boyunca devam edecek iş birliklerinin de başlangıcı olmuştu. Like a Virgin'in çıkışından dört yıl sonra, 1988 yılında Madonna ilk kez Amerikan Bazaar'ının kapağında yer aldı.
Scavullo'nun unutulmaz işlerinden bir diğeri de Eylül 1986 sayısında yer alan ve Beyaz Saray'da gerçekleşen Nancy Reagan çekimiydi. First Lady'nin nadir gerçekleşen çekimlerinden birisi olan Bazaar çekiminde Reagan dört farklı kıyafet giydi: Oscar de la Renta tasarımı siyah kadife bir etek üzerine fildişi renginde boncuk işlemeli bluz, Mavi Oda'da fotoğraflandığı James Galanos tasarımı işlemeli, lacivert şifon elbise, Yeşil Oda'da objektif karşısına geçtiği Adolfo imzalı siyah, toz pembe ve mavi metalik elbise ve kapanışın yapıldığı Kırmızı Oda'da giydiği Bill Blass tasarımı kırmızı ipek elbise.
80'ler tüm sektörler için sert bir süreç olsa da Bazaar bu yıllarda satışlarını artırmayı başardı. 72 yılında Mazzola göreve geldiğinde derginin satışları 415.000 seviyelerindeyken 85 yılında 750.000'in üzerine çıkmıştı. Onun yönetimindeyken yalnızca satışlar değil; reklam gelirleri de dört katın üzerinde arttı.
Kültür ve sanat alanında gerçekleşen tüm gelişmelere rağmen halk 80'li yıllara hakkını vermek yerine onu cezalandırmayı seçti. 19 Ekim 1987'de gerçekleşen ve tarihe Black Monday olarak da geçen Amerikan Borsası'nın çöküşüyle birlikte 80'ler balonu da patladı… Ronald Reagan'ın alzheimer belirtileri gösterdiği dedikoduları yayıldı ve İran'la Amerika'nın ilişkileri sertleşmeye başladı. Tüm bu olaylardan kısa bir süre sonra Bazaar'ın aydınlık ve iyimser vizyonu, satışlar üzerinde olumlu etki yapsa da, ülkeye hakim olan duygu durumunu yansıtmaz hale geldi. Linda Evangelista, Christy Turlington, Cindy Crawford ve Naomi Campbell'ın podyumlarda boy göstermeye başlamasıyla sinema yıldızlarının hakimiyetindeki moda endüstrisi yepyeni bir yola girdi.
Linda Evangelista, Naomi Campbell ve Cindy Crawford, Ekim 1990 sayısında Francesco Scavullo objektifi karşısına geçmişti
Mazzola 1992 yılında Bazaar'dan ayrıldı. Bazıları 20 yıllık yönetiminde Bazaar'a kazandırdığı yeni kimliğin radikal bir başarı olduğunu söylerken diğerleri bu durumun pek de radikal olmadığını savundu. Mazzola, her övgüyü ve her yergiyi alnı açık bir şekilde kabullendi ve Haziran 1992 sayısında yayımlanan son editosunda "Başarının kaç sayfa ilan aldığınız veya kaç adet satış yaptığınızla ölçülebileceği fikrine hiçbir zaman inanmadım. Bence asıl başarı sınırlı bir zaman diliminde en iyi işi ortaya çıkarabilmekte yatıyor." yazdı. "Bu iş hiçbir zaman heyecanını kaybetmiyor." dedi ve "Sir Winston Churchill'in deyişiyle, 'Hayatta hiçbir şey size karşı yapılan eleştirilerin yersiz çıkması kadar keyif veremez.'" sözleriyle noktayı koydu.
Mazzola'nın emekliye ayrılışı aynı zamanda Harper's Bazaar'ın 125. yıl dönümüne denk geliyordu. Mazzola, kutlama sayısı için bir kutu içinde ciltsiz sayfalar halinde sunulan '125 Great Moments of Harper's Bazaar' (Harper's Bazaar'ın 125 Harika Anısı) isimli özel bir koleksiyon edisyonu hazırladı. Bazaar'dan ayrılsa da, Mazzola Hearst'te özel projeler departmanında çalışmaya ve kurumun sanat koleksiyonuna küratörlük yapmaya devam etti. 2014 yılında, 90 yaşında hayatını kaybettiğinde kurumda tam 66 yılı geride bırakmıştı.