Yemeğe dair herşey…
MODA HABER

Yemeğe dair herşey…

Günlük buluşmalarımızın, yemek sohbetlerimizin, özel anlarımızın buluşma adresi genellikle sofralar oluyor. Bizim buluşma adresimizde Cafe Ruj’da "Yemeğe dair herşey..."

GÜNCELLEME TARİHİ: 24 Aralık 2009

Yemek ile ilgili sizlerle beraber olma teklifi geldiğinde köşenin ana hatları nasıl olmalı diye düşünürken, 'yemek' kelimesinin hayatımızda ne kadar fazla geçtiğini fark ettim;

- Akşam bize yemeğe gelir misiniz?,
- Hafta sonu buluşup güzel bir yemek yiyelim mi?,
- Bugün toplantıyı öğle yemeğinde yapsak mı?
gibi konuşmalar hepimizin yaşamının içinden.

Öylesine geniş ve detaylı bir konu ki… Gün 24 saat, günün uyku dışında kalan bölümünün ortalama 4-5 saatini yemek ile ilintili yaşıyoruz. Hele tatil günlerinde bu vakit daha da uzayarak keyifli sohbetlerle süsleniyor. Bu kadar uzun vaktimizi alan yemeğin hazırlanması mı, malzemeleri mi, sağlıkla ilgisi mi, sunumu mu, bulunduğu şık sofralar mı, yoksa her yörenin, her ülkenin farklı tatları mı derken her türlü detayı sizlerle paylaşmak istediğimi fark ettim. Hal böyle olunca da ismimiz ''Yemeğe dair herşey '' oldu.

Günümüzde sosyalleşmek için yemek yapmayı bilmek neredeyse şart oldu. Yaşanan ekonomik kriz sebebi ile eskisi kadar çok dışarı çıkmayan insanlar birbirlerini, özlediğimiz eski günlerdeki gibi evde ağırlamayı tercih eder oldular.



Ben, Pınar Kabaca, bu aydan itibaren her hafta sizlerle, leziz ve değişik yemekleri, sofra düzenini, yemek ve sofranın püf noktalarını, mevsimlere göre değişik tatları yani her defasında hayatımızı renklendirecek farklı başlıkları paylaşmaya çalışacağım. Farklı bakışlarla yemek kültürünü, yöresel tatları, sofra kurallarını yani yemekle ilgili her konuyu konuşacağız. Bazen bir yemek türünü, bazen de özel bir günün menü ve dekorunu… Konu konuyu açarsa da artık nereye giderse oraları ziyaretle devam edeceğiz paylaşımlarımıza. İster yeni tariflerle, ister yemek ile ilgili diğer konularla, varsa sorularınızla her zaman özel davetlimsiniz!

İnsanoğlu enteresan; sarışın olan esmer olmak, kıvırcık saçlı olan düz saçlı olmak, çok uzun boylu olan daha kısa olmak ister… Çok sıcakta bunalır serinlik ister, kar yağarken deniz kenarı düşler…
Bizler mevsimler ve ürünler konusunda oldukça şanslıyız. Dört mevsimi dengeli yaşıyor ve hemen hemen her çeşit sebze ve meyveyi tadabiliyoruz güzel yurdumuzda.

Ben de artık yazın son günlerinde sonbaharı ve kış günlerini özler, karpuz peynirden kışın olmazsa olmazı çorbalara terfi etmeyi bekler oldum. Evet! Dumanı tüten çorbanın lezzetlisi, insanın içini ısıtmasının yanı sıra içtikçe meraklandırmalı bence. 'İçinde ne var acaba? Bu tadı nereden almış ?' dedirtmeli. Yani, özgür ve özgün olmalı çorbalar.

Özellikle kış sofralarının olmazsa olmazı çorbalarımızın özgürlüğü nereden geliyor diyeceksiniz. Sizin ne kadar özgür hissettiğinizden! Değişik malzemeleri deneme yanılma yöntemiyle birleştirerek siz de özel çorbalar deneyebilir, sofranızdaki monotonluğu kırabilirsiniz; tabi ki denemeler önce mini porsiyonlar halinde olmalı ki kazara kötü bir sürpriz olursa ziyanınız az olsun. Ama yılmadan aktarlardan değişik tatlar alıp deneyerek 'bundan da çorba mı olur dediğiniz' malzemeleri cesurca kullanarak size özgü tatlar yakalayabilir ve Michelin 3 yıldızlı şeflere taş çıkartabilirsiniz.

