Sosyal medya sosyal sorumluluk peşinde
LIFESTYLE

Sosyal medya sosyal sorumluluk peşinde

Van Depremi'nde sosyal medya üzerinden örgütlenen yardımlar çok konuşuldu. Blog yazarları da, sosyal medyanın gücünün ve sorumluluklarının bilincinde olduklarını göstermek için Sorumlu Blog oluşumunu kurdu

GÜNCELLEME TARİHİ: 10 Kasım 2011

Miray Uçar/ Sabah

Van'ı vuran 7.2'lik deprem eski acıları hatırlattı. Ancak bu kez önemli bir farkla! Bundan 12 yıl önce Steve Jobs 'elmayı henüz ısırmamışken', Facebook'un kurucusu Marc Zuckerberg lisede inek bir öğrenciyken, internetin sadece pahalı bir eğlence aracı olduğu düşünülürken, Gölcük Depremi'yle yüz yüze geldik. Çalışmayan telefon hatları yüzünden Gölcük ve çevresinden haber almanın tek yolu televizyondu, ancak televizyonlarda gördüklerimiz gerçeğin sadece yarısıydı... Şüphesiz ki Van Depremi'nin farkı, sosyal medya sayesinde ne kadar güçlü kenetlenebildiğimizi görmemiz oldu. Twitter ve Facebook'un başı çektiği sosyal ağlar sayesinde deprem sonrası durumun vahametini, ihtiyaçları ve yardım merkezi bilgilerini öğrenmek hiç de zor olmadı. Tabii bunda sosyal medya yazarlarının etkisi yadsınamaz. Yazdığı tek bir satırla, deyim yerindeyse kitleleri peşinden sürükleyen blog yazarları felaketin ilk saatlerinden itibaren kriz masası titizliğinde çalışarak, okuyucularına en doğru bilgiyi ulaştırmaya çalıştı. Blog yazarları, 'yeni medyanın gönüllü muhabirleri' olarak biliniyor. Nitekim yaptıkları işler de küçümsenecek cinsten değil. Etki alanı gün geçtikçe büyüyen sanal dünyayı daha verimli kullanmak isteyen bir grup profesyonel blog yazarı, kurdukları 'Sorumlu Blog' oluşumuyla, sosyal sorumluluklarının bilincinde olduklarını göstermeyi amaçlıyor. Van Depremi'nde deprem bölgesine giderek oradaki durumu sıcağı sıcağına aktaran Deniz Eslek ve Berkant Akarcan, Sorumlu Blog oluşumunun iki genç gönüllüsü. Deprem haberini aldıkları anda ilk uçağa atlayan Deniz ve Berkant, arkalarına ailelerin, arkadaşlarının ve blog yazarlarının desteğini alarak gittiklerini söylüyor. Kimi onlara uyku tulumlarını vermiş, kimi kalacakları çadırı temin etmiş, kimiyse kiralayacakları araç için para yardımında bulunmuş. Ancak en büyük desteği orada tanıştıkları ailelerden görmüşler. Kalacak yer, koruma ve hepsinden öte Türk misavirperverliğiyle gönüllerini fethetmiş Van halkı. Deprem sonrası bölgede her türlü yardım çalışmasına katıldıklarını söyleyen Deniz Eslek "Yapabileceğimiz ne varsa yaptık. Yeri geldi enkazdan ceset çıkarttık, yeri geldi tırlardan yardımların indirilmesine yardım ettik. Köyleri dolaşıp insanların neye ihtiyacı olduğunu belirlememiz, yardımların oralara da ulaşmasına katkı sağladı. Ama en önemlisi geleneksel medya sansürünü aşıp, dakika dakika insanlara doğru ve kesin bilgiler gönderdik," diyor. Sosyal medyanın böylesi felaketlerdeki misyonuna dikkat çeken Berkant Akarcan ise, sosyal medyanın yardım toplanmasında büyük bir rol oynadığını, ancak bilgi kirliğine karşı önlem alınması gerektiğini savunuyor.

VAN İLK ÖRNEK DEĞİL
Sorumlu Blog, sosyal medya kimliklerinin sosyal sorumluluk çatısı altında buluştuğu ilk proje değil. Geçtiğimiz ekim ayında Taksim Metro İstasyonu'nda sergilenen 'Bize İyi Kalbin Gerek' fotoğraf sergisi, Türkiye'de konuşulmaya bile korkulan HIV/AIDS farkındalığını artırmak ve ön yargıları kırma amacı taşıyordu. Kasım itibariyle alışveriş merkezlerini dolaşmaya başlayan serginin ilk durağı Marmara Forum Alışveriş Merkezi. Bundan sonraki projelerinde yine konuşulmaktan korkulan konulara dikkat çekeceklerini vurgulayan Sorumlu Blog gönüllüleri, sosyal medyanın gücünün geleneksel medyayla yarışır hale geldiğinin en büyük göstergesi.