Yaşı geri çeken diyet
Belirli sürelerle aç kalmayı gerektiren ve Aralıklı Oruç olarak tanımlanan beslenme planı mercek altında.
GÜNCELLEME TARİHİ: 31 Mart 2018
Öğünlerin belirli sürelerde tüketilmesini gerektiren Aralıklı Oruç (Intermittent Fasting/IF) programında, kalori kısıtlaması ve protein yoğunluklu beslenme sonucu daha hızlı kilo kaybı meydana geliyor ve aç kalmaya bağlı olarak salgılanan hormonların değişimi de yaşlanma karşıtı etki gösterebiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ferin Batman, bu programın uygulanabilirliğinin ve devamında görülen olumlu etkilerin kişiden kişiye değişebileceği konusunda uyarıyor: "Bu planda kişinin yaşam stili, hastalık geçmişi, kan bulguları gibi pek çok etkeni göz önünde bulundurmalıyız. Ben, ofis ve online diyet programlarımda, bu planı uygulamaya hevesli olan danışanlarım için öncelikle ayrıntılı bir değerlendirme yapıyorum. Program için uygun olup olmadıklarını değerlendirip, gerekli durumlarda haftada 2 gün sistemi ile kısa süreli programı tercih ediyorum. Programlarımda göz önünde bulundurduğum en önemli nokta ise danışanlarımın yeme aralıklarını en sağlıklı seçimlerle geçirmeleri."
Bu beslenme planının, vücut kompozisyonunu ve genel sağlığı iyileştirmek için kısa süreli olarak uygulanması tavsiye ediliyor. "Program temel olarak size ne yemenizi değil, ne zaman yemeniz gerektiğini söyler. Önemli olan, yemek yenilen zaman dilimlerinde sağlıklı tercihler yapmaktır" diyen Batman, kısaca IF olarak adlandırılan planın nasıl uygulandığını şöyle anlatıyor: "Günümüzde IF, üç farklı popüler yöntemle uygulanıyor. Öncelikle açlık süresi ve yemek yenilen saat dilimi belirleniyor. 12:00-18:00 arasında 2 öğün yapılmasına ve maksimum 500- 600 kalori alınmasına izin veriliyor. Diğer zaman dilimleri ise egzersiz ve oruç süresine ayrılıyor. Bu yöntem ile günün 8 saati yemek yiyorsunuz, kalan 16 saatte kalori içeren herhangi bir yiyecek tüketmiyorsunuz. Bu sürede sadece su, çay, kahve tüketimine izin veriliyor. Programın sağladığı etkiler de açlık dediğimiz periyotlarda vücutta birtakım hormonal değişikliklerin meydana gelmesiyle görülüyor.
İkinci yöntem, Ye-Dur-Ye olarak bilinen, haftada 1-2 gün 24 saatlik açlığın hedeflendiği yöntem. Açlık günlerinde su, sade kahve gibi kalorisiz içecekler tüketebilirsiniz. Ancak 24 saatin sonunda sağlıksız yemeklerden oluşan aşırı tüketimlerden kaçınılmalı. Üçüncü yöntem, 5:2 metodu olarak bilinmekte. Bu yöntemde haftada 2 gün kadınlar için 500, erkekler için 600 kalorilik bir diyet programı uygulanıyor. Kalan 5 gün normal gereksinim kadar besleniliyor."
Peki, bu beslenme planı uygulandığında vücutta ne gibi değişiklikler meydana geliyor? "Açlık durumunda vücutta kan şekeri düzeyleri düşer, insülin hormonu azalır ve bu durum büyüme hormonunda artış meydana getirir. Büyüme hormonu aynı zamanda yağ yakımını da destekleyerek kilo vermeye yardımcı olur. Vücudumuzda yağların yakılması için belirli bir süre açlık gerekir. Çünkü vücut enerji kaynağı olarak ilk önce karbonhidrat depolarını kullanır. Sonrasında açlık süresine göre yağ yakımı devreye girer. Aynı zamanda bu plan bir çeşit detokstur. Belirli aralıklarla yapılan açlık periyotları ile toksinleri hücrelerimizden atmamız mümkün. Böylece ciltten yaşlanmayı tetikleyen toksinleri de uzaklaştırarak süreci geciktirebiliriz."
Beslenme ve Diyet Uzmanı Banu Kazanç, herhangi bir beslenme modeli uygularken, kendinizi önemsemeniz, araştırmacı olmanız, alışkanlıklarınıza en uygun diyet modelini benimsemeniz gerektiğini söylüyor: "Çünkü siz özelsiniz, bu yüzden beslenmeniz de özel olmalı ve en önemlisi size uymalı. Sihirli formül; denge ve ölçü. Sağlıklı, yeterli ve dengeli bir diyetin temelinde kişinin ihtiyacı olan kalori sağlanmalı. Önemli olan, tercih edilen beslenme programının uzun dönem etkileri."
Kazanç'a göre Aralıklı Oruç, belirli bir yeme düzeni oluşturmaması sebebiyle başarı yakalanması zor bir beslenme planı. "Kişiler, kısıtlanan günlerin dışında daha büyük porsiyonlardan oluşan öğünler yemeye eğilimli oluyorlar. Belli zaman dilimlerinde aç kalmak, özellikle sağlık sorunlarınız varsa dikkat gerektirir. Bu sistem herkese uygun olmayabilir. Tabii, kilo verme programlarında özellikle plato olarak isimlendirdiğimiz, vücudun kilo vermeye direndiği dönemlerde metabolizmayı şaşırtıp, şok etkisi yaratacak beslenme ve kalori değişimleri uyguluyoruz." Uzun dönemde başarıyı hedeflemek için Kazanç, beslenme programınızın çeşitli besin gruplarından oluşması gerektiğini söylüyor. "Eğer bir beslenme programı belli besin gruplarına ağırlık veriyor, belli yiyecekler hiç yer almıyorsa yanlış yapılıyordur. Herkesin yaş, cinsiyet, boy, kilo ve aktivitelerine göre değişen kalori ihtiyacı olur. Programda her besin grubu yer almalı; meyve ve sebze, tahıllar, yüksek kaliteli protein, yeterli süt veya diğer kalsiyum kaynakları ve sağlıklı yağlar olmalıdır. Sağlıklı bir diyet, karbonhidratlar, yağlar ve proteinlerin doğru oranlarından oluşur. Kalorilerin yaklaşık yüzde 50'sini karbonhidratlardan, yüzde 30'unu yağlardan ve yüzde 20'sini proteinden elde etmeniz sağlıklı kabul ediliyor."