Bu arada "Michelin yıldızı" ne demektir biliyor musunuz?
Michelin yıldızı, dünyanın en iyi restoran ve otellerini yıldızlarla ödüllendiren bir rehber niteliği taşıyor. Oysa 1900 yılında ilk kez basıldığında TIR ve kamyon şoförleri için tasarlanmıştı. Michelin firması Fransa'daki şoförlerin yolculukları boyunca konaklayabilecekleri otelleri, pubları, umumi tuvaletleri, benzin istasyonlarını kolayca bulabilmeleri için Michelin Rehberi'ni piyasaya sürmüştü. 1920 yılına kadar bedava dağıtılan rehber, 1926 yılında iyi yemek pişiren restoranları bir yıldızla ayırt etmeye başladı. İkinci ve üçüncü yıldız ise 1930'lu yılların başında eklendi. Ancak zaman içinde Michelin, şoförler için restoran ve konaklama rehberi olmaktan çıktı ve dünyanın en prestijli otel ve restoranlarını seçen bir rehber haline geldi. Bir restoranın Michelin yıldızına sahip olabilmesi ise hiç de kolay değil. Üstelik bir yıl yıldız kazanan restoran, ertesi yıl yıldızını kaybedebiliyor. Michelin ekibi, habersiz şekilde farklı zamanlarda restoranı ziyaret ederek, dekorasyondan hizmete, yemekten temizliğe kadar her şeyi değerlendiriyor. Yurtdışına ziyaretlerinizde siz de bir Michelin rehberi alıp kendinizi bu seçilmiş restoranlarda ödüllendirebilirsiniz.

Size yemeğe dair her şey demiştim ya, yeri gelince konu konuyu açtı; biz yine mis kokulu özgür ve özgün çorbalarımıza dönelim.

Marketinizde veya pazarda sebze reyonunu gezerek yeni çıkmış kış sebzelerini birbiriyle karıştırıp sıcacık çorbalar hazırlayarak hem kendi içinizi hem de sevdiklerinizin içini ısıtabilirsiniz.

Bu hafta çorba konusunu işlemeye karar verip hazırlamaya başladığımda, alıştığımız çorba çeşitleri arasında dönüp durduğumuzu fark ettim. Mercimek, domates, mantar, düğün, tavuk suyuna şehriye, tarhana derken sofralarımızda iki elin parmak sayısını geçmeyen çorba çeşidinin dönüp durduğunu fark ettim. Bu sayıda sizlere değişik olduğunu düşündüğüm birkaç tarif vermek istiyorum. Bu arada değişikliği kullanılan malzemelerin dışında sunumlarınızda da gerçekleştirebilirsiniz. Çorbanızın servisi, klasik çukur tabak dışında, kulplu büyük fincanlarda, mini Trabzon ekmeğinin içinde veya küçük sırlı güveçlerde daha hoş olacaktır. Çorbaların yanında kıtır fırınlanmış baget ekmek dilimleri, galeta çubukları veya ince dilimlenmiş sarımsaklı pide de servisi zenginleştirecektir.

BALKABAĞI ÇORBASI
Genelde tatlısı ile sofralarımızda yer alan balkabağını bu kez çorba olarak denemeye ne dersiniz?












Malzemeler
(4 kişilik)
►500 gr balkabağı
►100 gr krema
►5 gr toz muskat
►10 gr tuz
►10 gr çeşni
►100 gr un
►75 gr tereyağı
►4 bardak su

Yapılışı
Soyulmuş ve yıkanmış balkabaklarını doğrayıp suyu ilave ederek pişene kadar kaynatınız.
►Ocaktan alıp blendırda püre haline getiriniz.
►Ayrı bir tencerede yağı eritip un ilave ederek pembeleşinceye kadar kavurun.
►Blendırdan geçirdiğiniz balkabağını ilave ederek 10 dakika kaynattıktan sonra baharatları ilave ederek ocaktan alın ve en son kremayı katarak sıcak olarak servis edin.


