Uzak Doğu’da Yüksek Tempo

Yazar: İlker Topdemir

Hong Kong, 261 adadan oluşuyor ve dünyanın en kozmopolit özerk bölgelerinden biri olarak biliniyor. Her seyahat öncesi gideceğiniz yerle ilgili mutlaka bir fikriniz vardır ancak Hong Kong sürprizlerle dolu ve size tahmin ettiğinizden çok daha fazlasını sunuyor. Zira bahsi geçen, gecesi gündüzü ayrı güzel olan şahsına münhasır bir ada. Türkiye ile Hong Kong arasında beş saatlik bir fark var ve seyahatlerinizde vizeye ihtiyaç duymuyorsunuz. Ancak nemin en az olduğu ekim ile aralık ayları arası, şehri keşfetmek için ideal. Havalimanı ile şehir arası en kolay ulaşım, taksi ya da Uber ile gerçekleşiyor. Bu araçlarla 30 dakika içinde şehir merkezindesiniz!

Hong Kong'un enerjisi çok yüksek: Her tarafından yükselen gökdelenler, birbirinden büyük binalar ve rengarenk neon ışıklar ile cıvıl cıvıl bir atmosfer sizi bekliyor. Sınırsız konaklama ve yeme-içme opsiyonları da...

Geniş metro ağı, çok sayıda otobüs ve taksi sizi bir yerden diğerine kolayca ulaştırıyor. Günün her saati yoğun olsa da diğer metropollerle karşılaştırdığınızda buranın ruhu bambaşka. Hiçbir yerde rastlayamayacağınız kadar çok alışveriş merkezi ve lüks marka bir arada. Öte yandan lokal marketler ve pazarlar da otantik bir deneyim vadediyor.

OTELLER

Rosewood Hong Kong

Şehrin en yeni oteli olan Rosewood Hong Kong toplam 413 oda ve 91 özel süitten oluşuyor. Burası 11 Michelin restoranı, Asaya Spa'sı ve The Manor Executive Lounge ile şahane bir yer. Her köşesi birbirinden eşsiz olan otelin manzarası ise Kowloon Bölgesi'nden Hong Kong'u kuşbakışı izlemenize olanak sağlıyor. Servisin en üst düzeyde olduğu otelde İtalyan lezzetleri sunan BluHouse ve Asya restoranı The Legacy House favoriler arasında.

The Peninsula Hong Kong

1928'den beri şehrin en havalı ve lüks alternatifi olan The Peninsula Hong Kong bulunduğu konumuyla, içindeki alışveriş merkeziyle, restoranları ve meşhur spa'sıyla ikon statüsünde. Toplam 300 oda ve süitten oluşan otelde hep bir yoğunluk hakim. Popüler bir lokasyonda konumlandığından hem kafesi hem de restoranları için önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Bünyesinde yedi restoran bulunuyor ancak içlerinde en çok öne çıkan Spring Moon. Michelin yıldızlı bu Çin restoranı, yemekleri ve sunumuyla hayranlık uyandırıyor.

Gün içerisinde mola verebileceğiniz keyifli kafeler arasında iki adres bulunuyor. Bunlardan ilki şehrin Shenung Wan bölgesindeki antika pazarının yakınında konumlanan Halfway Coffee. Kahve çeşitleri ve nostaljik Hong Kong bardakları ile oldukça popüler bir yer. Film sahnesinden çıkmış gibi duran mimarisiyle kesinlikle görülmeye değer.

Diğeri ise bir Japon markası olan ve hem Hong Kong hem de Avrupa'nın farklı şehirlerinde şubeleri bulunan Omotesando Koffee. Japon titizliği ve mükemmeliyetçiliğiyle hazırlanan kahveleri ile menüsündeki lezzetli sandviçleri harika.

Restoran alternatiflerine gelince… Lokal ve ün salmış bir aile restoranı olan Maks Noodle, Hong Kong'da noodle severlerin bir numaralı mekanı. Sadece nakit çalışan restoranda, önünüzde taze açılan noodle makarnaları alışkanlık yapabilecek kadar lezzetli. Mandarin Oriental Hong Kong'un 25. katındaki Michelin yıldızlı Man Wah ise 1968'den beri hizmet veriyor. Panoramik şehir manzarası sunan ve yeni renove edilen restoranda, müthiş bir dumpling seçkisine Çin mutfağının imza yemekleri eşlik ediyor.

PDT (Please Dont tell) Cocktail Bar, The Landmark otelin içinde konumlanan bir gizli kokteyl bar. New York'un ardından ikinci şubesini Hong Kong'da açtı. 18.30 itibariyle hizmet veren mekanın girişi bir telefon kulübesi ve sadece 25 kişi kabul ediyorlar. Hiç reklam yapmadan ününü kulaktan kulağa yayılarak elde etmiş PDT, Hong Kong'un olmazsa olmazları arasında. Dünya mutfağından seçkiler eşliğinde birbirinden farklı Hollanda ve Belçika biraları deneyimlemek isteyen turistlerin ve lokallerin uğrak noktası ise Frites Restaurant. Müthiş et çeşitleri, hamburgerleri ve makarnaları ile meşhur olan restoran iş çıkış saatlerinde çok kalabalık. Frites'in şehrin farklı bölgelerinde şubeleri de bulunuyor.