Silikon vadisi kadınları dışlıyor!
LIFESTYLE

Silikon vadisi kadınları dışlıyor!

Kadın girişimciler için teknoloji şirketi kurmak çok zor...

GÜNCELLEME TARİHİ: 26 Nisan 2010

Candace Flemıng'in özgeçmişinde, Stanford Üniversitesi'nden aldığı endüstri mühendisliği ve İngiliz Dili ve Edebiyatı çift anadal diplomasına ek olarak, Harvard Üniversitesi'nde yaptığı işletme yüksek lisansı var. Ayrıca bir dönem Hewlett-Packard'da yöneticilik yapmış ve küçük bir yazılım şirketinin müdürlüğünü yürütmüş.

Ancak 2007 yılında ortaklarıyla birlikte kurduğu Crimson Hexagon şirketine sermaye bulmaya çalışırken, tuhaf şeyler yaşamış Fleming.

Görüştüğü bir risk sermayecisi, kartvizitinin olmayışını sorun etmemiş çünkü kart olsaymış bile üzerinde unvan olarak sadece "anne" yazacağını söylemiş. Yatında çektirdiği çıplak fotoğrafını gösteren bir diğeri, onu yat gezintisine davet etmiş. Kocasının bisiklet meraklısı olduğunu öğrenen üçüncü girişimci, ona hazırladığı iş planından çok, bisiklet kullanmanın eşinin üreme sağlığı üzerindeki etkileriyle ilgili sorular sormuş.

Görüştüğü 30 girişim sermayesi şirketinden hiçbirinden destek alamamış. Sonunda 2008'in Mart ayında kadın girişimcilerin kurduğu şirketlere yatırım yapan Golden Seeds adlı fonun da aralarında bulunduğu yatırımcılardan 1,8 milyon dolar sermaye toplamış.

37 yaşındaki Fleming, "Hâlâ böyle şeyler yaşandığını bilmiyordum. Özellikle son birkaç yıldaki gibi riskli dönemlerde, bazı yatırımcıların yatırım kararlarını belli kalıplara dayanarak verdiğini öğrendim" diyor. Fleming, sahibi kadın olan şirketlerin bu "kalıba uymadığını" belirtiyor. Çoğu kişiye göre, günümüzün teknoloji dünyasında açık bir cinsiyet ayrımcılığı pek kalmadı. Ama Fleming'in karşılaştığı engeller hiç de istisna değil. Silikon Vadisi, New York, Austin-Texas ve Fleming'in yaşadığı Boston gibi teknoloji merkezlerinde birçok şirket faaliyette. Herkesin sadece yeteneklerine göre değerlendirildiği bir sistem kurmakla övünen bu şirketler, iyi bir fikre sahip olan insanların eğitim düzeyine, yaşına ve konumuna bakılmadığını söylüyor.

Oysa konu kadınlar olunca, durum değişiyor. Kadın Girişimcileri Araştırma Merkezi'nin verilerine göre, ABD'deki şirketlerin yüzde 40'ı kadınlara ait. Kadın girişimcilere danışmanlık yapan ve kâr amacı gütmeyen Astia adlı kurum, sermaye desteği alan teknoloji şirketlerinin sadece yüzde 8'inin kadınlar tarafından kurulduğunu belirtiyor.

Bu uçurum, girişimcilikten başka alanlarda da gözlemleniyor. En büyük 100 teknoloji şirketindeki üst düzey yöneticilerin yalnızca yüzde 6'sı kadın. ABD'deki Ulusal Kadın ve Bilişim Teknolojileri Merkezine göre, teknoloji şirketlerindeki yazılım mühendislerinin yüzde 22'si kadın. Ulusal Risk Sermayesi Derneği, yeni kurulan teknoloji şirketlerine destek veren sermayecilerin sadece yüzde 14'ünün kadınlardan oluştuğunu vurguluyor.

