Ters köşe illüzyonlar
Cartier’nin mücevherleriyle yarattığı optik oyunların son ortağı; Cactus koleksiyonunun yeni yüzü, İtalyan süpermodel Mariacarla Boscono.
GÜNCELLEME TARİHİ: 4 Ağustos 2018
Güneş Uysalefe
Bundan tam iki yıl önce, 2016 Temmuz'unda Palais de Tokyo'dayız. Cartier'nin yeni mücevher koleksiyonu Cactus de Cartier'nin Paris'teki tanıtımı, tam da adını ve şeklini aldığı bitkinin aykırı doğasında; aynalarla kaplı odalar içinde kum tepecikleri, ortalarında ise yeşil ve turuncu değerli taşlar ile pırlantaların eşleştiği, küçüklü büyüklü kaktüs formlu tasarımlar...
Cartier'nin başrole taşıdığı tek çiçek olan kaktüs, koleksiyonun yeni üyelerinde lapis lazuli ve krizopras gibi değerli taşlarla yorumlanmış
Fransız markanın prestijli tarihinde bir mihenk taşı oldu aslında bu koleksiyon. 170 yıl içinde asiller ve film yıldızlarıyla anılmış, ustalığıyla ağırlığını ortaya koymuş, panteriyle tanınmıştı ve şimdi, çizgilerin dışına taşan espritüel kaktüslerle karşımızdaydı. Cartier, romantizmdi, seksapeldi, tutkuydu, zarafet ve kraliyetti. Rengarenk topçuklarıyla çıkagelen Cactus ise işte bu kendi çizdiği çerçeveyi kırdığının ilk işaretiydi. İnce beli, yüksek topukları, beresi ve şuh bakışlarıyla karikatürize edilen Parizyen steryotipi nasıl ki Paris'te karşınıza çıkmıyorsa, Cartier de sanki bu sefer ait olduğu şehrin yarattığı bu fantezi için değil, sınırları aşan bir hayalgücüyle, başka bir gerçeklik için üretmiş gibiydi.
Cactus de Cartier 2018 kampanyasında Mariacarla Boscono
Belki bu, sosyal medya çağının gerektirdiği bir reform dahi sayılabilirdi; aynı yıl Sofia Coppola ve o gece Monsieur Bleu restoranda devam eden Cactus kutlamalarında salına salına gezinen Bianca Brandolini, markanın 'arkadaşları' ilan edilmişler, tanıtım görsellerinde yer almışlardı. Cartier'nin panter ruhu, bir bedene sığamayacak kadar güçlüydü belki ama onu yansıtabilecek karakterde kadınlar vardı işte. Her şey dijitalize olup, terabaytlardan oluşan bir kodlamanın yarattığı kurmaca görsellere dönüşürken, insani bir dokunuşa duyulan özlemin manifestosuydu bu. Ve çölde, yoklukta açan kaktüsün sembolize ettiği yeniye duyulan umut şimdi, 2018 yazında yine Cactus ve yeni elçisiyle filiz vermekte.
Kuzguni saçlar, porselen beyazı bir ten, sert bakışlar, güçlü adımlar... Mariacarla Boscono, kıvrımlı ve yumuşak feminenliğin zıttı denebilecek duruşuyla çoğunluğun arasından sıyrılarak top model mertebesine ulaşmış, yeni jenerasyon efsanelerden. Bir erkek çocuk annesi olan 37 yaşındaki İtalyan, hacimli ölçüleriyle Cartier'nin belki de en grafik ve mimari koleksiyonu Cactus'ün yüzü olarak, sanki hakkındaki algılarla sınırlı kalmak istemeyen markanın kendisi gibi, bu reklamlarda boyut değiştiriyor. Hayır, ne kahkahalar atıyor, ne de femme fatale'ı canlandırıyor.
Boscono, kampanya karelerinde Cactus'ün taşıdığı ironik mizacı yansıtan, gerçeküstü bir hikayenin parçası
Boscono, yine siyahlar içinde kendine has gizemli aurasını koruyor ama mizahla. Lapiz lazuli ve krizoprasın boncuklar halinde altın montüre yerleştiği kolyeyi veya avanturin taşların ucunda özgürce sallandığı pandatifi taşıyan Boscono, fotoğraf ve videolarda gerçeküstü yetenekler sergiliyor; aynadaki yansımasında beğendiği kolyeyi elini uzatıp alıveriyor, krokodil Cactus çantanın içine adeta dalarak mücevherler bulup çıkarıyor, taktığı kaktüs formlu devasa yüzüğü bir plağı çalmak için iğne yerine kullanıyor...
Sarı altın montürün baskın tonu ve pırlantalar, Cactus parçalarına ait renkli detayların öne çıkmasını sağlıyor. Tıpkı krizopras ve lapis lazuli taşıyan bilezikte olduğu gibi
Kullanılan makyaj ve ışık ile Boscono ne kadar 'filtresiz' ve doğal bir görünüme sahipse, paylaşılan kısa hikayelerinde Cactus'ün yeni savı da bir o kadar uçuk! İşte, tüm bu algı oyunları, Cartier'nin kavranamayacak ölçülerdeki yaratıcılığını dile getirmeleri için tasarımlarına yardımcı oluyor.