Sıcak Fauna
Paris’teki Haute Couture Moda Haftası dahilinde gerçekleşen mücevher sunumları, bu sefer sessiz bir sandalye kapmaca oyununa şahit oldu.
GÜNCELLEME TARİHİ: 28 Mayıs 2018
Dev markaların kendilerini özel ve farklı kılmak için izledikleri yol, yeni koleksiyonlarının anılacağı tek bir renkle öne çıkmaktı. Adeta rezerve etmek istedikleri koltuklarmış gibi; gökkuşağından seçtikleri tonlar, kendi stil kriterlerine göre kodlanarak seçkilerine dahil olmuştu.
Chanel, geçtiğimiz yıl buğdaya adadığı Blé de Chanel koleksiyonunda ilan-ı aşk ettiği sarıyı unutmamış, meşhur sembollerinden aslan figürünü yeniden işlediği koleksiyonu L'Esprit du Lion'da bu renkle tekrar buluşmuştu. 4.68 karatlık bir safir ve toplam değeri 111.18 karatı bulan beril taşlarıyla süslediği taşkın parçalarında, sarı pırlantayla sınırlı kalmak istemediğini göstermiş ancak sarı altın montür ve zincirlerle yan yana gelen beyaz pırlantalı tasarımlarında göz yorucu olma riskinin sınırlarına dayanmıştı.
Dior Joaillerie, son koleksiyonu için gizli bölmeleri olan madalyon tarzı parçalar hazırlamış
Aslana gelirsek; Mademoiselle Coco Chanel'in burcu ve dolayısıyla tılsımı olması sebebiyle tekrar tekrar karşımıza çıkacaksa eğer, Chanel'in tıpkı değerli taş seçiminde izlediği açık fikirlilikte olduğu gibi, onu daha yenilikçi bir dille yorumlaması, déjà vu yaratmaktan kaçınması gerekecek.
Hayvanlar alemine düşkünlüğüyle bilinen bir diğer marka olan Boucheron, 160 yıllık tarihini kutladığı Vendorama sergisinde bir yandan arşivlerine ışık tutarken, diğer yandan yeni parçalarını beğeniye sundu. Tavuskuşu tüyünü küçük ve büyük olmak üzere iki ayrı boyda yorumladığı Plume de Paon serisinde sanki 'jewellery' ile 'high jewellery' arasındaki farkı gözler önüne sererken, Les Diamants de Couleur koleksiyonunda renkli pırlantaların ne kadar nadir bulunduklarının altını çiziyordu.
Son koleksiyonunda kurucusu Gabrielle Coco Chanel'in tılsım olarak gördüğü aslan figürünü bir kez daha işleyen Chanel, 1200 adet pırlantalı bir kolyeden 30 karatlık sarı Fancy Yellow pırlantaya, kullandığı değerli malzemelerle mücevherde görkem dozajını yükseltmiş
İmzası haline gelen soru işareti formlu kolyesinde yer verdiği 3.48 karat mavi pırlanta veya yüzük tasarımına yerleştirdiği 2.05 karat pembe pırlantanın, Brezilya ve Batı Afrika'daki madenlerden çıkarılan tüm pırlantaların sadece yüzde 0.1'ini temsil ettiğini not düşmeli.
Piaget'nin Sunlight Journey adını verdiği pozitif koleksiyonunda, akuamarin ve opal gibi denizi çağrıştıran tonlar ön planda.
Uzak diyarların bahsi geçmişken; Lydia Courteille, Arjantin'e yaptığı son seyahatte yolu rodokrozit ile yeniden kesişince, yeni parçalarının bu pembe taş etrafında döneceğini anlamış. İnkalar, And Dağları'nın yerli kabileleri ve İspanyol kültünü harmanlayan tasarımcı, flamingo, kalp ve yelpaze gibi türlü formu gerçeküstü bir dilde Rosa del Inca adlı yeni, çarpıcı koleksiyonunda buluşturmuştu. En az Courteille kadar sınırsız bir hayal gücüne sahip olan Victoire de Castellane ise Dior için hazırladığı Dior à Versailles, Pièces Secretes koleksiyonu için Versailles'ın sırlarla saklı çekmeceleri ve gizli geçitlerinden ilham almıştı. Yüzük ve kolyeler, hareketli kapakları açılınca içlerinde gizli kurukafaları gözler önüne seriyor, antika mücevherleri, hatta Memento Mori veya Vanitas sanat akımlarını hatırlatıyorlardı. Castellane'ın tanzanitten spinele, indgolitten opale uzanan değerli taş paleti, bu alandaki uzmanlığını, parçaların altın montürlerine kazandırılan rölyefler ise Dior atölyelerinin zanaat ustalığını kanıtlıyordu.
Altın oymacılığı deyince akla gelen ilk isim olan Piaget ise yüzeyler üzerinde fırça izlerinin seçilebildiği brossé tekniğini Sunlight Journey koleksiyonunda güneşin ışınlarına benzetmiş, denizin mavisi başta olmak üzere yazın sıcak renklerini özgürce kullanmıştı. Ayrıca gerçek kuş tüylerini mücevherlerine entegre edişiyle, onun da bir yerde hayvan trendine dahil olduğu söylenebilir.
Alexandre Reza, Birmanya safirleriyle maviye olan beğenisini dışa vurmuş
Paris, sadece büyük mücevher evlerini değil, tıpkı Lydia Courteille gibi bireysel tasarımcıları da kucaklamasıyla High Jewellery'nin merkezi haline gelmiş olabilir. Alexandre Reza, mavi Birmanya safirlerini mıhladığı, bir kurdele jestini andıran mimari parçalarıyla bu ekolü modern çizgide sürdürürken, yeni jenerasyondan Dauphin dikkate en değer isim. Kurucusu ve tasarımcısı Charlotte Dauphin de la Rochefoucauld, bir kumaşı andıran hareketli parçalarıyla parmaklara alışılmadık bir siluet kazandıran Fluid Captured yüzükleri ve ilk defa kullandığı yakutlarıyla, Dauphin'in sadece birkaç yılda nasıl fenomene dönüştüğünü açıklar gibiydi.
Tüm bu harikaların, bir sonraki yüksek mücevher sunumlarına kadar sabretmeyi zorlaştırdıkları kesin...
L'Esprit du Lion koleksiyonunda başrolü aslana veren Chanel, haliyle sarı renge yoğunlaşmış. Dazzling isimli bu kolyede toplam 111.18 karat sarı beril taşı ve 454 karat brillant kesim pırlanta kullanılmış