Nisa Çakar ile Fashionable Life
FASHIONABLE LIFE

Nisa Çakar ile Fashionable Life

Renklerin gücünü kullanarak yalınlığı zarafetle açığa çıkaran Nisa Çakar ile Tarabya’daki evinde bir araya geldik.

GÜNCELLEME TARİHİ: 7 Ağustos 2024

Röportaj: Bade Çakar

Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu

Kişisel stilinizi nasıl tanımlarsınız?

Nisa: Kişisel stilimi sade, aynı zamanda şık ve modern olarak tanımlayabilirim.

Yasemin: Renklerin gücünü kullanarak şık, zarif ve modern bir görünüm içerisinde olmayı seviyorum.

Gardırobunuzun olmazsa olmazları neler?

Nisa: Blazer ve güzel kalıplı pantolonlarım favorilerim arasında. Kışın özellikle siyah renkler ve deri tercih ediyorum; yazın ise renkli elbiseler olmazsa olmazlarım.

Yasemin: İyi kalıplı elbiselerim, ceketlerim ve rengarenk şallarım gardırobumun olmazsa olmazları.

Evinizde detaylar ve pastel tonlar ağırlıklı. Dekorasyonda nelere önem verdiniz?

Yasemin: Evet, evimde de özel hayatımda olduğu gibi renk kullanmayı çok seviyorum ve renklerin enerjisine çok inanıyorum. Bu yüzden klasik tonlar yerine farklı pastel tonları birbiriyle kullanmaktan çekinmedim. Evdeki gerek duvar kağıtları, gerek objeler olsun, tüm detayları bunun üzerine kurguladım.

Eviniz, tasarımlarınız ve gardırobunuz arasında ortak noktalar var mı?

Yasemin: Aslında hepsi bir bütün. Stiliniz oturduğunda, ki bence bu zaman alan bir şey, bu sizi tümüyle etkiliyor. Dolayısıyla stilim gardırobuma, evime ve elbette Aponïne tasarımlarımıza yansıyor. Beni tanıyanlar, evime misafir olanlar da hep bunu ifade ediyor. Bunun stilin gerçek ifadesi olduğunu düşünüyorum; kendini yansıtabilmek gerçekten çok hoş. Tümünün ortak noktası ise kesinlikle enerjik, doğal ve renkli olmaları.

Anne-kız yarattığınız Aponïne markası nasıl doğdu?

Yasemin: Aponïne’in kurulmasına kızım ön ayak oldu aslında; kendisi çok iyi bir gözlemcidir. Üniversite eğitiminin ardından iki yıla yakın bir süre boyunca özel bir şirkette pazarlama bölümünde çalıştı. Yüksek lisans yapmak üzere Londra’ya gidecekken bana bu fikrinden bahsetti. Benim profesyonel çalışma hayatım dışında uğraştığım hobim ve tutkum olan mücevheri iş şekline dönüştürmek adına marka kurma fikri beni son derece heyecanlandırdı. Bu fikri ailece benimsememizle birlikte ilk adımlarımızı atmış olduk.

Nisa: Değerli taşların üretimiyle ilgili bilgi ve donanımlarımı artırmak üzere GIA’e (Gemological Institute of America) Gemoloji eğitimi almak üzere Londra’ya gittim. Bu arada yandan markamızın altyapı, kurumsal kimlik çalışmaları ve koleksiyon hazırlığı yapılmaktaydı. Bir buçuk yıl devam eden sürecin ardından ürünlerimiz bu yıl ocak ayı sonunda ilk kez Beymen Zorlu’da yerini aldı. Bu bizim için oldukça değerli ve önemli bir başarıydı.

İlk koleksiyonunuzdan bahsedelim; nasıl bir hikaye etrafında oluştu?

Nisa: Koleksiyonumuzu tasarlarken renkli taşların ön planda olduğu, gündüzden geceye kullanılabilen, zamansız, eğlenceli ve şık bir koleksiyon yaratmak istedik. Bunu yaparken bütün ürünlerimizle farklı kombinler oluşturulabilmesine özen gösterdik. Aynı zamanda herkesin kendi zevkine göre kişiselleştirme yapabileceği yüzük ve madalyon grubumuzun bulunduğu Sparks koleksiyonunu yarattık.

Mücevher stilinizde nasıl bir yere sahip?

Yasemin: Mücevher stilimin ayrılmaz bir parçası. Örneğin küpe ve yüzüklerim olmadan çıkmam.Aponïne’in Elegant Bonbons serisi ve yine birbiriyle kullanılabilen Mingle koleksiyonumuz tam da beni ifade ediyor.

Nisa: Boynumdan hiç çıkarmadığım su yolu kolyem ve annemin bana özel tasarladığı şahmeranım stilimin vazgeçilmez bir parçası oldu. Aponïne’i hayata geçirmemizden bu yana taktığım Mingle serisindeki yüzüklerimin onlarla uyumu çok hoşuma gidiyor.

Maddiyattan bağımsız olarak sizin için en değerli mücevheriniz hangisidir?

Nisa: Benim en değerli mücevherim annemin 18. yaşımda tasarlayıp hediye ettiği ve arkasında ailemizin baş harflerinin yazılı olduğu kolyem. Bence o paha biçilemez bir parça. Yaz aylarındayız, bu mevsim sizin için ne ifade ediyor?

Nisa: Yaz ayları benim için yılın favori zamanı. Bana ayrı bir enerji ve aynı zamanda huzur veriyor. Seyahat etmeyi her zaman çok seviyorum fakat yaz seyahatleri bana ayrı bir keyif veriyor.

Yasemin: Yaz benim enerjimi yenileyen, renk cümbüşünün sonsuz olduğu, ilham verici bir dönem. Sevdiklerimizle güzel sofralar etrafında toplanmak, uzun muhabbetler ve elbette deniz, benim için yazı çok özel kılıyor.