İşin içine ırk faktörü dâhil olunca, durum daha da vahim bir hale geliyor. Siyahîler, Asyalılar veya Latin Amerika kökenliler, bilişim sektörü çalışanlarının çok küçük bir bölümünü oluşturuyor. Bunların içindeki kadın çalışanların oranı ise, daha da düşük.

Teknoloji hızla değişirken, sektör hâlâ erkek egemenliğinde.

Büyük ölçekli risk sermayesi şirketi Kleiner Perkins Caufield & Byers'ın ortaklarından Aileen Lee, "Belli grupları dışlamak için özel bir çaba gösterilmiyor. Ancak başvuranların çeşitliliği kısıtlı" diyor.

Risk sermayecisi Cindy Padnos'un hazırladığı rapora göre, kadın girişimciler teknoloji şirketlerinin performansını olumlu yönde etkiliyor. Yakın zamanda, kadınların yönettiği şirketlere yatırım yapan Illuminate Ventures şirketini kuran Padnos, "Cinsiyet dağılımının dengeli olduğu kurumlar daha yenilikçi. Yenilikçilik de ileri teknoloji şirketleri için hayati önem taşıyor" diyor.

Padnos'un şirketine benzer şirketler, kâr amacı gütmeyen Ulusal Kadın ve Bilişim Teknolojileri Merkezi gibi kurumlar ile Astia ve Springboard Enterprises, aynı amaç için çalışıyor. Bu kuruluşlar farkındalık yaratarak, kadınlara yol göstererek ve onları yatırımcılarla buluşturarak sorunu çözmeye çalışıyor.

Astia'nın mütevelli heyeti üyelerinden Monica Morse, "Silikon Vadisinde olumlu bir değişim yaşanacak. Artık para kazandıracağı düşünülen kişi kadın bile olsa desteklenecek" diyor.

Hindistan göçmeni 27 yaşındaki Poornima Vijayashanker, California'nın Palo Alto bölgesindeki evinde küçük işletmelere yönelik yazılımlar geliştiren BizeeBee adlı bir şirket kurmuş. Birkaç yıl içinde evlenmeyi planlayan Vijayashanker, bir teknoloji şirketi kurup yönetmenin çocuk yetiştirmeye fazla olanak tanımadığını belirtiyor. Ona göre, birçok kadın sırf bu yüzden kendi işini kurmaktan yerine büyük şirketlerin çalışanı olmayı tercih ediyor.

Vijayashanker, "Kadınların aile kurmak gibi birtakım öncelikleri var. Oysa haftada 60 saat çalışmak çok zor çünkü bunun için hayatınızı feda etmelisiniz" diyor.

Karen Watts, 27 yaşındayken Rivals. com adlı yeni kurulmuş spor şirketinin finans direktörü olmuş. Bu işte çalışırken, sıradan evrak işlerini otomasyonla halletmenin sağlayacağı avantajların farkına varmış ve işletme muhasebesi yazılımları üreten Corefino isimli bir şirket kurmaya karar vermiş. Ancak Corefino'yu, dört ayrı şirkette daha çalıştıktan sonra kurabilmiş. Watts o zamanlar, "Her şeyi öğrenmeliyim, her ayrıntıyı hesaba katmalıyım. Hiçbir şeyi atlamamalıyım" diye düşündüğünü söylüyor.

Çoğu uzmana ve girişimciye göre, iş kurmak isteyen kadınların bunu erkeklere kıyasla daha geç yapmasının nedeni, güven eksikliğinden kaynaklanan tutumlar. Kadınların daha zor sermaye bulabildiğinin Watts da farkında. Watts kendi işini kurarken, kadın girişimcileri destekleyen ve ortakları arasında kadın bulunan risk sermayesi şirketlerinin kapısını çalmış.

Watts, "Sermaye bulmak için gittiğiniz şirkette üst düzey bir kadın yönetici yoksa birçok engelle karşılaşırsınız. Oysa zaten girişimciliğin kendisi zor bir iş" diyor.