ÜNLÜ STİLİ
Modayla çağdaş sanatın farkı yok!
İstanbul Modern'de sergi açan Hüseyin Çağlayan, "Sanatın modadan farkı kalmadı. O da tüketimin nesnesi haline geldi" diyor
GÜNCELLEME TARİHİ: 21 Temmuz 2010
'Bence moda ve çağdaş sanatın üretim süreçleri arasında hiçbir fark yok. İkisi de benim fikrimden doğan aynı dünyayı yansıtıyor." Bu sözler çağdaş sanatın ve modanın tanınmış temsilcilerinden Hüseyin Çağlayan'a ait. İstanbul Modern, bugünden itibaren sanatçının çalışmalarını barındıran 'Hüseyin Çağlayan: 1994-2010' başlıklı sergiyi ağırlıyor. Sergide, Çağlayan'ın bu 16 yıllık süreçte ürettiği moda koleksiyonları, enstelasyonları ve filmleri bir araya getiriliyor. Donna Loveday'in küratörlüğünde hazırlanan sergi, Çağlayan'ın dünyasını bütün halinde yansıtmayı amaçlıyor. Hüseyin Çağlayan 1982'de yerleştiği Londra'daki Central St. Martins College of Art and Design moda okulundan 1993'te mezun olmuş. 1990'lı yılların sonunda, ezan sesi ve çarşaf gibi dini ve geleneksel temaları kullandığı moda koleksiyonlarıyla dikkat çeken Çağlayan, 2005'te 51. Uluslararası Venedik Bienali'nde tasarımını gerçekleştirdiği Türkiye pavyonunda, yönetmenliğini yaptığı ve başrolünde Tilda Swinton'ın oynadığı filmi Olmayan Varolma/ Absent Presence ile yer aldı. Björk, Lady Gaga ve ABD Başkanı Barack Obama'nın eşi Michelle Obama, Çağlayan'ın tasarladığı kıyafetleri giyen ünlü isimlerden birkaçı. Çağlayan'a, moda ve çağdaş sanatı aynı potada eritmenin zorluklarını soruyoruz. Çağlayan, onun gözünde iki dünya
fark olmadığını vurguluyor. "Bence ikisi aynı dünyadan çıkıyor. Bugün moda tüketimle var oluyor, ama sanatın ondan farkı kaldı mı? O da tüketimin nesnesi haline geldi. Moda başka, sanat başka kitlelere hitap ediyor. Bense her iki kitleye hitap edebildiğim için özel olduğumu düşünüyorum" diyor
HOLLANDA'DAN İSTANBUL'A
İstanbul Modern'deki 'Hüseyin Çağlayan: 1994-2010', sanatçının tüm işlerini barındıran ilk sergi değil. Aynı konseptte 2005'te Hollanda'da bir sergi açılmış. Serginin sonraki durakları Londra Tasarım Müzesi ve Tokyo Çağdaş Sanat Müzesi olmuş. Çağlayan serginin Türkiye'de açılmasıyla ilgili olarak, "Bölünmüş bir ülkedeyiz, ikiye üçe değil, 10 parçaya bölünmüş durumdayız, ama dinamik ve meraklı bir gençlik var. Onlardan çok umutluyum. Onlara bu sergiyle ulaşabilirsem çok mutlu olacağım" diyor. İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri'nin organizasyonu ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, İstanbul Fashion Week 2010, İstanbul Moda Akademisi, İstanbul Modern ile Londra Tasarım Müzesi işbirliğiyle gerçekleştirilen sergi 25 Ekim'e dek sürecek.
fark olmadığını vurguluyor. "Bence ikisi aynı dünyadan çıkıyor. Bugün moda tüketimle var oluyor, ama sanatın ondan farkı kaldı mı? O da tüketimin nesnesi haline geldi. Moda başka, sanat başka kitlelere hitap ediyor. Bense her iki kitleye hitap edebildiğim için özel olduğumu düşünüyorum" diyor HOLLANDA'DAN İSTANBUL'A
İstanbul Modern'deki 'Hüseyin Çağlayan: 1994-2010', sanatçının tüm işlerini barındıran ilk sergi değil. Aynı konseptte 2005'te Hollanda'da bir sergi açılmış. Serginin sonraki durakları Londra Tasarım Müzesi ve Tokyo Çağdaş Sanat Müzesi olmuş. Çağlayan serginin Türkiye'de açılmasıyla ilgili olarak, "Bölünmüş bir ülkedeyiz, ikiye üçe değil, 10 parçaya bölünmüş durumdayız, ama dinamik ve meraklı bir gençlik var. Onlardan çok umutluyum. Onlara bu sergiyle ulaşabilirsem çok mutlu olacağım" diyor. İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri'nin organizasyonu ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, İstanbul Fashion Week 2010, İstanbul Moda Akademisi, İstanbul Modern ile Londra Tasarım Müzesi işbirliğiyle gerçekleştirilen sergi 25 Ekim'e dek sürecek.