KÖZ PATLICAN ÇORBASI
Şimdi de köz patlıcanı alıştığımız salata halinden çorba haline getirmeye ne dersiniz?



Malzemeler (4 kişilik)
►500 gr patlıcan
►100 gr un
►75 gr sıvı yağ
►100 gr krema
►100 gr süt
►10 gr dereotu
►10 gr et suyu
►10 gr tuz
►4 bardak su

Yapılışı
Patlıcanları közleyip kabuklarını soyun ve ince ince doğrayıp bir kenara alın.
►Bir tencerede sıvı yağı ve unu pembeleşinceye kadar kavurarak süt krema ve suyu ilave ederek 10 dakika kaynatın. İnce doğranmış patlıcan ve baharatları ilave ederek 5 dakika kaynatın servis tabağına alıp ince kıyılmış dereotu ile servis edin


PIRASA ÇORBASI SARIMSAKLI EKMEK İLE

Soğangillerden olan ve daha çok zeytinyağlısı yapılan pırasanın çorbası, hem sağlıklı hem de leziz olacaktır.

Malzemeler (4 kişilik)
►500 gr pırasa
►100 gr renkli biber
►150 gr havuç
►50 gr un
►75 gr sıvı yağ
►10 gr maydanoz
►10 gr tuz
►10 gr çeşni
►4 adet tost ekmeği
►10 gr sarımsak
►15 gr sıvı yağ
►6 bardak su

Yapılışı
►75 gr yağı bir tencereye koyarak kibrit çöpü kalınlığında julyen doğranmış havuçları ilave ederek 5 dakika sote yapın. Julyen doğranmış pırasayı ve renkli biberleri ilave ederek 3 dakika sote yapın.Unu ilave ederek kavurun.Suyu ilave ederek 15 dakika kaynatın.Tuz ve çeşniyi ilave ederek ocaktan alın.
►Sarımsağı ince doğrayın 15 gr yağı ilave ederek karıştırın. Tost ekmeklerine sürerek 150 derecelik fırında 10 dakika kızartın.
►Servis tabağına aldığınız çorbanın üzerine ince doğranmış maydanoz ve isteğe göre kesilmiş sarımsaklı ekmekleri ilave ederek servis ediniz.

KESTANE ÇORBASI
Kestaneden de çorba olur mu demeyin, deneyin!












Malzemeler (4 kişilik)
►500gr kestane
►100 gr krema
►10 gr tuz
►5 gr beyaz karabiber
►10 gr çeşni
►75 gr un
►75 gr tereyağı
►5 gr et suyu
►4 bardak su+kestaneleri haşlamak için 6 bardak su

Yapılışı
►Kestanelere ince yarıklar açarak kaynatınız çok fazla pişmemesine dikkat edin tüm tadını suya bırakmasın.
►Ocaktan alıp kabuklarını soyduktan sonra çatal yardımıyla taneli püre haline getiriniz.
►Ayrı bir tencerede yağı eritip un ilave ederek pembeleşinceye kadar kavurun.
►Taneli püre haline gelmiş kestaneyi ilave ederek 10 dakika kaynattıktan sonra baharatları ilave ederek ocaktan alın ve en son kremayı katarak sıcak olarak servis edin.

Püf noktası: Çorbalarınıza lezzet katacak et/tavuk/balık ve sebze sularını kendiniz hazırlayın çorbanıza katkı sokmayın! Küçük buz poşetlerinde buzlukta saklayacağınız çorbanıza lezzet katacak bu tatlar oldukça pratik. Hazırlayacağınız karışımların içine soğan, sarımsak, kereviz sapı vb. taze otlar katarak zenginleştirmeyi de unutmayın!

Sonbahar ve kış oldukça uzun. Daha çok çeşit çorbaya ve yeniliklere ihtiyaç var. Değişik tatlar ve sunum şekilleriniz var ise benimle ve 'CafeRuj, Yemeğe Dair Her Şey' takipçileri ile paylaşmanız için özgün ve özgür fikirlerinizi bekliyoruz.

Sıcacık günler…