Yeni bir nefes
Haz duygusunu özel bir kokuya dönüştüren Dior Joy, hayata duyulan sevginin yeni ifadesi.
GÜNCELLEME TARİHİ: 15 Ekim 2018
Pelin Hasçalık
Dior ruhu her daim çarpıcı, kadınsı, gösterişli ve hoş... Modaevinin yeni kokusu Dior Joy ise kadınlara armağan olarak, mutluluğu asla unutulmayacak bir cazibe ile somutlaştıran anlatılmamış bir öykü. Haz... Bu anlaşılması kolay, varlığını her zaman hissettiren mütevazı kelime parfümün çıkış noktası. O burada, her şeyde, damarlarımızda dolaşıyor. Fakat tarifi mümkün olmayan bir his nasıl anlatılır? Ve nasıl bir parfüme dönüştürülüp, notalar, çiçekler ve akorlarla bir koku biçiminde sunulur? Zapt etmesi zor, ansızın gelen, davetsiz ve anlam yüklü. Geçici ve mutlak. Önce vücudu, ardından ruhu etkisi altına alan bir nefes. Yeni Dior Joy, tutkulu ve hedefi olan bir parfüm: Her şeyin akıp gittiği yumuşak bir his için teni nazikçe saran ince dokunmuş ipek kumaş gibi, tüm bu duyguları yansıtan, aynı zamanda coşkuyu, ışığı, bir gülüşü, dingin bereketi ve gücü de ifade edebilen bir koku.
ÇIKIŞ NOKTASI
Dior Parfüm Yaratıcısı François Demachy kadınları alışılmadık bir yolculuğa çıkaran, bambaşka diyarlara götüren yeni parfümü şöyle anlatıyor: "Yeni bir Dior parfüme hayat vermek çok farklı bir olay. Benim için olduğu kadar bütün modaevi için de algı değişmiyor: Parfüm hem erkekleri hem kadınları bir araya getirmeli ve onlara haz vermeli. Güçlü bir imza taşıyan, ileriye uzanabilen, cömert bir tarafı olmalı. Yaratım aşamasının başından beri parfümün adını bilmek benim için büyük bir şanstı. Ne ad ama! Kısa, hayat dolu ve her ihtimale açık fakat kesinlikle yapmacık değil. Onun öyküsünü anlatmak için enerjisiyle olduğu kadar yumuşaklığıyla da dikkat çeken, sarmalayan bir koku yaratmayı hedefledim."
Dior Joy, duyumsal boyutta kadınları sımsıkı saran, duyuları derinden sarsan ve şüpheye pay bırakmayan bir koku. "Nihayetinde kimse bu yeni parfümün ferah, keskin, çiçeksi ya da sütlü olduğunu söyleyemez. Çünkü tüm bu özellikleri birden taşıma gücünde... Dior Joy zorun üstesinden geldi ve sonunda, zihinlerde sadece tek bir kelime belirdi; haz."
François Demachy için Dior Joy, ışığın kokusal bir yorumunu sunarak, dikkat çekici haz duygusunu dışa vuruyor: "Her bir imiz ışığı, onu düşünmeden ve kendimizce algılıyoruz. Apaçık bir koku dışa vurumu ile sonuçlanan çoklu nüansları ve sayısız yönleri sayesinde, bu parfüm de benzer bir üslupla tasarlandı. Çok fazla zaman, geliştirme ve soyutlama gerektirdi. Ama nihayetinde hayat dolu bir varlığa kavuştu."
KOKU MANZARASI
Bir koku manzarası hayal edin. Bir adım geriye gidin ve resmi bir bütün olarak görün. Sonra yaklaşın ve taneli, sık yapılı görünümü düşünün. Üst, kalp ve alt notalardan oluşan bu pikselli koku manzarasının derinliklerine inmek isterseniz; Dior Joy'u üç bilindik faz ile uyumlu olacak şekilde düşünmenin zor olduğunu bilmelisiniz. Tüm çiçekleri adlandırmak ve ham maddelerin eksiksiz bir listesini çıkarmak ise boş bir çaba. Parfüm tam olarak anlatılmak istendiğinde liste uzayıp gidiyor ama büyüsü hep saklı kalıyor.
Dior Joy'un ilk notalarında çiçeklerin ve turunçgillerin enerji dolu gülümsemesi hissedilirken, çiçekleri yükseltmek için bir araya gelen bergamot ve mandalina anlık bir coşku yaratıyor. Hem esans hem de öz formundaki gül, keskin yasemin ile birlikte bu sulu meyvelerle karışarak enerji dolu bir gülümsemeye dönüşüyor.
Koku aynı zamanda akordaki odunun yumuşak okşayışı, sıcak ve kremsi sandal ağacı, küçük bir sedir dokunuşu ve bir parça paçuli ile devam eden tatlı bir kucaklaşmaya benzetilebilir. Hafif, pudramsı bir hava ile bütünü sarmalamak için geniş misk ailesinden yapılmış özenli bir nota seçimi de göze çarpıyor. Bir süre sonra gözden kaybolan miskler, onları dolduran ve temsil eden odunlar ve çiçeklerle karşılaşıyor. Bu karışım, adeta mahrem ve tatlı bir tensel imza gibi, sevgi dolu bir temas etkisi yaratıyor.
Dior Joy'un kokusu kadar şişesi de ilhamını markanın köklerinden alan tasarımıyla dikkat çekiyor. Parfümün yalın ve ışıltılı feminenliği, modern tasarım kodlarına sahip şişenin göz alıcı gümüş ve parlak pembe tonları ile birleşerek ışık saçıyor. Gümüşten bir sicim kapağın etrafını sarmalayıp, kusursuz bir çember biçiminde kıvrılırken; şişe üzerindeki parlak kabartmalı harfler Dior Joy'un zarafetini bir adım ileri taşıyor.
YILDIZ IŞIĞI
Dior Joy'un yüzü, sıradışı bir oyuncu ve güzelliğin coşkulu temsilcilerinden biri; Jennifer Lawrence. Dior galaksisine bu yıldızdan başka kim böyle güçlü ve gerçek bir duyguyla hayat verebilirdi? Kendine özgü duruşuyla Lawrence, doğal, çekici ve renkli bir kişilik. Bir kokunun yüzü olmak içinse göz alıcı, baştan çıkarıcı ve son derece cömert bir yıldız. Kampanya filmi; masmavi havuz suyu, bir Hollywood villasının beyaz duvarları ve tende sıcak güneş hissi ile izleyicileri sarmalıyor. Gece ve gündüz, tüm dünya bu kadının önüne seriliyor...
Büyük bir başarı yakaladığı Hunger Games filminde birlikte çalıştığı yapımcı Francis Lawrence'ın objektifine yansıyan görüntüleriyle oyuncu, bu birlikteliğin yarattığı olağanüstü duygunun her nüansını kampanya filmine aktarıyor. Yakın çekim planlarda, kamera onun gülüşünü ve kahkahasını kendine has ışığı içinde yakalıyor. En saf haliyle, parfüme ilham veren haz duygusu Jennifer Lawrence'ın bedeninde yeni bir nefesle canlanıyor.